1

9 2 0
                                    

Her hafta sonu olduğu gibi yine Zehra'yla sahilde yürüyüş yapıyorduk. Aynı zamanda da sohbet ediyorduk.

" İyi akşamlar dikkat edin favorim ama" , dedi Zehra sıçmalı kişnemeli temalı gülerken.

"İstanbulunuz var mı daha komik bence" , dedim ve ben de gülmeye başladım.

Biz gülerken Zehra'nın telefonu çaldı hemen açtı ve karşısındaki kişiyi dinledi

" Tamam Salih amirim geliyoruz" , dedi ve telefonu kapatıp bana döndü;

" Aysel Aslan cinayetinde bir gelişme varmış Salih amir çağırıyor" , dedi.

" Tamam gidelim" , dedim ve arabama binip yola çıktık.

Yaklaşık yarım saat sonra karakola gelmiştik. Arabadan indik ve Salih amirin odasına gittik. Kapıyı tıklatıp içeri girdik.

" Gelin kızlar, oturun"

Masanın önündeki sandalyelere oturduk ve
Salih amir konuşacakken kapı iki kere tıklatıldı ve içeri ortalama 25 yaşlarında bir adam girdi.

"Merhaba amirim ben Alaz Alanguva"

"Merhaba Alaz hoşgeldin" , dedi ve bize dondu Salih amir;

"Tanıştırayım arkadaşlar Alaz cinayet bürosuna yeni geldi. Aysel Aslan cinayetine o da sizinle bakacak"

Hemen itiraz ettim;

" Neden o da bize katılıyor ki biz gayet güzel bakıyorduk bu cinayete"

" Siz gayet güzel baksaydınız ben burada olmazdım herhalde canım" , dedi aptal balık Alaz.

" Biz gayet güzel baktığımızda göre kapı orada gidebilirsin canım" , dedim en az onun kadar gıcık bir ses tonunda.

" Lütfen tartışmayın arkadaşlar. Bu cinayete beraber bakacaksınız o kadar. Şimdi çıkabilirsiniz"

Tam itiraz etmeye başlıyordum ki Salih amir;
" İtiraz istemiyorum" , dedi ve bizi kibar bir şekilde odadan kovdu.

Odanın kapısında birbirimizle en sert şekilde bakışıyorduk.

" Arkadaşlar bakışmanızı bölüyorum ama böyle birbirinize gıcık davranırsanız cinayete odaklanamayız" , dedi Zehra.

" Bence de " , diyerek ona katıldı aptal Alaz.

" Bu arada ben Zehra bu da Yağmur"

"Memnun oldum" , dedi Alaz bana bakarken. Ben hiç memnun olmadım ama aptal balık. Kendini ne sanıyordu ki bu? Hemen benimle zıtlaşmıştı. Salak işte nolucak.

"Hadi biz eve gidelim artık " , dedi Zehra beni dürterek. Tamam anlamında başımı salladım ve karakoldan dışarı çıkıp arabaya bindik.

" Niye o kadar zıtlaştığınızı hiç anlamadım" , dedi Zehra. Ben anladım çünkü o Alaz tam bir aptal.

" Aptal olduğu için" , dedim gayet sakin bir ifadeyle.

" Aman neyse boşver ben eve gidince ne yemeği yapsam ki?"

" Bilmem ki ne yapsan güzel oluyor zaten yap işte bir şey" , dedim.

Yaklaşık yarım saat sonra eve varmıştık. Alaz denen aptalı düşünmeyi bıraktım ve eve girer girmez hemen duşa girdim. 15 dakika süren duşumun ardından pijamalarımı giydim ve aşağı indim. Mutfaktan mükemmel kokular geliyordu. Hemen mutfağa gittim. Zehra kremalı makarna ve tavuk yapmış şimdi de masaya tabakları koyuyordu.

"Çok lezzetli görünüyorlar " , dedim ve sandalyeye oturdum.

" Yeni bir tarif buldum onu denedim inşaallah yapabilmişimdir"

Zehra tabaklara yemekleri koydu ve karşımdaki sandalyeye oturdu. Makarnanın tadına baktım gerçekten lezizdi. Hemen tavuktan da bir parça aldım o da lezizdi.

"Mükemmel olmuşlar" , dedim ve yemeye devam ettim. Yemek yerken hâlâ aklımda o Alaz kılıklı antilop vardı. Zehra sessizliği bozdu;

" Alaz'ı mı düşünüyorsun?"

Oha nereden anlamıştı ki. Hemen şaşkın bakışlarımı düzelttim.

" Niye o Alaz kılıklı antilopu düşüneyim canım , saçmalama"

He he aynen der gibi bir bakış attı ve yemeğine devam etti. Ben hâlâ Alaz denen aptalı düşünüyordum. Harbiden ben niye onu düşünüyordum ki? Çok saçmaydı hemen düşüncelerimden sıyrıldım ve yemeğimi yemeye devam ettim. Yemeklerimiz bittikten sonra masayı toplamıştım ve makineye bulaşıkları yerleştirdim. Salona gittim ve koltuğa oturdum Zehra'yla film izlemeye başladık. Filmin ilk yarım saatinden sonra yorgunluktan uyuyakaldım.

Five YearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin