Bu kitaptaki her şey tamamıyla kurgudur, herhangi b ir gerçek unsur bildirmemektedir. Verdiğim bilgilerde doğruluk payı olmayan kurmacalar olabilir.
Kitap boyunca başka kitap ve karakterler hakkında yorum yapmamanızı rica ediyorum. Her ne olursa olsun kitabımda kendi karakterlerim ve kurgularım hakkında yorumlar barındırmasını istiyorum.
iyi okumalar, satırlarıma ortak olduğunuz için teşekkür ederim<3
*
Kapıyı usulca itip sorumlu hemşirenin elime tutuşturduğu kağıtlarla büyük koridora girdim. Stajyer olarak bunu yapmam belki, hatta kesinlikle yasaktı ama birçok kişi işleri bize yani stajyerlere kitlemekten hiç çekinmiyorlardı.
Girişteki otomatik kapıların önüne geldiğimde sürekli yoğun çalışmanın yorgunluğu ile ağrıyan boynuma rağmen kafamı yukarı doğru kaldırarak kalın harflerle yazılmış yazı da gözlerimle gezdirdim bir süre.
MAHKUM PSİKİYATRİ SERVİSİ
Korkudan titreyen dizlerimle birkaç adım atarak kapının arkasındaki askere kendimi belli etmek için hafifçe elimi yukarı kaldırıp cam kapıyı tıklattım, asker bir süre bana öylece baktıktan sonra yukarıya doğru kaldırığım kartlığa göz gezdirip usulca başını salladı ve kapının sensörleri yanıp söndükten sonra açıldı.
"Nil Hüma Kaplan, stajyerim. Son kontrolleri yapılan hastaların işlem kağıtlarını getirdim, üç hastanın EKG'si sisteme düşmemiş onlara yeniden çekmemiz gerekiyor."
Asker elimdeki kağıtların üzerine işaretlemeler yaptıktan sonra kartımın numarasını alıp masasına oturdu. Hastanenin normal haline göre sanki burası daha soğuktu ya da ben korkudan soğuk terler döküyordum.
"Erhan Güneri ve Serdar Pala şu anda diğer işlemlerde olduğu için burada değiller, Emir Eren'i tekrar götürebilirsiniz Nil Hanım." dediğinde usulca başımı aşağı yukarı salladım ve saatimi kontrol ettikten sonra mahkum servisinden çıkarak köşedeki bekleme alanına geçtim.
Yemekhanenin hemen yanındaki bu servisin önünden geçerken bile tedirgin olan bana verdikleri görev cidden çok iyi olmuştu, hem suçlu hem de psikolojisi bozuk insanların bana neler yapacağını düşünmek dahi tüylerimi diken diken yapmaya yetiyordu.
Kapının açılma sesinin ardından içerideki askerin sesi duyuldu. "Hemşire Hanım ile beraber gidebilirsiniz, EKG harici hiçbir işlemi yok."
İki asker kollarında kelepçeler olan mahkum ile yanıma gelirken istemsizce birkaç adım geri çekildim, koyu saçları ve soluk koyu mavi gözleri ile mahkum olamayacak kadar genç duran hasta beni şaşırtsa da yüzü bunu yapabileceğini aşikar kılıyordu.
"Zemin kata gideceğiz, A blok." dedim zar zor bulduğum sesimle. "Hastanın tekrardan barkod alması gerekiyor eğer sisteme düşmesini istiyorsanız."
Asker usulca başını salladıktan sonra eliyle asansörleri işaret ederek yürümeye başladı, bakışlarımı bir kez daha mahkuma çevirmeden hızlı adımlarla asansöre vardığımda boynumdaki kartı okutarak kalabalık asansörün en dibine ilerledim.
Askerler beni kaybetmemek için yanıma geldiğinde korkuyorum diyerek kollarına sarılamamak için kendimi zorla tutsam da içimdeki korku her saniye büyüyordu. Genç çocuk asansörün aynasına benim gibi yaslandığında kollarımız birbirine değdi usulca.
"Korkma, küçük hemşireleri yemiyorum."
Tenime değen nefesi ve ardından duyduğum kısık sesiyle tüylerim diken diken olduğunda hızla birkaç adım atarak bana doğru eğilen çocuktan uzaklaşıp asansörden indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜMA
Teen FictionMezun olması için staj yapmak zorunda kalan Nil ve çalıştığı hastanedeki mahkum psikiyatri servisinde yatan Emir.