0.1

103 8 20
                                    

Gözümü açmamla karşımda olan saatle göz göze gelmem bir oldu. Saat 13:20'yi gösteriyordu. Şakaydı dimi! Umarım şakadır. Evet, bu çok güzel bir şaka.

"İnanmıyorum arkadaş ben bu saate. Telefondan bakacağım." Dedim ve yastığımın altından telefonumu bir hışımla çıkarttım.

Saat 13:21'di.
Hayır bu bir şaka değil!

"Annem beni öldürecek." Hemen yatağımdan kalkıp dolabıma yöneldim. Ah! Neden bu kadar kararsız bir insanım ki! Üstüm için basit bir tişört alıp altım için düz bir eşofman aldım ve hızla giyinmeye başladım. Bir yandan otobüsün dakikasını gösteren uygulamayı açtım. Evet! Daha 15 dakika vardı.

15 dakika vardı ama ben çoktan dershaneye geç kalmıştım...

Hemen yatağımı düzelttim ve evden çıktım. Annemi aradım. Tek çalışta açıldı.

"Anne-"

"Sakın bana bu saatte uyandığını söyleme Alçin!" Annem o kadar bağırmıştı ki telefonu 1-2 saniye kulağımdan uzaklaştırdım.

"Anne bi dinle-"

"Senin saatin kaç olduğundan haberin var mı? Hayır biz binlerce parayı sen geç kal diye mi veriyoruz? Eğer veriyorsak söyle de artık vermeyelim kızım. Babana da az insaf et yani. Babasına acımayan-"

"Anne!" Biraz streslenmiş olmalıyım ki senim tahminimden şiddetli çıktığı için bazı insanlar hayvan görüyormuş gibi bana bakıyorlardı.

'Yahu siz sinirlenmiyorsunuz sanki.'

"Anneye bağırılmaz" Diyip annem telefonu suratıma kapatmıştı.

'İnanılmaz bir gün. Allah'ım!'

Kısa sürede durağa gittim ve otobüsü beklemeye başladım. Otobü geldiğinde bindim ve boş koltuklardan birine oturdum. İneceğim durağa geldiğimde butona bastım. Dershaneden indiğim durağın çaprazında olduğu için dershane doğru gittim.

                                              •

"Off abi ben bittim ya gömün beni." Dedi Arslan gergin bir biçimde.

"Annem beni bu gidişle kocaya verecek kanka." Dedi Didem bana doğru. Bende ona 'bir şey olmaz kanka ya salla gitsin önemli olan üniversite' diyen bir bakış attım. Evet, biz bakışlarımızla konuşabiliyoruz.

"Tövbe de kızım, manyak mısın nesin zaten gerginim beni daha da germe." Dedi Arslan.

Evde zaten annem yüzünden gerileceğim için birde burada Didem yüzünden gerilmek istemiyordum.

"Arkadaşlar ben kaçar." Dedim ve dershaneden çıktım. Otobüsün dakikasına bakmak için telefonumu açmıştım ki otobüs geldi ve otobüse bindim. Ters gitmeyi sevdiğim için ters olan bir koltuğa oturdum ve biraz olsun dinlenebilmek üzere kafamı cama yasladım taki arkamda bir hareketlilik hissedene kadar.

'E ters oturdun Alçin tabii ki arkana birinin oturması normal.'

Tekrar kafamı cama yasladığımda camda hareketlilik hissettim.

'Umarım sapık değilsindir arkamda olan insan.'

Ve arkamdaki kişi kafasını cama vurmaya başladı. Bende ona karşılık kafamı hafifçe cama vurdum. Empati yapması gereken kişi ben değilim değil mi?  O da bana karşılık olarak kafasını cama vurdu. Sanırım.

Sabrım daha da tükendiği için kafamı camdan çektim ve dışarıyı izlemeye başladım. Bir elim camın pervazında olduğu için arkamdaki kişinin kafasıyla cama vurmasını hissediyordum. Birden cama vurmayı kesti. Orta kapıya doğru baktığımda inen kişiye baktım. Ona baktığımda bana gülümsüyordu. Gözlerimi kaçırdım ve dışarıya baktım. İneceğim duraktaydık.
O psikopat yüzünden unutmuştum. Aceleyle oturduğum yerden kalkıp şoföre bağırdım.

"Abi orta kapıyı açabilir misin acaba?" Adam çok şükür beni terslemedi ve kapıyı açtı, inerken ona kuru bir teşekkür edip otobüsten indim.

                                                •

Eve girmemle beraber annemin ters bakışlarının hedefi oldum. Annem her şeyi abartırdı nedense. Ağabeyimi, beni, babamı. Hep olumlu ya da olumsuz abartırdı.

"Hoş buldum anne." Dedim ve sofraya doğru yürüdüm. Akşam olmuştu. Yemeğimi yemeye başladım.

Hızlıca yemeğimi yiyip odama çekildim. Yatağıma uzandım ve hızlıca uykuya daldım.

                                            •

"Alçin! Kalk artık. Alacağın alt tarafı 3 ekmek." Dedi orangutanın çok yakın akrabası olan abim.

"Abi! Lütfen dur. Tamam, kalkıp o ekmekleri alacağım." Dedim ve bu şekilde abimi başımdan savmış oldum. Komidinimin üzerine konmuş bir miktar parayı alıp evden çıktım.

5 dakikalık bir yürümenin ardından fırına girdim ve üç ekmek istediğimi söyledim. Yanımda bir hareketlilik hissedince aniden yanıma baktım. Kim olsun.

'Otobüsteki psikopat çocuk.'

Gülümsedi. Ve bende bu sefer gözlerimi kaçırmadım ve gülümsedim. Çocuk üstüme kötü anlamlı olmayarak baktı ve söylediği ilk söz:

"Altın çok güzelmiş." Oldu.

'Tabii ya Hello Kitty'li pijamam ve ben çok uyumluyuzdur.' (Saçlarımı hesaba katmıyorum bile.)

Bende ona boş boş baktım ve "Ee şey teşekkür ederim." Dedim. O sırada elime verilen üç ekmeğe baktım ve son kez o çocuğa gülümseyip kasaya doğru yürüdüm.

Hızlıca parayı verdim ve fırından çıktım. Biri kolumu hafiçe tuttu. Arkama baktım ve bu kişinin o çocuk olduğunu gördüm.

'Bismillah bi dur çocuk. İkidir yanıma şak diye geliyorsun.'

Ne oldu?  Diyen bir bakış attım.

"Ee şey,"

"Ney?"

"Tanışalım mı diyecektim ama çok özür dilerim böyle yaklaşmamalıydım. Kusura bakma." Dedi ve arkasına bile bakmadan giderken ona seslendim.

"Hey! Baksana. İstersen tanışabiliriz. Ben Alçin" U dönüşü yapar gibi döndü ve bana elini uzattı. Dönüşü komiğime gittiği için kıkırdadım.

"Bende Feyyaz. Memnun oldum." Dedi ve elimi sıktı. Bende ona aynı şekilde karşılık verdim ve konuşmamız burda sona erdi. Yavaşça evin yolunu tuttum.

                                            •

Yeni bölüm geldii 🎊

Oy vermeyi unutmayın. 💕

Otobüs | Yarı Texting (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin