9.bölüm

19 7 0
                                    

Ben boş boş suratlarına bakarken aralarından biri bana diklenmeye kalktı tam o sırada ihtişamlı kapı açıldı ve takım elbiseli güneş gözlüklü bir adam çıktı karşıma önümde durdu "bir sorun mu var delikanlı."dedi "evet."dedim eve bakmaya devam ederek "burası benim ailemle yaşadığım eve sahip bir yer di." Yine gözlerim doluyor du "rahat ol evlat ağlamak hiç bir genç adamı güçsüz göstermez."dedi bana tanımadığım birinin anlayış göstermesi tuhaf gelmiş ti "içeri bakabilir miyim."dedim korumalar tam saldırışa geçecekken adamın el hareketiyle durdular "tabi ahmet sana içeriyi gezdirsin." Dedi korumalardan birini işaret ederek şaşkındım beklemiyordum böyle bir karşılık"ama efendim hırsız olmadığı ne malum." Dedi tedirgin olan koruma adam kendinden emin bakışlarla "atarsın o zaman."dedi sırıtışı hoşuma gitmişti siyah arabasına diğer koruma gibi duran şöförü olduğunu tahmin ettiğim adamla birlikte binip gitti konuştuğu korumanın yüzü düşmüştü içeriyi nezaketle eliyle işaret ederek "buyur efendim."dedi bunlar yaşamadığım deneyimler di zaten bizim ihtişamlı evimiz de amcamdan kalmay dı ortalama gelirimiz eve koruma alıcak kadar fazla değildi zaten bence bir aileyi koruması gereken tek birey babadır yabancı bir çalışan değil adamın arkasından giderek ihtişamlı bahçeyi seğerederken bahçıvan gibi gözüken yaşlı bir adam saksıda ki çiçekleri suluyor du dizaynı o kadar güzeldi ki mimarisine hayran kalmıştım mutlu olmalıy dı burda yaşayan insanlar adama sordum "bu ailenin soy adı nedir." Dedim aldığım yanıta hazırlıksız yakalamış dım "yılmazlar." Dedi koruma resmen fırsatın ayağına gitmiştim bilmeden bütün bahçeyi gezdikten sonra "ahmet abi." Dedim samimi olmasak da saygı mı bozmak bana uygun gelmiyor du "buyrun."dedi bana trip mi atıyor du çözemedim anlık gülme krizini dizginleyerek "patronunuz ne zaman dönüyor." Dedim bir an onu söyleyemiyoruz malesef dicek sanmıştım "saat 18:00 da evde olur."dedi kol saatine bakarak "teşekkür ederim."dedim ve ihtişamlı bahçe kapısının bulunduğu yere geldik son bir kez daha büyüleyici eve baktıktan sonra sahile doğru yürüdüm artık rahat bir nefes alabilirdim heyecanım bütün vücudumu sarmıştı sahile vardığımda elimde bulunan bitmiş şişe ile boş poşeti attım sadece kızın verdiği kitap var dı içini açıp okumayı beklerken arapça harflerle karşılaştım şaşırmıştım önceden de dine bağlıydım sadece hayatıma geçirmiyordum ailem de sözde müslümandı doğru olmayan bir görüşe sahiplerdi bu yüzden tek bildiğim arapça kitap kuranı-kerim  di gerçi onu da öğrenmedim ama varlığını biliyorum okuldan vaktim olmuyor du 2 sene hastalığım yüzünden geç başlamak zorunda kalmıştım okula genetik olan bu hastalığı ben atlatmıştım sudan ki planlarıma odaklanmak zorundayım her yaşanan olayı bir kenara atıp yeni hedeflere yelken açmak istiyorum iyi olan şeylerı farkına varmak istiyorum umutlarımın yeşerdiğini hissediyorum bir boş bir bank gördüm ve oturdum umudun denizine gözlerimle daldım kendimi toparlayıp saate baktığımda saatin 3 olduğunu farkettim bayadır burada oturuyordum ayağa kalktım tam gidecekken karşımdaki kıyıya yaklaşmış olan tekne gözüme çarptı biraz iskeleye yaklaştım ve o kızı tekrar gördüm tesadüflere inanmaya başlamıştım tuhafıma giden başka şey daha var dı yanında 2 kız 4 tane erkek var dı tekneye doğru yürüdüm şimdi her şeye de maydonoz oluyo diyeceksiniz fakat benim olayım bu aralarından kısa saçlı olan kız beni farketti eliyle gel işareti yaptı etrafıma bakındım bana dediğinden emin olmak için ağzını okuyabiliyordum "sana diyorum." Dedi parmağıyla beni işaret ederek tedirgin adımlarla iskeleye yaklaştım ve onların olduğu teknenin arka kısmında öylece dikildim kısa saçlı kısa boylu masum görünümlü ama bir o kadar da sinsi olduğunu tahmin ettiğim kız yanıma geldi ardından kapalı olan kız ve diğerleri de onunla birlikte etrafıma toplandılar kendimi yaramazlık yapmış çocuk gibi hissettim bi an gerginliğim enseme koyduğum elimden belli oluyor du rotayı şaşırmışcasına bir ifade takındım "Ne işin var burda"dedi benimle kafasını eğerek utana sıkıla konuşan kız başı dik burnu havada bir şekilde sorguluyor du beni gereksiz..

Ateş ve su Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin