Öncelikle hepinize okuduğunuz için teşekkür ederim ♡Normalde böyle ekstra bir bölüm olmayacaktı fakat birkaç bir şey söylemek istedim.
İlk bölümdeki birkaç tartışmayı gördüm, Tuğrul mu yoksa Ada mı haklı tartışması... Ona bir açıklık getirmek istiyorum; ikisi de tamamıyla haklı ya da tamamıyla haksız değil.
Öncelikle Ada'dan başlayalım. Kitaptaki masum kız değildi, olamazdı da. Eğer bir isim verilecekse bu aşktan aptallaşan, çaresizleşen kız olabilir. Normalde beni takip ediyorsanız bilirsiniz ki kadınların her daim güçlü olduğunu savunan birisiyimdir, başrol kadınları da bu düşünceye istinaden güçlü yazmaya dikkat ederim. Ada güçsüz değildi, masum değildi, gurursuz değildi, güçlüydü fakat bunun çok sonradan farkına vardı.
Ada'nın final bölümüne kadar Tuğrul'a karşı bitmeyen sevgisini göstermesine izin verdim. Her konuşmasında 'ben seni seviyorum, seni sevmiştim, neden beni sevmedin' tarzı cümleler kullandırdım. Ya da onun ağzından anlatılan bölümde Tuğrul'a göz ucuyla dahi baksa onu ne kadar sevdiğini anlattım. Bu gurursuzluk değildi bana göre, bu canı acıyan bir kadının cümleleriydi.
Ada sinemaya gittiğinde 'gurursuz' denen yorumlar gördüm, tabii ki o an kitabın etkisiyle kendinizi kaptırmış olabilirsiniz ya da bilinmeyenin kim olduğunu ve finalde yaşanacakları bilmediğiniz için size öyle gelmiş olabilir, sizi suçlamıyorum ben de olsam öyle söylerdim fakat hâlâ gurursuz, yüzsüz olduğunu düşünmenizi istemediğim için bunları anlatıyorum. Benim özellikle dikkat ettiğim bir konuda böyle bir yorum gelmesi beni çok üzer. Ada gurursuz değildi sadece aşıktı.
Onun da hataları oldu; mesela ilk bölümde Demet'e fıstığa alerjisi olduğu hâlde bir kurabiye yedirdiği geçiyor, bu onun bir hatasıydı. Az önce okuduğunuz son bölümde Tuğrul'dan ne kadar nefret etse de 'anne ve babana boşandıkları için teşekkürlerimi ilet' tarzı bir cümle kullandı. Her şeyden vurabilirdi fakat işin içine aile girdiğinde o da bir anda haksız oldu benim gözümde.
Ada sevdiğinden dolayı Tuğrul'a çok fazla taviz verdi, çok fedakarlık yaptı, onu sevdi, tek derdi aynı şekilde sevilmekti. Fakat olmadı ve bunu kabullendiği anda yaptıklarını yanına bırakmamaya karar verip bu planı işleve soktu. Kalbini çok fazla kıran kişinin aynı şekilde kırılmasını istedi.
Ada ile o kadar ayrıyız ki... Ben böyle oyunlar oynamazdım mesela. Çünkü ben birisinin beni böyle kırmasına izin vermezdim. Eminim çoğunuz da böylesinizdir.
Şimdi geçelim Tuğrul'a. Kitapta da geçtiği gibi Tuğrul ailesinden sevgi görmemişti ve tam olarak sevgi ne demek bilmiyordu. Aslında bunu defalarca kez Ada'nın konuşmalarına ekledim, hem bilinmeyen hem de gerçek konuşmalarında. Farkında mısınız bilmiyorum ama Tuğrul sadece onu seven kızlara yöneliyordu. Sevilme ihtiyacı duyuyordu ve sadece onu isteyene gidiyordu. Sıkılınca da başka birisine...ama hep sevilmek istedi.
Ve şunu da itiraf etmeliyim, genellikle kitaplarda başrol erkek karakterin eskiden ailesi tarafından sevilmediği ortaya çıkıyor ve tüm davranışlarının sebebi bu olarak görülüyor. Daha sonra da bilirsiniz olay tatlıya bağlanıyor, başrol kız onu ne yaparsa yapsın affediyor vs. Tuğrul'un davranışlarının sebebi olarak 'ailemden sevgi görmedim' dediğinde kitabımı o kitaplara benzetip yorumlarda bunun klişeleşmiş olduğunu ya da 'Ada gurursuz olacak ve Tuğrul'u affedecek' yorumlarını görmekten biraz endişelendim. Çünkü amacım hiçbir zaman bu değildi. Şu an öyle bir yorum yok ve umarım hiç olmaz.
Tuğrul'un hatalarına gelecek olursak; hangisinden başlamalıyım ki :D Tuğrul cidden okuyunca sinir krizi geçirtebilecek bir başrol karakterdi. Ve kriz geçirenler de oldu... Çok fazla yanlışı var, çok çok fazla pişman olsa da geri dönemeyeceği hataları var. Hepsinin farkına varacağını bildiğim için ve finali daha kitabı ilk yazmaya başladığımda kafamda çoktan kurduğum için Tuğrul'u sevdim. Çektirdiği acılarının bu defa ona döneceğini bildiğim için sevdim. Sizin sevmemeniz gayet doğaldı.
Bir ara Tuğrul'un kafası fazlasıyla karışıktı. Bilinmeyen ona Ada ve Demet hakkında bir şeyler söylediğinde o Ada'yı savunmuştu. Ada'dan fazla sevgi görmüştü ve Ada'nın kendisine bağlandığını fark ediyordu. Tuğrul'un amacı hep Ada'nın güzelliği olduğu için onunla bir gelecek düşünmüyordu ve ayrılacağını da biliyordu. Tuğrul kendi anlatımında bir kere söylemişti zaten 'Onu sevemiyorum ve o bana bağlanıyor' diye. Ada'dan ayrılma sebebi daha fazla bağlanıp acı çekmemesiydi ama bunun zamanlaması biraz yanlış oldu tabii, geç olduğunun farkına varamadı.
Ada'nın şefkatine alışmıştı ve ayrıldığında onun yerini doldurması için Demet'in kollarına gitti. İkinci bölümde gördüğünüz o fotoğrafta oydu. Demet sadece Tuğrul'dan hoşlanıyordu. Kitaptaki kimse Ada kadar sevemezdi Tuğrul'u. Tuğrul çok fazla sevildi fark etmeden. Fakat onu kaybettiğinde ona ne kadar alıştığını anladı.
Bilinmeyene koştu daha sonra. Çünkü ona sevgi gösteren birisi olsun istedi. Çaresizce Ada'nın yokluğunu aramaya başladı. Bu sefer bilinmeyenden hoşlandığını inandırdı kendine. Aslında Ada'dan hoşlanıyordu fakat bundan bihaber bilinmeyenden hoşlandığını sandı.
Dilay için de bir parantez açalım, neredeyse hepiniz onun bilinmeyen olduğunu düşünüyordunuz fakat o sadece ergen bir kızdı, bunun defalarca kez konusu da geçti zaten. Evet Dilay dışarıda görsek tavırlarından nefret edeceğimiz bir kızdı.
Kitapta dış görünüşün aslında çok fazla önemi olmadığını anlatmak istedim. Kısa sürdü çünkü bu bir kısa hikayeydi, çok abartıp sıkmak istemedim, birkaç saatte okuyup bitirilebilecek çerezlik bir kitap olmasını istedim. Eğer düzyazı şeklinde yazsaydım Tuğrul'un Ada'ya deli divane aşık olduğunu fakat Ada'nın onu unutup artık yoluna baktığını ve o yolda da ona bakan birisini bulduğunu okuyacaktık. Fakat dediğim gibi bu bir kısa hikayeydi, daha fazla tadını kaçırmak istemem. Bu kafiydi.
İlk defa bu kadar detaylı bir kitap yazdım, her cümlesi önceden planlıydı. Cümleler öylesine söylenmemişti. Ben gayet sevdim bu kitabı. Umarım siz de sevmişsinizdir.
Ve unutmadan, sadece bir özel bölüm yazacağım, Ada'nın ve Tuğrul'un o günden sonra ne hâle geldiğini ve şu an ne yaptıklarına dair, onun dışında başka bir bölüm olmayacak.
Hepinize teşekkür ederim kitabımı okuduğunuz için, iyi ki varsınız ❤️ kalemimi beğendiyseniz diğer kitaplarıma da bakmayı unutmayın lütfen
Kendinize çok iyi bakın ve kimsenin sizi kırmasına izin vermeyin ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eski sevgili
Short Story|tamamlandı| her gün farklı kızları parmağında oynatan sen, bir kızın oyununa geldin tuğrul akdem. texting düzyazı