6

60 11 3
                                    

Keyifli okumalar.

*
Bazı hataları erken yapmanın, hayatınıza çok büyük yararları olacaktır."
- Henry Huxley

Eylül'ün ağzından.

Sessizliğin hakim olduğu gecede ayın tüm parlaklığı ile camıma yansımasını izliyordum. Ağrıyan kolum yüzünden uyku tutmamıştı bir türlü. Üzerine bugün yaşananlar da eklenince yaşananların kafamda dönüp durmasına engel olamıyordum. Bu sabah Ali'yi görmek isteyip evimin bulunduğu sokağa gitmek istemeseydim, her sabah olduğu gibi erkenden hastaneye gitseydim belki de nişancının varlığını fark etmek için geç kalacaklardı. Ya da yüzbaşı o an hızlıca yerime başka birinin geçmesi planını düşünmeseydi vurulan ben olacaktım.

Belkilerle olmamış şeyler için can sıkmaya gerek yoktu ama engel olamıyordum. Benim zarar görmem için bu kadar uğraşma sebeplerini anlayamıyordum. En önemlisi hayatımda yaşamadığım adrenalini geldiğimden beri burada yaşıyordum.

Bir ağrı kesici alıp sabah erken kalkacak olmamın bilinciyle yatağa girdim. Gözlerimi kapattığım an kafamda canlanan bir çift koyu kahve harelerle hızla geri açtım gözlerimi. "Ne alaka ya?" diye fısıldadım boş odada. "Düşünme saçmasapan şeyler."

Kolumun ağrısı yavaştan geçerken uykuya daha fazla direnmedim.

İlahi bakış açısı

Yüzbaşı yakaladıkları adamı konuşturmak için askeriyeye erkenden gelmişti. Dün genç kadının gözlerinde gördüğü korkudan sonra onu bu beladan kurtarmayı görev bilmişti, kimse böyle bir korkuyla yaşamayı hak etmezdi.

Yüzbaşı yakaladıkları adamın sorgusuna girdi. Olayı istihbarat üstlendiği için sorguya yüzbaşının girmesinde sorun görülmemişti. Eşlik ettiği sorgulamada istihbarattan olanların konuşturma konusunda pek ilerleme kaydetmediğini görünce işi devralmak istedi.

Müsaade verilince şiddete başvurmadan konuşmaya başladı, "Neden burada olduğunun farkındasın değil mi?"

Terörist adamın vurmadan konuşmasıyla afalladı, kendine engel olamadan, "Ben farkındayım da asıl sen ne uğruna burada olduğunun farkında mısın?" derken sorgu boyunca ilk defa konuşmasına odadakiler de şaşırmıştı.

Alp yüz ifadesi bozulmadan tekrar konuştu. "Seni bugün buraya gönderen, burada olmana sebep olan kişilerin hiç umurunda bile değilsin. Neden hala onları korumaya çalışıyorsun?"

"Peki sen? Ben beni buraya gönderenlerin ne kadar umurundayım biliyorum, ama sizin kendinizi nasıl bu kadar değerli hissettiğinizi anlamıyorum? En fazla bir gazetenin manşetinde öldükten sonra şehit Kaan Alp Kahraman yazarlar! Ne uğruna? Vatan dediğin topraklarda hiç kıymetiniz yok farkında değilsiniz!?"

Yüzbaşının ismini söylemesi Alp'i duraksattı. O an akıllarda var olan ilk soru yüzbaşının adını nereden bildiğiydi. Alp düşündü, bir yerde haklıydı aslında. Daha bugün pençe kilit harekatında ölen 4 şehidimiz için verilen haberi bile bir kenara sıkıştırıp haberi yapmak için yapmışlardı resmen. Bu saygısızlıktan başka bir şey değildi, insanların senin ne için yaşadığını ne uğruna can verdiğini önemsemediğini gösteriyordu...

"Sizin bilmediğiniz şey, atalarımızdan kalan bu topraklarda binlerce şehidimizin kanı olması ve bizim bugün o kanla sulanan topraklarda namerdin çizmesi namusumuzu çiğnemesin diye var olduğumuz."

Teröristin yüzbaşının söyledikleri karşısında susmuş bir cevap vermemişti. Sorguya devam ederken adını söylemesinin üzerinde durmasa bile daha sonra "Biz senin kim olduğunu biliyoruz, neden burada olduğunu da." demesiyle meraklanmış ve ilk defa sinirlerine hakim olamadan elini sertçe masaya vurdu. "Siz kimsiniz! Neyi biliyorsunuz lan siz!? Sizin soyunuzu kurutana kadar durmayacağım! Kanımın son damlasına kadar sizi bu vatan topraklarından silip süpürmek için mücadele edeceğim!"

HAYAL KOVANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin