KURT ÖPÜCÜĞÜ

1- DAVETİYE

Ronnie odasının kapısının tıklatılmasıyla okuduğu kitaptan gözlerini usulca yukarı kaldırdı. Gelebilirsiniz ! diye seslendi tok bir sesle. Kapı kolunun aşağı doğru eğildiğini ve sonrada kapının aralandığını gördü.

İçeri  esmer, orta boylarda, zayıf bir kız girdi. Uzun ince parmakları ile koca bir  deste zarfı elleriyle kavramıştı. Bu kızı sima olarak tanıyordu ama isminin ne olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu.  Kız bir tanesini alıp Ronnie'ye doğru uzattı.

Bu senin. Sanırım okul başvurunun sonucu.

Ronnie yataktan fırlarcasına kalktı ve kızın elinden hunharca zarfı kaptı. Üzerinde ki yazıları okuyordu ki sonradan fark ederek kıza döndü.

Ah ben  çok teşekkür ederim. Heyecanlandım ve bir an her şeyi unuttum galiba.

Kız yüzünde tebessüm ile ona karşılık vererek odadan ayrıldı. Tam o esnada gök yüzünün griliği daha da belirgin hale geldi. Şimşekler ses çıkartmadan usulca gökyüzünde çakıyordu. Bu, akşama doğru sağanak bir yağmurun yağacağının habercisiydi.

Ronnie hemen zarfı yırttı ve içinde ki kağıdı çıkarttı. Lockwood Üniversitesine ait kendisini de aralarında görmek istediklerini bildiren bir kağıdı elinde tutuyordu. Dudakları arasından fısıltı ile Loockwood kelimesi dökülürken kaşlarını çattı. Gözleri çalışma masasının üzerinde duran laptopa gitti. Bilgisayarı kucağına alarak yatağa oturdu ve araştırmaya başladı.

Başvurduğu okullar arasında böyle bir isimde okul hatırlamıyordu. Ona hiç tanıdık gelmiyordu. Okulun ismini internete yazdı. Ülkenin kuzey batısında, Red Hill kasabasında oldukça büyük ve görkemli bir görüntüye sahip bir okul çıktı karşısına. Ronnie o an da başvuruda bulunduğu okulların bir listesini yaptığını anımsadı. Hızlıca bir kitabın arasına yerleştirdiği kağıdı eline alarak incelemeye başladı.

Kesinlikle bu okul içlerinde yoktu. Kim bilir belki de başarısını fark etmişlerdi. İyi ama o güneydeydi. Nasıl oluyordu da kuzeyde ki bir okul onu davet edebiliyordu. Sonradan akılına gelen bir düşünce ile duraksadı. Edebiyat hocasının kuzeydeki okullarla bir bağlantısı olduğunu anımsadı. Geçen sene yaz etkinliğinde kuzeyde ki bazı okullarda katılmışlardı ve hepsi onun sayesindeydi. Muhtemelen kendisini okullara önerende oydu. Araları oldukça iyiydi ve bunu yapabilecek birisi varda o da edebiyat hocası Emma'dan başkası olamazdı.

----

Red Hill kasabası yağışları ve yeşil doğası ile pek çok insanı kendisine çeken bir yerdi. Yaz aylarında bile aralıklarla yağış alan bu yer yeşilin her tonuna ev sahipliği yaparken insanın burada huzur bulmaması imkansızdı. Yağmur damlaları, toprak kokusu insanı alıp başka diyarlara götürebilecek bir güçteydi.

Black Loockwood çatı katında çalışma odasında sırtını sandalyesine dayamış halde cama vuran yağmur tanelerini izliyordu. Kurt olmanın en güzel yanı çıkarttıkları sesi, toprak kokusunu insanlara oranla daha net şekilde duymalarıydı.

Kapısı aralandığında içeri giren Maggie'den başkası değildi.

Black hala yağmuru izlerken sordu. Ulaştı mı ?

Evet dedi Maggie derin bir iç çekişle ve masasının karşısında duran sandalyelerden birisine oturdu.

Bundan emin misin Black ? dedi tedirgin bir sesle.

Derin bir nefes alma sırası Black'e geçmiş görünüyordu. Göğsü kabarıp yavaşça inerken yavaşça Maggie'ye doğru döndü.

Eminim..  Rüyalarıma giren o kızdan başkası değil !

Peki ya o Ay Taşının sahibi değilse o zaman ne yapmayı planlıyorsun ? Üzerimizde ki bu lanet ve ya büyü nasıl kalkacak ?!

Black yavaş bir tempoda kafasını salladı.  "Alfa hislerim oldukça güçlü. O kızın Ay Taşı varisi olduğuna eminim. Eğer yanılmıyorsam o Ay Taşı yüzüğünü parmağına taktığı anda üzerimizde ki mühürlenme laneti ortadan kalkacak." dedi arkadaşını ikna etmek istercesine kararlı bir ses tonu ile konuşmuş gözünü kısmış ve ona odaklanmıştı.

Birilerine mühürlenmeyeli kaç yüz yıl oldu hatırlamıyorum sanırım beşten sonrasını sayamadım!

Black usulca ayağa kalktı. Yüzünde çapkın bir tebessüm vardı.

Bu lanet ortadan kalkacak. Biz kurtların özünde mühürlenmek var. Bu şey o kız sayesinde ortadan kalkacak !