GİRİŞ

14 4 0
                                    

O Karanlıkların lordu, siyahın prensi ve hiçliğin simgesi. Eğer karşınıza o çıkıyorsa bilinki ölme vaktiniz gelmiş demektir. Ne yarına erteler ne 5 dakika sonrasına o an öleceksiniz demektir. Çünkü o merhamet duygusundan yoksun bir varlıktır. sadece hayatını iyi yaşamış ve günahkâr olmayan insanların canını alırken onlara bir hediye sunar. En iyi şekilde hazırlanır ve kimi insanların canını kendisi acısız bir şekilde alır kimi insanların canını ise en sevdikleri insanların kılığına girerek alır. Fakat azrail oraya kendisi gittiyse o kişi cidden çok şanslıdır ve hayatını çok güzel yaşamıştır. Aynı şekilde günahkâr olan insanların canını almaya da o gider ve en korktukları varlığın kılığına girerek çok acılı bir şekilde canlarını alır.

İtiraz etme hakkı olmayan, ölmeyen ve sadece insanlara hizmet etmek için yaşayan bir varlıktır. Ne uyuyabilir ne acıkabilir. O sadece insanların canını alır. Ve onun ölmesi için sadece bir şey gereklidir. İnsanların yok olması yani kıyamet.

Kimse ona asla adıyla seslenemez. Çünkü adını söyleyince bile herkesin içi korkuyla dolar. Adının geçtiği ortamda çok soğuk bir rüzgâr eser ve herkesin tüyleri diken diken olur. O attığı her adımla yıkım getirir ve onun mutlu olduğu tek bir an vardır: insanların canını alırken çok mutludur.

"Pankreas kanseri misiniz?"

Yaşlı Kadın, doktorun çok yakışıklı olduğunu ve bir yerden hatırladığını düşünerek kısık bir sesle "Evet doktor bey" dedi.

"Doktor bey mi? Hee evet doktordum ben değil mi? Ve yakışıklı olduğumu biliyorum fakat bunu bir tek siz görebilirsiniz."

"Nasıl yani? Ve siz, siz nereden anladınız böyle düşündüğümü yani şey siz gerçekten doktorsunuz değil mi?"

Hafifçe sırıtarak ve hasta kadına doğru yaklaşarak şunları söyledi: "doktor olmazsam hastanede ne işim var teyzeciğim ve bu kıyafetlerle hasta olacak değilim ya tabiki doktorum"

"Benimde senin yaşlarında oğlum vardı askerdeyken şehit oldu. çok gençti ve ona çok benziyorsunuz doktor bey. O yüzden yine halüsinasyon gördüğümü sandım kusura bakmayın"

Alaycı bir tavırla gülerek "Sorun değil canım. Herkes beni oğluna benzetir zaten." Dedi ve kadına bir soru sordu.

"Oğlunuzun buraya gelmesini ister miydiniz?"

Sessizlik...

Doktor bu sefer soruyu değiştirerek tekrar sordu: "ya da siz oğlunuzun yanına gitmek ister miydiniz?"

Kadının gözlerinden yaşlar gelerek "onu görmeyi çok isterim evladım ama kader işte bizi ölüm ayırdı."

"O zaman ölüm sizi birleştirsin" dedi ve kadının alnına elini götürerek hafifçe dokundu. Azrailin yüzünde bir tebessüm belirdi. "Umarım oğlunla buluşursun." Bu kadın azrailin hediye sunduğu en şanslı insanlardan biriydi ve bu şans herkese denk gelmezdi.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin