4. Bölüm

20 4 0
                                    

Ne yapıyorsun?"

Imran'ın sesiyle yerimden sıçrıyorum. Saklayamadığı gülümsemesiyle kapımın eşiğinde durmuş beni izliyor.

"Ne?" Omuz silkiyorum. "Carla neredeyse burada

olur. Saçlarımı düzleştiriyorum sadece."

"Sen hiç saçını düzleştirmezsin. Sonunda kız gibi görünmeye mi karar verdin?"

Onu şakacı bir şekilde dürtüyorum. "Kız kardeş gibi davranmasan da erkek kardeşim olmaya devam etsen? Moda tavsiyesine ihtiyacım olsa sorardım."

"Cidden," diyor. "Ami'nin, Carla'yla takılmana izin vermesi çok güzel."

"Sanırım bu en son olduğunda sen daha bez kullanıyordun," diyorum.

"Bu ne demek biliyorsun, değil mi? Ami üniversi teye gideceğini gerçekten kabullendi." Kafasını eğiyor. "Sen yokken çok tuhaf olacak."

"Beni özleyecek misin?" Sırıtıyorum. "Banyo kapısı na vuran, müzik sesi ders çalışmasını engellediği için şikâyet eden kimse olmayacak."

"Evet, o konularda iyi olacak." Gülümseyerek bana

bakıyor. "Ama yine de seni özleyeceğim." Boğazımda bir yumru oluşurken ona "Ben de seni özleyeceğim." sarılıyorum.

Onun gitmesini izledikten sonra aynaya dönüp kendime bakıyorum. Saç düzleştirici sihrini konuşturmuş Saçlarım dümdüz, yumuşak tutamlar halinde omuzlarıma dökülüyor. Yanaklarım pembeleşmiş. Kızarmaya başladığımı hissediyorum.

Gerginlikten mi?

Yoksa suçluluk duygusundan mı?

"Aman. Tanrım. Naila. Gerçekten oluyor mu bu?" diye karşılıyor Carla beni, onlarda kalmak için eşyala rımı koyduğum valizimle arabasına binerken.

"İnanamıyorum," diye devam ediyor. "En iyi arka daşlar için olimpiyat madalyaları verilseydi ben kesin likle altın madalya kazanırdım, değil mi? İşe yaradığ na inanamıyorum!" Bana bakıp kaşlarını çatıyor. "Niye

heyecanla gösterge paneline falan vurmuyorsun? Niye cenazeye gidiyormuşuz gibi görünüyorsun?" Kafamı iki yana sallıyorum. "Bilmiyorum. Annem-

lere direkt olarak ilk kez yalan söylüyorum."

Kırmızı ışığa yaklaşırken araba yavaşlıyor. Carla bana dönüyor. "Tamam, evet, bu berbat bir şey. Ama dinle, bu akşam bunun, moralini bozmasına izin veremezsin. Daha sonra üzülüp ne yaptığına kafa yorabilirsin. Ben de bu konuda kendini berbat hissetmene neden olacak her şeyi düşünürken yanında olacağım. Ama bu akşam? Bu akşam çok özel olacak, böyle bir şeyi bir daha deneyimleme şansın yok."

Carla haklı. Haklı olduğunu biliyorum. Omuzlarımdaki yük bir şekilde kalkıveriyor. Bu akşam Saif beni mezuniyet balosuna götürecek. Önemli olan tek şey bu akşam.

Valizimi Carla'nın yatağının üstüne koyup elbisemi çıkarıyorum. Carla'nın diz hizasındaki, dapdar, askılı elbisesi dolabında asılı. Kendi elbiseme bakıyorum. Geleneksel Pakistan elbisem evde güzel görünüyordu. Elimi yere kadar uzanan, narin ipek elbisenin üstünde gezdiriyorum. Pakistan'daki teyzemin gönderdiği elbisemin üstünde elle dikilmiş incilerle kenarlarında pembe, çiçekli tüller var. Güzel bir şey ama Carla'nınkiyle kıyaslanırsa partiye uygun değil.

Telefonumun ışığı yanıp sönüyor. Saiften mesaj gelmiş. Elbisen ne renk?

Eh, pembe, yazıyorum, ama aslında... elbise sayıl maz. Lengha giyeceğim. Uyarmak istedim. Baloya yine de benimle gideceğine söz verir misin? ;)

Yıldızlarda Yazılı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin