Bu aptal alfanın gidişinin üzerinden yalnızca iki gün geçmişti ve hemen şimdi minik bavulumu hazırlıyordum. Ben de bu denli hızlı olmasını planlamıyordum ancak varisin kişisel hizmetçisi kısa bir süre önce kovulduğu için acele etmemiz gerekiyormuş. Aslında ne kadar hızlı o kadar iyi olurdu benim için çünkü bir an önce alfanın söz ettiği paradan payımı alıp buralardan defolmak istiyorum. Zaten yarın sabah erkenden Wooyoung'un ayarladığı at arabasıyla malikaneye doğru yola çıkacaktım ve o andan itibaren ben Yang Jeongin değil, hizmetçi Woon olacaktım. Varis beni o şekilde tanıyacaktı elbet. Yeni sahte adımı bir an önce benimsemem gerekecekti. Wooyoung ayrılmadan hemen önce elime tokaya benzeyen anahtarı tutuşturmuştu ve hiçbir açıklama yapmamıştı. Bunun sebebi de açıklamaya ihtiyacım olmadığını çok iyi bilmesiydi. Şaşırmamalısınız çünkü size beni bir dolandırıcının yetiştirdiğinden bahsetmiştim.
Elime tutuşturduğu o şey sınıra yakın bölgede üretilmiş toka görünümlü bir anahtardı. Bu anahtar yardımıyla en azından Kore sınırları içerisinde açamayacağınız kilit veya kapı yoktu. Bu gibi şeyleri bilmemin payında teyze ve annem vardı elbet. Bavul niyetine kullandığım deri çantaya gündelik temel gereçlerimi koyarken anahtarı dikkatli bir biçimde çantaya yerleştirmiştim. Alfa bana bu anahtarı verdiyse eğer bir bildiği vardır ve muhtemelen o da malikaneye adım attığında bana bu konu hakkında bilgi verecektir.
Bavulu hazırlamamın ardından kendimi yatağa atmıştım ve derin bir nefes verme gereği duymuştum. Yan tarafıma doğru bir bakış attığımda aslında uyuyor halde sandığım Choo teyzenin gözleri açık bir biçimde tavanı izlediğini fark etmiştim. Evet Choo teyze ile birlikte aynı odayı paylaşıyoruz gerçi artık burada olmayacaktım yani şimdiye kadar öyleydi. Elbette omega Felix ve alfası karşı odada kalıyordular ve özellikle son 1 aydır oradan gelen bebek ağlama sesleri rahat edici olabiliyordu.
"Sana birkaç utanç verici bir şeyler söyleyeceğim şayet bu söyleyeceklerim kulağına saçma gelecek olursa hiç söylemedim sayarsın genç omega."
Duyduğum kelimelerin ardından hızla yaşlı betaya dönmüş ve onu pür dikkatle dinlemeye başlamıştım.
"Bunun senin için büyük bir fırsat olduğunun farkındayım ve bilirsin.. Wooyoung başarılı bir dolandırıcıdır."
Sırt üstü yatıyor haldeyken pozisyonunu değiştirdi. Bana doğru döndü ve bir elini başına destek olması amacıyla oraya yerleştirdi. Muhtemelen ciddi bir konuya değinecekti.
"Ancak tek özelliği bu değil. Kendisi oldukça kurnaz biridir ve kendi çıkarı için her şeyi göze alabilecek potansiyele de sahiptir. Ayrıca sen bir omegasın o ise bir alfa. Söylemek istediğim eğer ki malikaneye vardığında o sikik alfanın garip bir hareketini yakalarsan planı siktir et ve bana mektup yolla."
Öksürdü ve boğazını temizledi.
"Belli etmiyor olabilirim ancak ben sana değer veriyorum senden başka kimsem yok Jeongin. Bunun sebebi hem benim arkadaşımdan kalan bir hediye olman hem de bilirsin. Burada başıma bir şey gelecek olursa Seo Changbin veya Seo Felix beni düşünecek olmaz. Benim için endişelenecek tek kişi sensin omega."
Bu ardı ardına duyduğum cümlelerin ardından hatırladığım tek şey Choo teyzenin gözyaşları ve benim ona sarılmamdı. Bu kadını özleyecektim ben.
...
Bu aptal yolculuk yalnızca birkaç saat sürmüş olabilirdi ancak benim için neredeyse 3 gün gibi geçmişti. Midemin bulantısı içimdeki kusma isteğini gittikçe gün yüzüne çıkıyordu ve bunda yolda yediğim ucuz ekmeğin etkisinin olduğunu da tahmin edebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
be heir × hyunin
Fanfic1930'larda geçen mevzuat kendisini kont olarak tanıtan bir dolandırıcının, gizemli ve saf görünen Japon varisi omega Hwang Hyunjin'nin zenginliğini ele geçirmek için onu kendisine aşık etmeyi planlar. Bu planı gerçekleştirmek amacıyla tanıdığı olan...