Çıkma teklifi

10 3 19
                                    

-Mert sudeme çıkma teklifi etmek için onu parka çağıracaktı çağırmadan önce hazırlandı menekşelerin olduğu bukete The rose'un "I.L.Y" olan şarkısından beğendiği bölümdeki sözleri güzel Bi kağıda yazdı.

"Seni seviyorum,
aşkımız gerçek
Sarıl bana
Gitmeme izin verme."

-Bunları yazdıktan sonra sudeme mesaj attı ve evden çıktı. Parka gidip sudemi yaklaşık 5 dakika bekledi. Sonrasında sudem gelip mertin evindeki menekşeleri görünce içten içe sevindi. Çiçekleri ona aldığına emindi.(kime alıcak amk kendine mi ?) Mertin yanına oturup;

SUDEM:Naber Mert ?

MERT:Aa gelmişsin. İyidir senden ?

SUDEM:İyidir benden de.

MERT:(çiçeği vererek) bu senin için.
Uzun zamandır sana söylemek istediğim bisey var. Seni seviyorum ve benim ol istiyorum.

SUDEM:(merte sarılarak) bende seni seviyorum Mert ama-

MERT:Ama ne ?

SUDEM:Ben zaten seninim zaten.

MERT:(sudeme sarılarak) kalbime iniyodu ya.

SUDEM:Haha merak etme. Menekşeleri sevdiğimi bildiğini bilmiyodum.

MERT:Ahh öğrenmiş oldun. Nota bak istersen güzelim.

SUDEM:Bakayım balım.

-Sudem notu okuduktan sonra merte sarılıp "gitmene izin vermiycem" dedi.
Bi süre öyle durduktan sonra Mert sudeme;

MERT:İstersen eve bırakayım seni geç oldu.

SUDEM:İyi olur annemde birazdan nöbetten gelicek.

MERT:Tamam güzelim.

-Mert sudemi evine bırakırken ona sarılıp;

MERT:Yarın gece Londra ya gidiyoruz. Gitmeden önce gelir seni görürüm.

SUDEM:Tamam sevgilim. Seni özleyeceğim.

MERT:Bende seni güzelim.

-Mert sudemi bıraktıktan sonra cemle burağı arayıp parka çağırdı. Burakla cem zaten birliktelerdi. Birlikte burağın evindeki havuzdaki yüzdükten sonra yatakta uzanıyolardı. Cem yine burağın göğsünde yatıyodu. Cem tam uykuya dalmışken Mert burağı aradı. Burak telefonu açıp;

BURAK:Efendim kanka.

MERT:Hemen parka gelirmisin cemide arıycam şimdi.

BURAK:Cem benim yanımda zaten geliyoruz şimdi.

CEM:Parka çağırıyo dimi ?

BURAK:Evet okyanusum.

CEM:Ne güzel uyuyordum amk ya.

BURAK:Tamam okyanusum sonra uyursun yine yapıcak bişey yok maalesef.

CEM:Evet sevgilim.

-Burakla cem parka gidince merti kaydıraktan kayarken görünce kendi aralarında;

BURAK:Acaba sudem çıkma teklifini kabul etmeyince kafayımı yedi ?

CEM:Mert bu yani herşeyi beklerim manyak Mert.

BURAK:Mert! Kafayı mı yedin niye kaydıraktan kayıyon beş yaşındaki çocuklar gibi ?

MERT:I'm five Hahaha. SUDEM ÇIKMA TEKLİFİMİ KABUL ETTİ ! Düşünebiliyomusunuz SUDEM ÇIKMA TEKLİFİMİ KABUL ETTİ. SONUNDA YA. DÜNYANIN EN MUTLU İNSANI BEN OLABİLİRİM!!! Ne istiyorsunuz ne alayım size ? Herşeyi alabilirim.

CEM:Hahahaha sevgilim acaba mertin bu durumundan yararlanıp bişeyler mi istesek napsak ??

BURAK:Bence olabilir nasıl olsa sarhoş değil.

CEM:Mert bak ne buldum bize Londra dan bişeyler alabilirsin belki hm ?

MERT:Ne istiyorsanız alırım canım kankam benim. (Ceme sarılarak)

BURAK:Tamam Mert yeter bu kadar. Ne güzel işte artık sevgilin var.

MERT:Evettt. Aaa hadi midye yemeye gidelim.

BURAK:Hey Allahım gece gece.

CEM:Aa evet hadi gidelim.

BURAK:Yemin ederim 5 yaşındaki çocuklar gibisiniz ben de babanızım sanki.

CEM:(burağın kulağına) mertin değil ama benim daddy'msin.

BURAK:Tabii ki okyanusum.

MERT:Ne fısıldıyosunuz ya hadi yürüyün.

-Midye yedikten sonra herkes evlerine gitti Burak yine ilk önce merti bıraktı. Cemi bırakmadan önce alnından öpüp sarıldı ve kendi evine gitti. Sabah olunca burağın evinin zili çalmıştı. Hemen üstüne tişört giyip kapıyı açmak için alt kata indi. Kargo gelmişti. Burak kendisi ve Cem için boyun yastığı almıştı. Hemen onları makineye attıktan sonra kurutucuya da atıp kuruttu ve kendi parfümünden sıktı. Sonrada güzelce bi poşete koydu. Burak koşuya gidip sonrada eve gelip duş aldı o sırada cemle mert hala mışıl mışıl uyuyolardı. Burak valizinde eksik olanları koydu ve valizini kapattı. Pasaportunu kontrol edip sırt çantasına koydu daha erken olduğu için sırt çantasını daha hazırlamadı sadece pasaportunu koydu. Sonrada kahvaltı yapıp üniversite sınavına hazırlandıkları için Burak tüm boş zamanlarında soru çözüyodu. Hukuk bölümünü istiyodu babası gibi avukat olmak istiyodu. Cem le Mert de iç mimarlık okumak istiyorlardı. Yani hepside Baba mesleklerine devam edeceklerdi. Tabii üniversiteleri kazanırlarsa. Cem de 3 gibi kalkıp bişeyler yedikten sonra burağı arayıp koşuya davet etti. Burakta onu kıramayıp hazırlanıp çıktı yaklaşık 1 saat koştuktan sonra Burak cem'e;

BURAK:Valizini hazırlamayı bitirdin mi ?

CEM:Evet sevgilim. Bi sırt çantam kaldı.

BURAK:Tamamdır o zaman ağrı kesici aldım ben senin almana gerek yok okyanusum.

CEM:Tamamdır sevgilim.

-Koşudan eve döndükten sonra sırt çantalarını hazırladılar. Mert hala uyuyodu. O herşeyini hazırlayıp uyumuştu. Akşam saat 6 gibi kalkıp bişiler yiyip sudemle parkta buluştular.  Mert sudeme;

MERT:Londra dan bişey istiyo musun güzelim ?

SUDEM:Hayır sevgilim. Sen güzelce eğlen yeter.

MERT:Tamam güzelim.

-Konuştuktan sonra Mert sudeme sarılıp alnından öperek evine bıraktı. Sonrada eve gidip duş aldı. Saat akşam sekiz olmuştu saat 12 de uçakları vardı. Cemle Burak mertin evine valizlerini ve sırt çantalarını alıp gittiler.Hepside duşa  girip çıktıktan sonra bişiler yedikten sonra saat on olmuştu Hepside ailesiyle vedalaştiktan sonra Berk hepsinide havaalanına bıraktı. Pasaport kontrolünden geçip bekleme salonuna gittiler. Uçak yavaş yavaş yolcuları alırken üçüde sıraya girdiler. Biletlerini okutturduktan sonra uçağa bindiler. Cem cam kenarında oturdu. Burakta her zaman ki gibi ortaya oturdu. Mertte en kenara. Aslında koltuk numaraları tam tersiydi ama hostesler bişey demedikleri için öyle oturdular. Burak sırt çantasına boyun yastığını koymuştu onu çıkartıp ceme verdi;

CEM:Teşekkür ederim sevgilim.

BURAK:Ne demek okyanusum.

MERT:(boynunda boyun yastığıyla) bana yok mu ya ?

BURAK:E senin varya zaten kanka.

MERT:He doğru.

CEM:Of be Mert alemsin valla.

BURAK:Evet okyanusum öyle.

-Bi süre bazı konular hakkında konuştular. Sonrada uçak sandviç ikram etti onu yedikten sonra hepside uyudular.

Yaşıyoruz İşteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin