27

8 0 0
                                    

Sabah alarmımın ya da başkasının sesiyle uyanmadım. Başımdaki felaket ağrıyla uyandım. Kafamı söküp atmama son bir kalmıştı yani. Bu ne biçim ağrıydı. Yatağın  öbür tarafına döndüm. Yanımda Alaz vardı. Biz niye beraber uyumuştuk şimdi be.

Hemen onu dürttüm " Alaz kalk" , dedim.
Sacma saçma mırıltılar çıkardı ve uyumaya devam etti.

O sırada yatağın yanındaki komidinin üstünde masum masum duran bir bardak suyla bakıştık. Suyu hemen aldım ve Alaz'ın kafasından döktüm.

Sonra hemen yataktan kalktım ve odadan çıkıp kendimi banyoya kilitledim. Alaz bağırıyordu tabii ama hiç umursamadım.

Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Sonra banyodan çıktım ama kapıda beni bekleyen Alaz la bir bakışma yaşadım.

Hızlıca aşağı salona indim. Salonda kimse yoktu. Köşeye sıkışmıştım. Elimde bir kozum vardı tabii. Hemen Alaz'ın yanına yaklaştım.

" Alazcığım , canım ,en sevdiğim sevgilim " , dedim tatlı tatlı.

Anında kaşları çatıldı " Benden başka sevgilin mi var senin?" , dedi.

Tatlı tatlı konuşayım derken iyice sinirlendirmistim köpeği. Şimdi çok sinirliydi. Harbi en sevdiğim sevgilim neydi ya?

" Ne münasebet canım şaka yaptım ben. Biliyorsun çok şakacı bir kişiliğim var" , dedim tatlı tatlı gülümseyerek.

Onun bakışları ise hâlâ düzelmemişti.

" Sen niye benim yanımda yatıyordun?" , dedim.

Harbi o niye benim yanımda yatmıştı ki? Yani yatsın tabii canıma minnetti ama şimdi konuyu degistirmeliydim.

" Akşam tuttun kolumu gitme gitme dedin. Eh ben de kıyamadım tabii yattım yanında. Biraz yattıktan sonra gidecektim tabii ama sen sımsıkı sarıldığın için gidemedim" , dedi ve piç piç sırıttı.

Cidden yapmış mıydım bunu yani? Allahım konuyu değiştiriyoruz o da bana patlıyor. Bu nasıl bir gün ya rabbim?

O sırada aşağı Çağdaş indi. Hemen Alaz'ın yanından ayrıldım.

" Aaaa canım kumam Çağdaş. Günaydın. Hadi şimdi sen Alaz'ın yanında dur ben Zehra'yı uyandırayım" , dedim.

Hemen yukarı odama koştum. Arkamdan 'Kuma mı' diyerek kişnediklerini duydum ama umursamadım.

Odamın kapısını açtım Zehra mışıl mışıl uyuyordu. Hemen kolundan dürttüm. Tabii uyandı.

" Günaydın hadi kalk cabuk " , dedim.

Ofladı ve yataktan kalktı. Banyoya gitti. Ben de tekrar aşağı indim ve mutfağa gidip çay suyu koydum. Zehra da elini yüzünü yıkayıp mutfağa geldi.

" Basım çatlıyor " , dedi.

" Benim de " , dedim.

Beraber ilaç içtikten sonra kahvaltıyı hazırlamaya başladık. Kahvaltımızı hazırladıktan sonra Alazcığımı ve Çağdaş'ı çağırdık. Beraber sandalyelere oturup kahvaltımızı yapmaya başladık.

" Dün gece çok komiktiniz" , dedi Alaz.

Yandan ters bir bakış attım kendisine.  "Neyimiz komikti acaba?" , diye sordum ters bir sesle.

" Hemen anlatayım" , dedi.

" Sen dedin ki 'bu ne yakışıklılık be' eh tabii ben de sevgilin olduğum için üstüme alındım sonra sen kollarını açtın ve bana doğru geldin. Benim yanımdan geçip aynaya sarıldın. Zehra da arkandan bağırdı 'ben orada mıyım' diye sonra siz ikiniz sarıldınız" , dedi.

Çağdaş ve Alaz kişnerken Zehra'yla bir bakışma yaşadık.

" Sen benim kumam oluyorsun şu an" , dedi Çağdaş bana.

Tekrar gülmeye devam ettiler. Sonra Çağdaş Zehra'ya baktı.

" Sana ne demeli acaba" , dedi Çağdaş.

" Ne yaptım ki?" , dedi Zehra masum masum.

" Kızım üstüme şişeyi attın resmen Yağmur'a sarılmak için ben de insanlık hali yani birazcık yanlışlıkla ananıskm dedim sen de dedin ki sırada ben varım terbiyesiz o nasıl laf" , dedi Çağdaş.

Bu sefer anıran bendim. Zehra da kızarmıştı tabii. Alaz da bana katıldı biz ikimiz anırıyorduk.

" Bu sayede bilinç altında neler yattığını öğrenmiş olduk " , dedi Çağdaş.

Biz daha çok kişnedik Alazımla.

" Sacmalama be. Sarhostum ne dediğimi bilmediğim için öyle demisimdir" , diye muazzam ötesi bir savunma yaptı Zehra.

" Tabii canım tabii" , dedim ben de. Sonra tekrar anırdım.

Kahvaltımızı bitirmiştik. Mutfağı topladıktan sonra hazırlandık ve evden çıktık. Alaz ben ve Zehra karakola gittik. Çağdaşta kafesine gitti.

Bugün çok işimiz var diye düşünüyorum çünkü bayağıdır işleri boşluyorduk. Odama gittim tabii ki cinayet dosyaları önümde duruyordu hemen incelemeye başladım.

Akşam saat 23.35

Yeter diye bağırıp dosyaları masamdan atmadan işlerimi bitirmiştim hele şükür.

İçtiğim yetmiş beşinci Yagmur kendine gel kahvesinin bardağını çöpe attım ve toparlanıp odamdan çıktım.

Tabii ki hemen Zehra'nın odasına gidip içeri daldım. O da tam çıkıyordu.

" Hadi hemen eve gidelim yoksa yorgunluktan öleceğim" , dedim.

Kafasını aşağı yukarı salladı. Beraber Alaz'ın odasına gittik. Onun da işi bitmişti.

Hep Beraber eve gittik ve kapıyı çaldık. Çağdaş kapıyı açtı.

Hemen odama koştum ve üstüme pijamalarımı giyip salona indim.

Hep beraber yemek Yedikten sonra enerjim yerine gelmişti. Şu an hep beraber salonda oturuyorduk. Canım çok sıkılmıştı. Birazdan balon gibi patlayacaktım yani o derece.

" Oooofff canım sıkılıyor benim " , dedim. Hepsinin bakışları bana döndü tabii.

" Benim de canım sıkıldı ne yapsak ki?" , dedi Zehra.

" Lan bir şey yapmadan önce aklıma şey geldi. Biz kedimizin adını daha koymadık. Hadi ona isim düşünelim" , dedim.

" Abooo doğru ya yazık aşkım benim isimsiz isimsiz yaşıyor " , dedi Zehra.

Birazcık düşündük. Hâlâ düşünürken kediye baktım daha küçüktü içimden kedicik dedim. Sonra aydınlanma geldi tabii ismi kedicik olsaydı ya.

" Buldum. Kedicik olsun. Hem zaten daha küçücük" , dedim.

" Ayy çok tatlı kesinlikle kedicik olsun" , dedi Zehra.

" Ne güzel bir isim buldun" , dedi Alaz.

" Tabii ben buldum" , dedim.

Yaklaşıp yanağımı öptü hemen. " Sen bulursun da kötü olma ihtimali olur mu zaten" , dedi.

Kıkırdadım. Bu çocuk harbi çok tatlıydı he.

" Hadi çizgi film izleyelim " , diye bir öneri sundu Zehra.

" Çizgi film mi?" , diye sordu Çağdaş.

" EVET BİZ BAYILIRIZ ÇİZGİ FİLME " , diye coştum bir an.

" Tamam hadi acın o zaman" , dedi Alaz.

Hemen televizyondan mucize uğur böceği ile karakedi açtım ve izlemeye başladık.

Sonrası malum tabii. Hep beraber koltukta uyuyakalmıştık.

Five YearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin