B5 Küçük Bir Süikast

116 14 4
                                    

Selamlar

Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar!

____________________⍟⍟⍟____________________

Sanırım ölecektim... Eğitim kampının 2. Haftasındaydık ve güçlenmemiz için çok ağır eğitimler görüyorduk. Vücudumdan daha fazla ateş çıkarabilmem için Todoroki gibi kaynayan bir kazanın içindeydim. Tanrım... Çok sıcaktı.

Yaklaşık diğerleri gibi 4 saattir çalışıyorduk. Terden gebermek üzereydim. Diğerleri de yorulmuştu , Ochaco miğdesi bulanmasın diye etrafta dönmeye devam ederken bile kendini zor tutuyordu. Aoyama karın ağrısına dayanabilmek için durmaksızın lazer fırlatıp duruyordu.

Shoto da benim gibi bir kazanın içinde bir buz bir alev gücünü kullanıp duruyordu. Yorulmuş görünüyordu , vücudu terden sırılsıklam olmuştu. Üzerindeki gri atletle o kadar seksiydi ki... Ona bakmaktan kendimi alamıyordum.

"Asami! Önüne dön." Aizawa sensei'nin uyarısıyla irkildim. Shoto da buraya dönüp baktığında bir anlığına göz göze geldik ve bana göz kırptı. Tanrım... Bana göz kırptı.

"Özür dilerim Sensei." Diyere gücümü kullanmaya devam ettim. O kadar fazla ateş gücümü kullanmıştım ki vücudumda yanıklar patlak vermeye başladı. Bayılmamak için zor duruyorken Aizawa konuştuğunda mutluluktan ağlayacaktım neredeyse.

Ben buraya ajan olmak için gelmiştim kardeşim. Ne beni eşşek gibi çalıştırıyorsunuz anlamıyorum ki!

"Bugünlük bu kadar yeterli. Yarın devam edeceğiz , şimdi gidip üstünüzü başınızı değiştirip yemek yapmaya başlayın." Son cümleyi duyana kadar herşey güzeldi.

Suyun içinden çıktığımda yürümek için bir adım atar atmaz sendeledim. Tam düşeceğim sırada bir çift kol tarafından sarıldım. "Bugün fazla çalıştın Peri kızı." Beni kucağına aldığında Shoto'nun yüzüne baktım.

"Peri kızı mı?" Diye sordum merakla. "Hmhm , Periler kadar güzelsin Asami." Diye fısıldadı. Hass. Bu çocuğun üstümdeki etkisi çok çok çok fenaydı. Resmen hakimiyet kuruyordu. "Todoroki..." Gülümsedim yorgunlukla. Gözlerimi kapatıp kafamı onun mükemmel omuzlarına dayadım.

×××

Duşumu almış temizlenmiştim. Çoktan yemeğimizi de yemiştik. Şimdi ise Bakugo , Mina , Tsuyu , Ochaco , Jirou , Kaminari ve Kirishima ile sohbet ediyorduk. Bakugo istemese de İzuku da bize katılmıştı. "Kiss dinliyor musun?" Diye sordum merakla.

"Tabiki dinliyorum kızım deli misin!! Bayılıyorum onlara. Şarkıları efsane!" Dediğinde gözlerim parladı. "Favorin hangisi?? Benimki Demon." Jirou bir süre düşündü. "Hepsini seviyorum ama sanırım favorim Spaceman."

Jirou ile Kiss hakkında konuşuyorduk. "Bende bateri çalıyorum. Onlardan daha mükemmelim!" Diye araya girdi Bakugo. Kafasına bir tane geçirdim. "Sus bakayım! Kendini onlarla karşılaştırma. Biz sadece şarkılarını seviyoruz." Sinirle kafasını tuttu. Eyvah.

"Kafama vurma demedim mi aptal karı!" Koluma , tam da sabah ki yanığın üstüne vurduğunda kuyruğuna basılmış kedi gibi cırladım. "Ahh!! Yarama vurdun! Kolum kopacak senin yüzünden!" Kolumu tutarken Shoto'nun geldiğini gördüm. "Asami iyi misin?" Diye sordu telaşla. Asami dedi...

"İyiyim , şu salak yarama vurdu da." Diye açıkladığımda Bakugo sinirden şuan beni öldürebilirdi. Elimi saçlarına geçirip okşadım ki sakin olsun. "Şştt annem sakin ol sakin bişey yok." Diyerek onu göğsüme yasladım ve anne edasıyla kafasını okşamaya devam ettim.

"Napıyorsun be! Bıraksana beni." Çırpındığı için mecburi bıraktım. "İyilikte yaramıyor." Diyerek ayağa kalktığımda Shoto hâlâ ayaktaydı. "Seni bir yere götüreceğim." Elimi tuttuğunda Mina'nın bize attığı bakışları gördüğümde kızardım.

"Gidelim." Beraber ormana doğru yürümeye başladık. Herkesin özgünlüğünü öğrenmiş , Shigaraki'ye söylemiştim geçen hafta. Onun dışında bilgi toplamak için uğraşıyordum. Gizli bir plan gibi bir şey duymamıştım şu ana kadar.

Ormanın derinliklerine geldikçe bir su sesi duyduğumda gülümsedim. Shoto bir göl bulmuştu...

"Burayı seveceğini düşündüm." Gülümsedim. "Doğru düşünmüşsün." Ay ışığı göle yansıyarak muazzam bir görüntü yaratıyordu. Shoto'nun arkamda olduğunu hissettiğimde ona döndüm. "Seni gördüğüm ilk günden beri içimde garip bir dürtü var. Sana baktığım zaman hiçbir sorunum yokmuş gibi hissediyorum."

Anlık itirafı ile şaşırmadan edemedim. Elleri yine belimi buldu ve zorlanmadan beni yanımızdaki ağaca yasladı. "Kalbim benden izinsizce hızlanıyor , vücudumda alevlenme hissediyorum. Bunlar ne demek bilmiyorum ama..."

Nefes alışverişlerim hızlandığında gözlerimi onunkilere sabitledim. "Sen benim için çok şey ifade ediyorsun Asami." Eli yine şortumdan içeriye sızdı. İç bacağımı okşayarak yavaşça kasıklarıma doğru yol çizdiğinde bir alev patlaması hissediyordum.

"Asami... İçimde çok farklı şeyler olmasına sebep oluyorsun. Beni kendine öyle bir çekiyorsun ki daha önce hissetmediğim şeyleri hissetmeme neden oluyorsun." Fısıltısı ve nefesi boynumu yakıp geçerken daha çok tahrik oluyordum.

Eli bacak aramda durdu. Parmak uçlarını bir kumaşın üstünden bile hissetmek daha çok alevlenmeme sebep oldu. Onu istiyordum. Hemde çok. "Shoto..." Nefesimi zorla vererek adını söylediğimde sırıttı.

"Güzelim..." Diye yanıtlarken parmakları hareket etti. Kumaş parçasının üstünde parmakları hareket etse bile... İzi çok derinlere ulaşıyordu. Gözlerindeki o arzu onu daha da çok istememe sebep oldu. Parmakları yavaşça ileriye doğru gittiğinde durdu.

"Islanmışsın." Fısıldarken parmaklarını durdurduğu yer yüzünden kasıldım. Dudağını dudaklarıma sürttü. Elini geriye çektiğinde durdu. Tutkulu bakışları sadece küçük , fakat anlamı büyük olan dokunuşlarla kalakalmıştı.

Tam bir şey diyeceğim sırada nehrin diğer kenarında Toga'yı görmem ile şaşırmıştım fakat bozuntuya vermemeye çalıştım. Toga'nın elinde ki küçük ve kısa oku fark edince o çoktan nişan almıştı.

Shoto'nun yanaklarından tutarak onu kendime çektim ve dudaklarımı onunkilere sertçe bastırdım. Onunla yer değiştirip sırtının ağaçla buluşmasını sağladığımda ok sırtımla buluştu. Acısa da ses çıkarmadan öylece kalakaldım.

Shoto dudaklarımızı ayırdığında bana baktı. "Sen iyi misin? Birden..." Elleri belimde birleşinde cevap vermeme zaman bırakmadan gözleri kocaman açıldı. "Sen... Bunun için mi yer değiştirdin!"

"Sana bir şey olmasına izin veremezdim." Dediğimde zorla nefes alıyordum. Daha fazla ayakta kalamadığım için dizlerimin üstüne düştüm. "Sikeyim!" Nehirin diğer kenarına göz gezdirdi fakat kimseyi göremeyince beni kucağına aldı.

"Seni hemen kampa götüreceğim. Yarana pansuman yaparız. Sakın bayılayım deme!" Bir koluyla beni sıkıca tutarken diğer eliyle buzları kullanarak bizi kampa götürdü. Kollarımı onun boynuna sardım.

"Aizawa sensei!" Aizawa ve Mandalay koşarak yanımıza geldiğinde bir kaç öğrenci ve Kiri ile Baku da gelmişti. "LAN! NELER OLUYOR ÇEKİLSENİZE!" Diyerek kalabalığı itti Bakugo. Beni gördüğünde hızla yanıma gelirken Kirishima hemen arkasındaydı. "Noldu ona!?" Diye sordu sinirle.

Shoto beni tutuyor olmasaydı yüksek ihtimalle onu çoktan boğazlamıştı. "Saldırıya uğradık. Ormanda bir süikastçı varmış. Asami beni kurtarmak için okun önüne geçti." Shoto açıklamayı bitirip ona talimat veren Aizawa ile beni içeriye taşıdı.

____________________⍟⍟⍟____________________

Bölüm nasıldı?

Umarım hoşunuza gitmiştir.

Hoşçakalın.

Love And Betrayal | Shoto TodorokiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin