0.7

38 6 0
                                    

İyi okumalar, umarım.

(Burada olan bazı psikolojik ifadeler tamamen uydurmadır.)

                                                 •

Uyandım. Neredeydim ben? Neresiydi burası? Yanımda olan hemşire miydi? Umarım öyledir.

"Neredeyim ben? Siz kimsiniz? Ne yaptınız bana!" Hemşire sanki bu söylediğimi her gün duyuyormuş gibiydi.

"Yine başladın demek, Eylem." Eylem kimdi? Ben miydim? Hayır. İmkânsız.

"Bakın hemşire misiniz, nesiniz asla bilmiyorum ama ilk olarak benim adım Eylem değil Alçin. İkinci olarak siz ne saçmalıyorsunuz? 'Yine başladın demek, Eylem.' Bu ne demek? Bana her şeyi ama her şeyi anlatın, hemen!"

Hemşire bağırdı, kapıya doğru.

"Sercan, kardeşim doktorunu çağır Eylem Hanım'ın."

"Hemen abla."

Yeniden konuşmaya başladım.

"Bakın, size kaç kere söyleyeceğim. Benim adım Alçin! Harflerine ayırmamı ister misiniz? A-L-Ç-İ-N" Derken önlüklü biri odaya girdi.

"Füsun Hanım, yine başladı. Bende dediğiniz gibi hemen sizi çağırdım."

"Çok iyi yapmışsın Dilek. Çıkabilirsin." Hemşire odadan çıktı. Neler oluyor?

"Yeniden başlamayalım Eylem. Bak iyileşmeyi sende istiyorsun görüyorum bunu gözlerinde, ama her gün başa dönüyoruz. Bunu ne kendine ne de bize yapma." Nedense içimden bir ses tüm sorularımın cevaplarının bu kadında olduğunu söylüyordu.

"Bakın, gerçekten samimi olarak söylüyorum size. Benim adım-"

"Eylem. İlk önce sana izleteceğim bir video var. O videoyu izle. Sonra bana ne soracaksan sorabilirsin." Dedi gülümseyerek.

Tamam der gibi başımı salladım ve ardından açtığı videoyu izlemeye başladım.

"Adınızın Füsun olduğunu duydum. Füsun Hanım, benim adım Eylem değil. Alçin. Gerçekten sizi tanıyalı 1 saat olmamıştır fakat siz adımın Eylem olduğunu savunuyorsunuz! 1 saattir tanıdığım bir yabancı beni benden daha fazla nasıl bilebilir? Mantıklı bir açıklamanız varsa adımın Eylem olduğuna belki inanabilirim."

"Var, Eylem. Abin." Evet, abim vardı. Ama adım Alçin'di. Hatta adımı abim koymuştu.

"Tamam o hâlde. Abim gelsin. Bakalım ne söyleyecek. Eminim o da adımın Alçin olduğunu savunacaktır. Yemin edebilirim."

"Abisini çağır, Sercan." İçeri giren yabancıyı tanıyordum. Yüzümü buruşturdum, aynı videodaki gibi.

"Abim, canım kardeşim, Eylem'im. Nasılsın? Özledin mi abini. Abi seni çok özledi güzel, hayat kardeşim benim."

Aynı videodaki gibi zorlandım oradaki yabancıyı tanımakta. Ama bir fark vardı. O videoda abim olan yabancıyı tanımazken şimdi tanıyordum.

Feyyaz.

"Hatırlamıyor mu? Benim kardeşimi kaçırdılar Füsun Hanım. Ne yapabilirler ona en fazla? Ne yaptılar da benim kardeşim, tek mal varlığım, hayatım abisini tanımıyor? Neden adının Alçin olduğunu savunuyor?"

"Çetin Bey, bunun travma ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Onu kaçırdıkları yerde ona yardım eden birinin olduğunu, o kişinin adının da Alçin olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden kendi adını değil, o kişinin adını hatırladığı için böyle sanıyor olabilir."

Çetin mi? Hayır, o Çetin değil. Feyyaz'dı.

Videoyu izlemeye devam ettim. En sonunda abim olduğunu iddia eden Çetin çıkarken bana videoda olduğu gibi (acır gibi) değil, çok ama çok kötü bir bakış atmıştı.

"Evet Eylem. Bu videoda gördüğün gibi bir abin var. Çağırmamı ister misin?"

"Saat kaç?"

"Öğleden sonra dört. Neden?"

"Akşam saat yedide abimi görmek istiyorum. Zihnimde parça parça anılar dolanıyor sanırım." Füsun içten bir şekilde gülümsedi.

"Tamam Eylem'cim. Şimdi Sercan'a söyleyeyim seni odana götürsün, olur mu?"

"Olur." Füsun çıktıktan sonra Sercan koluma girip beni odama götürdü. Odama geldiğimde kapım kilitlendi. Aklımda ise sadece bir şey vardı.

O şerefsizi mahvedeceğim.

                                                •

Oy vermeyi unutmayın. 💗



Otobüs | Yarı Texting (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin