"ÜÇE BİR LANET Mİ ATTILAR!?"
Sirius aklını kaybetmek üzereydi. Zamanında yetişememişlerdi. James hastane kanadında Poppy'nin verdiği iksir şişeni ona doğru kadeh kaldırır gibi havaya kaldırdı. Poppy gülerek başını iki yana salladı ve konuştu.
"Tadını alınca böyle olabilecek misin acaba?" diye alay edince Sirius merakla iksire baktı.
"Bay Black, eğer yaralı olmadığınız zaman o iksiri içerseniz korkuyorum ki saçlarınız hızla dökülmeye başlar."
Poppy elbette bunu Sirius iksiri James'ten alıp içmesin diye söylemişti. Ancak Sirius, sanki iksir üzerine atlayabilirmiş gibi James'in elindeki iksirden geri çekildi. James bunu fark edince ifadesiz bir şekilde Sirius'a baktı ve iksiri ona uzattı.
Sirius daha da geri gidip, düşmemek için Remus'un kolunu tutunca James biraz daha ileriye gitti.
En sonunda Sirius ile alay etmeyi bir kenara bırakıp iksiri içti James.
Yüzünü buruşturdu ama çok sürmeden düzeldi. Belli ki tadı o kadar kötü gelmemişti.
"Sorun yok, ama acısını çıkartmamız gerekiyor." diyerek sessizliği bozdu Remus.
Sirius dikkatini verdiğinde Remus'un kolunu hâlâ tuttuğunu fark edip bıraktı. Daha sonra bundan memnun kalmayıp tekrar koluna sarıldı ve gülerek konuştu.
"Pekâlâ beynimiz, aklında birşey var mı?"
Remus bir süre düşündü. Şuana kadar muggle usulü kaşıntı tozu, slytherin ortak salonundaki herkesin üzerine baykuş yemi dökme, üniformaları değiştirme gibi şeyleri yapmışlardı.
"Gördükleri kişileri tılsım ile başka biri gibi görmelerini sağlamaya ne dersiniz?"
Sirius kararsız bi gülümseme ile kaşlarını çattı.
"Düşünsenize, Severus'a lanet attığınızı sanıyorsunuz ama lanet attığınız kişi -bir süre duraklayıp bir isim düşündü- Marlene oluyor."
"Çok da birşey kaybetmezmişiz" diye hızlıca konuştu Sirius. Hepsi ona baktığında ekledi.
"Ondan haz etmiyorum." diye kısa bir açıklama yaptı. Üç arkadaş sebebini sormadılar, Sirius herkesten durduk yere soğuyabilir veya hayatında ilk defa gördüğü birinden ölümüne nefret edebilirdi. Onun için önemli olan izlenimdi. Sirius bakışlarından huzursuz olup Remus'a devam etmesini söylediği zaman Remus lafının yarıda kesildiğini hatırlayıp hafiften huysuzlanırken devam etti.
"Bulaştıklarını zannettikleri kişinin hufflepuff bir muggle doğumlu değilde Mcgonaggal olduğunu düşünün. Rezil olurlar"
Bu onları fazlasıyla tatmin etmiş görünüyordu ancak Sirius daha çok rahatsız gibi görünüyordu. Daha sonrasında 'normale' döndü ve plânı tuttuğunu söyledi.
Remus onun tavırlarını fark etmişti ve kesinlikle soracaktı. Ama şuan söylemiyorsa bir sebebi vardı ve Remus üstelememe taraftarıydı. En azından şuan için hiçbirşey demeyecekti.
𓍊𓋼𓍊𓋼𓍊
"Bilmiyorum Aylak, onun da ceza alacağı düşüncesi beni korkutuyor."
Remus, yüzünü elleri arasına almış kıvırcık saçlı oğlana baktı bir süre daha.
"Ceza almasından çok alacağı cezanın nedeni beni korkutuyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑴𝒂 𝑷𝒆𝒓𝒍𝒆 𝑼𝒏𝒊𝒒𝒖𝒆 ᵂᵒˡᶠˢᵗᵃʳ
Hayran KurguRemus Lupin insanlardan sadece likantropisini değil yönelimini ve hislerini de saklamak zorundaydı çünkü kendisi bile ne olduğundan emin değildi. Kendisi ile ilgili çok fazla soru işareti vardı ve bunları kendi içinde çözmeye çabalaması çok zordu...