final.

36 6 9
                                    

Son kez, iyi okumalar.

                                                •

Dakikaları sayıyordum. Sercan'dan öğrendiğimce saat 18:48' di 12 dakika kalmama. Kendimi yok etmemde. Çetin'i mahvetmemde.

Ben düşüncelere dalmışken kapım açıldı Sercan'dı.

"Eylem Hanım, abiniz geldi. Sizi bekliyor." Hemen Sercan'ın koluna girdim. Çetin' beklediğim bu sürede kaldığım akıl hastanesini gezmiştim. Hatta bir silah bulmuştum. Tabii hemen almıştım.

Çetin'i gördüm. Bana bir abi gibi sarıldı. Şerefsiz.

Karşı karşıya oturuyorduk. Hiç beklemeden konuşmaya başladım.

"Çetin mi demeliyim Feyyaz mı? Ha?" Anında rengi değişti.

"Çok mu şaşırdın abi? Ah evet seni hatırlamam seni şaşırtmış olmalı haklısın. Ama zihnimde bir sürü anı var  abi." Belimde olan silahı biraz daha belirginleştirdim. Silahı görünce gözleri büyüdü.

"Hımm... Ben buradan ya da pardon, biz buradan birlikte  çıkabilirsek ilk ne yapalım abi? Lunapark? Olur mu? Ya da senin bana bazı şeyleri anlatman. Çok merak ediyorum abi. Ben, bana ne olduğunu çok merak ediyorum. Elim silaha gitti.

"Tabii abim hemen anlatırım sana ben. Hemde her şeyi."

"Hemen anlat Çetin."

"Tamam Alçin. Hatırlıyor musun bilmem ama en son otogardaydın." Evet hatırlıyordum.

"Sonra giderken seni ben kaçırttım ama her şey senin için kardeşim." Pardon?

"Süslü ve boş kelimeleri kullanmayı kes. Ayrıca kardeşin değilim." Başını eğdi.

"Sen, sen kardeşime çok benziyordun Alçin. Ölen kardeşim Eylem'e. Öldüğünde seninle yaşıttı."

"Yani? Sende beni kaçırdın öyle mi? Peki biz neden otobüsle farklı bir şehire gittik?"

"Aslında şöyle. Fakat, ben senden çok özür dilerim Alçin. Çok pişmanım. Affet beni-"

"Sana süslü lafları kes demiştim!" Sesim yüksek çıkmıştı. Ne farkederdi? Alçak çıksada, her yeri inletsemde farketmezdi. Bugün bu iki kişi ölecekti.

"Özür dilerim. Tamam, lafı dolandırmayacağım. Her şey planlıydı. Otobüs olayı hariç. Annenin senden kurtulmak istediğini biliyordum. Bende arkadaşlarımdan birine söyledim. Seve seve kabul etti. O sokak olayı falan. Her şey planlıydı."

"Peki, benim senden yardım isteyeceğimi nereden biliyordun?"

"İlla birinden yardım isteyecektin. Didem de Arslan da benim arkadaşlarımdı. Sen her türlü benimle o otobüse biniyordun." Öğrenmek istediğim şeyleri öğrenmiştim. Şimdi bitmesinin zamanıydı. Ama böyle bitmesini istemezdim. Tahmin de edemezdim.

"Artık bitti. Bittik, Çetin. Bu savaşın ne bir kazananı var, ne kaybedeni. Ama tek suçlusu var. O da sensin." Dedim ve belimden çıkardığım silahı elimle sıkıca tuttum. Ardından alnına.

"Şimdi gitmeden son sözünü söyle."

"Ben, ben seni çok sevdim Ey-" Düşünmeden tetiğe bastım.

Hem bana Eylem dediği için.

Hem de beni sevdiğini söylediği için.

Bari gitmeden mantıklı bir şey deseydi.

Silah sesini ilk duyup gelen Füsun'du. Çetin'e tiksintiyle bakıp arkamı döndüm. Arkamı döndüğümde zavallı kadın şok içinde Çetin'e bakıyordu.

"Eğer şu an böyleysen bu vurulma anını canlı canlı izlemek hoşuna gider mi Füsun? Eğer giderse kalabilirsin, çok korkarsan şuradaki kapıdan defol."

Füsun yerinden bir milim kıpırdamadı.

Kendi istedi?

Silahı alnıma dayadım. Sonra kendime 10 saniye verdim. Düşünmek için. Hayatımda olan insanları düşündüm.

Annem beni sevmezdi.

Abim beni o kadar önemsemezdi ki nefret bile etmezdi. Fakat o mutfak konuşması beni benden almıştı. Kendince ilk karşı çıkıp sonra kabul edince vicdanını rahatlatmıştı. Kendince.

Didem ve Arslan'dan bahsetmek istemiyordum.

Feyyaz ya da Çetin. O adam için ağzımı bozamayacağım. Psikopat.

Ve son kez derince nefes aldım.

Tetiğe bastım. Ve, ve bitti.

                                           SON

                                               •

Pek bir şey söylemeceğim.
Sadece kendinize iyi bakın.
Kimseye kolay kolay güvenmeyin.
Kimseyi de kendi menfaatiniz için kullanmayın, harcamayın.

Otobüs | Yarı Texting (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin