MAVİ IŞIK ALTINDA|BXB

23.BÖLÜM: KAZANILMIŞ HAYALLER

23. Bölüm: KAZANILMIŞ HAYALLER

Zaman göreceli bir kavramdı. İşte benim için dururken başkası için hızla akıp gidiyordu. Aslında zaman iki yüzlüydü.

Sınava girdiğim zamandan bu yana farklı bir hayat yaşamıştım ve bugün de bu hayatımı daha da farklılaştıracak bir şey vardı: Açıklanan sınav sonuçlarım.

Yıllarımı, aklımı, bedenimi verdiğim bu yılda; bir sonuç almış mıyım yoksa ruhumu da bu yol için vermem mi gerektiğinin açıklandığı gün.

Oturduğum sandalyenin hemen arkasında, benim heyecanımın eş değerini yaşadığını bildiğim, adam vardı. Elleri omuzumda, dudakları ara ara saç tutamlarımın arasındaydı.

Sonuçların açıklandığı ekranın açılmasını beklerken "Çok heyecanlıyım," dedim.

"Sus! Ben senden daha çok heyecalıyım," dedi Aras elleriyle iyicene omuzumu sıkarken. "Resmen çocuğunun büyüdüğüne şahit olan bir baba gibi hissediyorum."

Yoğunluktan kaynaklığı olduğunu tahmin ettiğim ekran hala aynı yerde sayarken sandalyemle ona döndüm. Elleri omuzumdan çekilip yanaklarımı buldu. "Sana babacığım dememi istemiyorsundur umarım," dedim yüzüm buruşurken. Ellerini yanaklarımdan çekip onu kendimden azda olsa uzakkaştırdım.

Tek kaşı havaya kalktığı sırada "Böyle bir şey ima etmemiştim ama..." Yüzüne saçma bir gülümseme yerleşirken "...hiç fena olmazdı ha?" dedi.

"Iyyy!" dediğim sırada koca bir kahkaha atıp "Daddy," dedi sesli bir şekilde. Kendimi tutamayıp gülerken omuzuna da bir tane geçirmeyi ihmal etmedim.

"Mert," diyip beni anında oturduğum sandalyeden bilgisayara doğru çevirdi. Onun bu ani hareketine rağmen bende tüm heyecan ve stresimle ekrana gömüldüm.

Gözlerim hızla ekranı tararken istediğim puanı orada görmenin heyecanı ile hızla ayağa kalkıp kendimi Aras'ın kollarına attım. "Başarmışım, yapabilmişim," dedim kafam boynunda yer edinirken. Koları sıkıcı belimi bulmuştu. Beni hafif kaldırıp ben daha ne olduğunu anlamadan etrafında çevirmeye başladı. Hakim olamadığım kahkaham ile ayaklarımı iyicene yukarı kaldırdım.

Başımızda artık beraberinde dönmeye başlayınca Aras beni yere bıraktı ve bırakmasıyla yalpalaması bir oldu. Hızla koluna yapışıp onu tutmaya çalışmama rağmen gerisin geri yere boyladı ve bu sırada reflekle kollarıma yapıştı. Sırt üstü yeri boylamışken bende kendimi onun üstünde bulmuştum. Yüzümüzde aptal gülümsemeler eşliğinde birbirimize bakarken gözlerim yavaş yavaş dudaklarına kaydı.

Pembe dudakları yaladığı diliyle parlarken bende refleks olarak onu taklit ettim. Kendimi tutmak için hiç bir sebebim olmadığı için dudaklarımı dudaklarına yavaş hareketlerle kapattım.

Göz kapaklarım harelerimi örttüğü sırada dünyayı da bir toz bulutu örtmüştü. Ve bu toz bulutu bizim etrafımızda tavaf ediyor, tüm dünyadan uzaklaştırıyordu.

Elleri belimi bulurken ağırlığımı tamamen onun üstüne vermek istemediğim için ellerimle yerden destek aldım. O alt dudağımı, ben onun üst dudağını kavramış hararetle birbirimizin doymadığımız tadına bakıyorduk. Biraz daha fazlasını istediğim içim dilimi dişlerine sürttüm ve ağzını benim için aralamasını sağladım fakat o benden önce davranıp aralanmış ağzıma dilini yolladı.

Gittikçe derinleşen öpücüğümüz ile gittikçe aşağılara doğru yanmaya başladığımı hissettim. Elleri belimden yavaş yavaş inerek kalçamı buldu, iki eli birden kalçamı sıktığında kendime engle olamadan ağzına doğru inledim ve kendimi ona bastırdım. Bu hareketimle o da inlerken beneden uzaklaştı. "Durmalıyız kıvırcık," dedi dudağıma küçük bir buse kondururken.