8.bölüm

17 7 0
                                    

Şimdi____

Gözlerimi açtığımda naylonun üzerinde uyuya kaldığımı farkettim doğruldum ve yanımda olan tuşlu telefonu alıp saate baktım saat 04:57 di ayağa kalktım ve ayakkabılarımı giydim daldığım düşüncelerle öyle bir gerçeklik algı mı kaybetmişim ki ne ara ayakkabılarımı çıkartıp oraya uzandım farkında bile değilim boranın getirdiği eşşaların arasından siyah yeni bir tişört buldum ve giydim ardından evden çıkarak kapıyı kilitledim koşar adımlarla apartmandan çıkıp boş sokakları adımlamaya başladım otobüs durağına vardığımda oturdum ve kafamı arkaya yaslayıp yine düşüncelere daldım anılarımın yandığı evin bulunduğu yeri görmeye gidicektim ve kendime yedire yedire bunları nasıl yaptığımı anlatacaktım umarım anlardım 1 saat uyuklamanın ardından otobüsün kapı sesiyle gözlerimi açtım beklediğim otobüs olmadığı için istifimi bozmadan devam ettim yaklaşık bir 15 dakikanın ardından 11üs geldi ve çivilendiğim yerden fırlayarak bindim istanbul kartımı cüzdanımdan çıkartıp bastıktan sonra geri koydum ve sabahın körü olmasına rağmen tek boş olan koltuğa oturup gideceğim durağa varmak üzere kendimi kendi boşluğuma saldım doluştukca doluşan insanların ardı ardı kesilmez ken tanıdık bir simanın yanımda dikildiğini farkettim gözlerini telefondan ayırmıyor tek elini destek için demirden tutuyor du arkasındaki yaşlı teyze söylenmeye başladı "zamanın gençleri de ne acımasız."diyerek bana ima da bulundu zorunlulukla oturduğum yerden kalktım ve teyzenin yerime oturmasıyla kızın arkasında ki boşalan yere geçtim hemen yanımdaydı bir durak sonra iğce doluşan otobüs kollarımızın birbirine değmesine sebep olmuştu şuan kendimi kötü hissediyordum kız bana hoşnutsuz bir şekilde bakarken felç olmuş gibi hareket edemediği mi farkettim nihayetinde üsküdara gelmiştik bir iç çektikten sonra kaçar adımlarla otobüsten indim ve kendimi özgürlüğe kavuşan kuş gibi süzülürken buldum gözüm kızı aradığında iki açık kızın yanına gittiğini farkettim biraz düşündükten sonra yavaş adımla ürkütmeden yanlarına gittim diğer açık kızlar beni seğerederken arkası dönük olan kapalı kızın narince omuzuna dokundum kız refleks yaparak ani bir hareketle elimi ittirip bana döndü o benim dokunama ma ben onun verdiği tepkiye alışkın değildim "kussura bakma."dedim kız konuşmuyor du arkadaşları onun yerine "sorun değil."dediler onlara bakmadan dikkatimi verdiğim kapalı kıza "geçen sefer kızlara verdiğin kitaptan var mı bir tane daha."utana sıkıla sorduğum soruya yine cevap alamamıştım kız sadece iki adım uzaklaştı ve kol çantasından yep yeni olan o küçük kitapçıktan çıkarttı ve yere bakarak bana uzattı ellerimi kaldırdım ve kitabı iki elimle avuçlarımın arasına aldım kitabın üstünde risale-i kutsiye yazıyor du heyecanla tuttuğum kitaba parlayan göz bebeklerim ile bakarak "teşekkürler."dedim kız ellerini indirip utana sıkıla arkadaşlarıyla birlikte sahile doğru yürümeye başladı ben saf saf kitabı seğerederken elinde güllerle gelen kadının konuşması boz du her şeyi "sevdiğine kavuşasın be abim al bitane." Kadının suratına aval aval baktıktan sonra "yapacak başka iş mi yoktu be ablam." Dedim onların şivesini taklit ederek "yok be ablam biz sevenleri kavuşturuyok." Bu söylediğine gülmeye başlamıştım etraftaki gezenler yavaşlayıp bana delirmişimcesine bakmıştı abla koşar adımlarla yanımdan uzaklaştı yorgunluk çökmüştü o kadar uykuya rağmen üstüme kaldıramayacağım yükleri sırtlamaya gidiyormuşum gibiydi cebimde kalan son 20 tl ile gittim ve simit satan amcadan bir simit ile bir su alarak yerken yoluma devam ettim daha yürüyecek büssürü yolum var dı istanbulun klasik karışık semtleri işte neyse yeni olduğunu var saydığım kuzguncuğa zar zor da olsa gelmiş yanmış müstakil evimin olduğu yere yaklaşmıştım büyük ihtimalle yeni ev yapılacak felan dı benim oraya vericek bütün param evle birlikte yandı geriye kalan bir tek bedenim di evin bulunduğu yere vardığımda güzel lüks bir ev karşıladı beni ilk şaşırsam da sonradan anlamıştım intikamımı almadığım alamadığım aklıma geldi kapının önündeki korumalardan biri "bir sıkıntı mı var kardeşim."dedi yok abi dicektim de var dı baha büyük sıkıntılar...

Ateş ve su Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin