19.BÖLÜM: KİMSE KAYBEDİLMEYECEK

54 6 2
                                    

19. Bölüm: KİMSE KAYBEDİLMEYECEK

Sanki az önce yaşanan şeylerin başrolü biz değilmiş gibi elimizdeki içkilerle geri dönmüştük. Kalbim kafesinden kurtulmuş bir kuş gibi çırpınıyordu ve tek sorumlusu yanımda yerini almış yeşil gözlü adamdı.

Ne kadar akışına bırakacağım naraları atsam da, o kadar da akışına bırakamamıştım. İçimde tereddüt ışıkları yanıyordu belirgin bir şekilde. Ve bende o gözümü alan ışıklar ile ne yapmam gerektiğine tam olarak karar vermemiştim.

Evet, belki az önce kendimi akışına bırakmayı başarsam da; o anın büyüsünü terk etmek zorunda kalınca, aklıma ihtimaller doluştu.

Açık seçik yaşayamayacağımız bir ilişki, arkadaşlarımıza söyleyemeyeceğimiz, çevreden tepki alacağımız, onu bunu geçtim ailesine bile bu durumu açıklayamayacağımız... Ve nice ihtimaller...

Beni bu ilişki için uzak durmaya uyarıyordu. Kısa bir süre saklamayı başarsak bile eninde sonunda ortaya çıkacaktı. Ve zaten ailesi olamayan ben, elimde olanları da kaybedecektim.

Bu ilişkiyi ne kadar yüreğim istese de, az önce dudaklarımız kavuşsa da olmazdı. Ben yapamazdım. Derya ve Elif'in ilişkisini sadece ben biliyordum, o da onları tesadüfen yakalamış olmamdan kaynaklı.

Onlar kızdı sarmaş dolaş gezseler bile bu o kadar dikkat çekmiyordu, garipsenmiyordu. Zaten burada ki çoğu kişi onların yakın arkadaş olduğunu sanıyor ve yakınlıklarını garipsemiyordu. Ki ben onları yakalamasaydım, bende şüphelenmezdim.

Ama ben ve Aras en ufak yakınlıkta dikkat çekerdik, sonra ise zeki olan biri bunu fark ederdi zaten.

Bu ilişki olamazdı, bende o cesaret yoktu. Hata der, büyüye kapıldım der, içkinin etkisiyle yakınlaştık derdim. Ama herkes orada ki o yakınlaşmanın, bu gibi basit şeylere indirgenmeyeceğinin farkındadır.

Açık açık her şeyi söylerdim, bana anlayış göstereceğine adım gibi eminim.
"-ert, Mert!" Adımın  seslenilmesiyle birden düşüncelerimden arındım ve daldığım deniz manzarasın dan çıktım.

Aras'ın yeşil gözlerinin benim yüzümde endişeyle gezdiği sıralarda neden öyle baktığını düşünüyordum. Eli yanağıma çıktığı sırada az önce ki düşüncelerim bir bir akın etti beynim tam orta yerine.

Refleks olarak elinden kaçtığım sırada kaşları da çatılmıştı. "Mert," Adım tadını öğrendiğim dudaklarından fısıltı şeklinde çıktı.

Diğer taraftan gelen ince sesle bakışlarım o tarafa döndü. "Mert, neden ağlıyorsun? Bir şey mi oldu?" diye sordu endişeli sesiyle Zehra abla.

Zehra ablanın söylemesiyle ağladığımı fark edince hemen göz yaşlarımı sildim. "Yok, yok bir şey. Sadece dalmışım öyle," dedim yüzüme sahte bir gülümseme kondururken.

Birden bana sarılan kollar ile kasıldım ama bana sarılan kişinin Deniz olduğunu fark edince rahatladım. "Bizimle konuşabilirsin; benimle, beni istemezsen Mustafa ile, olmadı Zehra abla var," dedi sonra birden Aras'ı gösterdi "Aras var," dediği sırada gözlerim kısa bir an ona kaysa da hemen başımı önüme çevirdim. "Kızlar var, Ceyhun abi var, kapanma böyle içine." dedi ve kafamın üstüne bir öpücük kondurdu.

Yüzümde buruk bir gülümseme oldu, anlatsam yine yanımda olurlar mıydı? "Biliyorum," dedim. Şuan yanımdaydılar değil mi? "Teşekkür ederim ama sadece Anıl'ın da burada olmasını isterdim." dedim. Bu bir yalan değildi ama ağlıyor oluşumun sebebi o değildi.

"Bizde onu çok özledik ama o orada yeni bir hayat kurdu ve mutlu olduğuna adım gibi eminim. O yüzden kendini boşa yıpratma kuzum," Zehra ablanın Sevecen sesi kafam da ki konunun alakasızlığına rağmen iyi gelmişti.

MAVİ IŞIK ALTINDA|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin