Uçak yanarken gözünü açtı. Kolları ağrıyordu ve bacağı sıkışmıştı. Yanına baktığında arkadaşı yoktu.
-Dylan neredesin?!
Kendini ilerletti. Canının acısı o an umrunda değildi. İleride dylan kanlar içinde yatıyordu. Yanına gittiğinde sarsmaya başladı.
-Dostum uyan! Lütfen ölme!
Bir anda tanımadığı bir el görüş açısına girdi. El dylan'ın burnunun altında durdu. Birkaç saniye sonra tanımadığı bir erkek farklı aksanla ingilizce konuştu.
-(i) İkisi de yaşıyor. Babalık buraya bak!
-(i) Sana yaşlı olmadığımı söylemiştim.
Bu seferki de başka aksanlı bir ingilizceydi. Bir anda adamların biri tarafından kaldırıldı. Adama baktığında çekik gözlü yüzünde makyaj olan biriydi.
Çekik gözlü adama göre yaşlı gözüken esmer tenli adam dylan'ı kaldırmıştı. Ormanın içlerinde bir kulübeye girdiler.
Çekik gözlü kenardaki yıpranmış kanepeye örtü sererken sordu.
-(i) makyajlı olan adın ne?
-(i) Makyajlı mı? Ben mi?
Çekik gözlü, esmer adama döndü.
-(i) Hala makyajım duruyor mu?
Esmer adam onaylayınca içinden küfür mırıldanır gibi oldu. Kulübedeki ufak mutfak'ın musluğuna gidip yüzünü yıkadı. İşi bitince konuştu.
-(i) Adım Lee Min Ho. Babalığın adı da Aamir Khan. Senin ve arkadaşının adı ne?
-(i) Ben Tyler Posey. Arkadaşım da Dylan O'brien.
Aamir tyler'a elini uzattı.
A: (i) Tanıştığıma memnun oldum tyler. Sen nasılsın? Ağrın var mı?
Tyler sadece kolunun ve bacağının etinin ezildiğini farketti.
T: (i)Ağrım var ama etim ezildiği için. Ciddi birşeyim yok. Ama anlamadığım şey bu kaza nasıl oldu?
Min ho dylan'ın yaralarıyla ilgilenirken cevapladı.
M: (i) Bilmiyoruz. Sadece kazanın tahmini olarak 1 saat önce gerçekleştiğini düşünüyoruz.
*1 Saat önce*
Lee Min Ho
Uçağa binince rahat bir nefes aldım. Saçımdaki sarı peruk beni rahatsız ediyordu ama kaçmamın tek yolu kılık değiştirmekti. Bu yüzden rahatsızlığımı görmezden geldim.
Koltuğa oturunca birkaç kişinin benim tarafıma baktığını farkettim. Sonra 2 kız önümde oturan ikiliye yaklaştı.
-(i)Merhaba siz tyler posey olmalısınız.
T: (i) Evet benim.
Kız defter uzattı.
-(i) İmzanızı verir misiniz?
Öbür kızda onun yanındaki kişiye defter uzattı.
-(i) Siz de dylan o'brien'sınız değil mi? İmza verir misiniz?
İkisi de kızlara imza verirken her ihtimale karşı gözlüğümü çıkarmadım. Uçak'ın kalkacağı anons edilince telefonuma son kez baktım. Menajerimden mesaj vardı.
''Min ho nereye kayboldun? Haklısın ajans bu sefer ileri gitti ama kaçman çözüm olmayacak. Çabuk dön.''
-(korece) Çok beklersiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serpentes
FanfictionBu hikaye, babalarının kaybıyla hayatları altüst olan 4 kardeş ve Türkiyeye hayranlarını ziyaret etmeye gelen 4 ünlünün kaderin bir oyunu gibi tanışmaları ile başlayan ardından gelişen olayları anlatıyor. *Eğer daha fazlasını merak ediyorsanız okuma...