6.Bölüm

9 1 0
                                    

Mira, kainat, min ho ve aamir fotoğrafları incelerken diğerleri ayrı taraflara çekilmiş düşüncelerinde boğuluyordu.

Nil huzursuzca herkesi teker teker inceledi. Cesur, tyler ve dylan da kendisi gibi belli etmemeye çalışsa da düşünceliydi.

''ya hayatında bilmediğin şeyler olmuşsa...ne yapacaksın?''

Nil sendeledi düşecekken min ho tuttu.

Min ho:(i) Nil iyi misin?

Nil, min ho'dan uzaklaşıp tebessüm etti.

Nil:(i) İyiyim sağol. Biraz odama gidip uzansam iyi olacak.

Nil gidince cesur arkasından baktı.

''Aslında onu tanıyordun ama unutmak istedin. Hatırlarsan pandoranın kutusunu açacaksın.''

Cesur: Hayır öyle değil. Ben onu tanımıyorum.

O an herkes cesur'a döndü. Erkekler ne dediğini anlamasa da mira ve kainat anlamıştı. Cesur bakışların ağırlığına dayanamayacağını hissetti.

Cesur:(i) Benim başım ağrıdı da balkona çıkıp temiz hava alacağım.

Salonu aceleyle terk etti.


Tyler ve dylan cesur'un arkasından merakla baktı. Ardından birbirlerine baktılar. Sanki bakışlarıyla 'Neler oluyor kızlara?' diye soruyorlardı.

Dylan O'brien

Tyler yerinde huzursuzca kıpırdanıyordu. Dahası kızların tavırları da eklenince gerginliğim iyice arttı.

Benimde aklımda milyonlarca düşünce vardı ve hiç biri olumlu şeyler değildi. Daha fazla düşünmemek için gülerek konuştum.

Dylan:(i) Şimdilik bu kutuyu ve fotoğrafları yerine kaldıralım mı? Zaten hiç kimsenin fotoğraftaki insanlar hakkında bir fikri yok. Ama bence fotoğraftakiler anne babanızın arkadaşı ve çocuğu. Tatile gelmiş ve bu fotoğraf o zaman çekilmiş olabilir.

Şansıma min ho ve aamir bana hak verdi. Mira ve kainat hala merak etse de ortama uyup fotoğraf ve paraları geri kutuya koydu.


Colorado

Günlerdir dinlediği klasik müzik bir anda kesildi. Şaşkınlıkla etrafına bakındı.

-(i) Bilgisayarınızın şarjı bitti sanırım yoksa bu işkenceye ara vermezdiniz.

Uzaktan adım sesleri gelince yerinde doğrulup beklemeye başladı.

-(i) Merak etme bu günden itibaren klasik müzik dinlemeyeceksin.

Adam gelen kişinin farklı aksanından birkaç gündür gelip giden kişi olduğunu anladı. Kalkıp kapıya yaklaştı.

-(i) Sonunda benim ölümümün ya da burada esir tutulmamın daniel'ı üzmeyeceğini anladınız mı? Sizce de erken olmadı mı az daha durabilirdim.

Son cümlesindeki dalga geçmesinin tek karşılığı kapının öbür tarafındaki adamın iç çekmesi oldu. Kapı açılınca daha önce hiç görmediği adama baktı. Yakışıklı denebilecek bir yüzü vardı. Orta uzunluktaki kızıl saçlarını toplamış, gözüne siyah kemik çerçeveli gözlük takmıştı. Adam ıslık çaldı.

-(i) Cidden hiç fena değilsin.

-(i) İltifat için sağol fakat şu an bu konuşma uzamamalı. Gitmelisin.

Adam karşısındaki asyalı adama baktı. Öyle ki bir yerden sonra adam duvara yaslanıp sordu.

-(i) Gitmek için neyi bekliyorsun Adam? Seni bir prenses gibi kucağımda mı çıkarmalıyım?

SerpentesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin