Ondan da aldım senden de."sinsice gülmesi rahatsız ediciydi "ne yaptın."Dedim daha da sesli güldü "baban sana müjdeyi vermedi mi." Ne saçmalıyor du anlam veremiyordum "buna sen mi sebep oldun." Bilmezmişcesine pişkin pişkin "neye." Dedi gözlerim dolacaktı sevmiyordum bu huyu mu konuşamıyordum boğazım kilitlenmiş ti "sokağa attı."Dedim acımasını beklemiyordum sadece nedenini merak ediyordum "eh kıza zorla uygunsuzca davranırsan adamı böyle yaparlar."Dedi "Sen yaptın."Dedim ve öfkemle yumruğumu sıkarak suratına bir tane geçirdim yere savruldu sırt üstü eğildim ve dizlerimin önüne çöktüm iki yakasını da tutarak olabildiğince yüzüne yaklaştım nefesimi öfkeyle yüzüne soluyordum "her hakareti söyle her şekilde aşşala beni ama beni sakın kendine benzetme."Dedim geri çekildim ve ayağa kalktım köpekleri kalkmasına yardımcı oldu ellerimi cebime koyarak kararan havanın serinliğiyle boş sokakları adımlamaya başladım gittikçe uzayan karışık sokaklar bir anda boş ana yola dönüştü sanki hayalleri me dalıp gittiğimde nasıl geçtiğini bilmediğim zaman daha da hızlı akıyor du bütün her şeyi unutmak istercesine yolun ortasına doğru yürüdüm ve sırt üstü yola uzandım "her şey iyi olucak."diyerek kendimi teselli etmeye başladım o sırada son sürat gelen bmw direksiyonu kırıp dirift attıktan sonra durdu içinden 2 tane iri yarı genç çıktı ve gülerek kahkahalarla yanıma geldiler "çok güvendesin burda genç beyfendi kesinlikle bir araba son hızla gelip içini dışına çıkarmaz."hep alaylı konuşmalar mı duyacaktım ben cidden "eyvallah abiler."Dedim ve yatmaya devam ettim
Cılız kolumun ısrarla çekilmesiyle kendime geldim "gel bizimle evlat." Dedi ve çekiştire çekiştire görmeye alışkın olmadığım arabaya bindirdi kötü günün iyiye gitmeye başladığını düşünmüştüm cebimden telefonu çıkardım ve kulaklığımı takarak can koçun gök yüzünü tutamam şarkısını açtım aslında rast geleydi fazla şarkı dinlemezdim çünkü araba hareket etmeye başladı nereye gittiklerini bilmediğim halde yola çıkmıştım tanımadığım insanlarla bana yabancılarla bir yere gitmemem gerektiğini öğreten babam yanımda yok tu son ses müziğe takılmış giderken ön koltuktan bana doğru sallanan eli farkettim ve oturuşumu düzelterek kulaklığın tekini çıkardım adam "ne dinliyorsun."Dedi şarkının adını söyledim ve son ses radyodan çalmaya başladı ergence bulduğum şey şuan da hoşuma gidiyor du kafamı arkaya yasladım ve gözlerimi kapadım uykuya daldığı mı farketmedim bile gözlerimi açtığımda "geldik küçük adam."dediklerini duydum kapıyı açtım ve arabadan indim beklemediğim bir şekilde barla karşılaştım şaşırmıştım "neden buraya geldik." Dedim kahve rengi gözleri içinde kaybolurmuşcasına siyahı andıran adam "biz buraların adamıyız."Dedi onları takip ederek içeri girdim şey aklıma geldi dizilerde ki damsız girilmez uyarısı şimdi iki erkeğe 1 erkek düşen grubumuzu içeri alırlarmıy dı acaba cahilliğimi ve korkumu gizlemeye çalıştım girişteki adamlar birlikte gelmiş olduğum adamlara saygı göstererek buyrun efendim demişler di tedirgince arkalarından gittim ve bir süre sonra kalabalıkta gözden kayboldular ne yapacağımı bilemedim etrafımdaki sarhoş insanların birbirine sarkıntılık yapmalarını seğredecek değildim yavaşça aralardan ite kaka geçerek sahneye çıktım evet! Şarkı söylicem sesi güzel olan sanatçımızın ezbere bildiği tek bir tane şarkı vardı mikrofonu elime aldım minik tepesine vurdum çalışıyor mu diye kontrol etmek için bir çınlama koptuktan sonra herkesin gözü üzerime toplandı bir an nefesimin kesildiğini hissettim ve dudaklarımın arasından dökülecek melodi tonundaki kelimelere izin verdim "ansızın gelir gözlerinde bulduğum geceler hiç parlamayan güneşim ansızın gelir denizden gelen o dalga sesleri ansızın gelir bizi boğan sevgimiz hiç bitmesin dedim biz sonu mutlu biten hikâyelerdeniz tıkayıp yok saydığın cümlelerime sığar oldun yapma dedim doğrulardan kaçılmaz söyleme dedim yalan dinletemedim hep bi hüsran hep bi hüsran içimde ki kelebeklerin vardır bir ömrü dedim bir gündü veda ettim bir gündü veda ettim bir hayaldi yıkık umutsuz sokaklara isyan ettim bir hayaldi yıkık umutsuz sokaklara isyan ettim.."...
