Karşımdaki kişinin Heeji olmayıp Junghwan olması beni yeterince şaşırtmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bunun burada ne işi vardı ve benim burada olduğumu nereden biliyordu? "Junghwan ne işin var senin burada?" Üzerimdeki eşyaları süzdü ve göğsümden itikleyip içeriye adım attı. Koltuğa doğru ilerlerken kolundan tutup kendime doğru çektim.
"Galiba burada bensiz eğleneceksiniz öyle mi?" Ne yapacağımı bilmiyordum çünkü Heeji gelmek üzereydi. Belki de kapının önünde zili çalacaktı. Bana doğru yavaş yavaş yaklaştıkça mesafemizi korumaya devam ettim. Rahatsız olup buradan derhal gitmesi için dudaklarına bakıyordum. Ama galiba Junghwan pek takmıyordu. Biraz daha ileri gitsem belki rahatsız olur diye düşünerek yüzünü avuçlarımın içine aldım ve dudağına doğru yaklaştım. Junghwan "Sana verdiğim sözü hatırlıyor musun?" diye bir soru yönelttiğinde kapı aniden çaldı. Sorduğu soruyu unutup korkuyla hareket ettim. Gelen kişi Heeji olmalıydı.
"Junghwan çabuk koş yatak odasındaki dolabın içine gir!" Etrafa hızlıca göz attı ve eli ayağına dolaşmıştı. Bu yüzden elinden tutup onun dolaba girmesine yardımcı oldum. Kapıda Heeji için "Geliyorum!!" diye çığlığımı atıp dolabın kapısını kapattım. "Junghwan orada iyi misin?" Dediğim an sessiz bir şekilde fısıldadı. "Koş kapıyı aç ben iyiyim."
Koşar adımlarla kapıyı açtım. Heeji fotoğraftakinden daha da güzeldi. "Hoşgeldin!!" Heeji kafasını sallayıp gülümsedi ve kollarını bana sardı. Heyecanlanmıştım. Bayağıdır bir kızla temas halinde olmamıştım.
Onunla bir buçuk saat civarında sohbet edip bir şeyler atıştırdıktan sonra Heeji'nin gözleri kapanmaya başlamıştı. "Heeji uykun mu geldi?" Heeji sorumu cevaplamak için gözlerini büyük oranda açtı. "Biraz geç oldu sanki yatak odası nerede?" Heeji'yi tutup yatak odasına getirmek için elimi uzattığımda hiç düşünmeden elimi sıkıca tuttu. Kolunu omzuma dolayıp onu yatak odasına ulaştırdım. Biraz uyumasını bekleyecektim ki Junghwan'ı dolaptan çıkarıp geri gönderebileyim.
10-15 dakika sonra Jeongwoo'dan beni merak ettiğine dair bir mesaj geldi. Tüm gruba Heeji'nin fotoğrafını atıp sorun olmadığını bildirmek için grup mesajlarına girdim ve kamerayı açtım.
Tashakli idoller
doyoung:
Mesajı attığım gibi dolabın içinden bildirim sesi geldi. Heeji gözlerini açtı ve bana baktı. Ne diyeceğimi bilemedim ve korkacak bir şeyin olmadığını ona ayrıca belirtmek istiyordum.
"Heeji bir şey mi oldu neden bir anda uyandın?" Aniden başını yastıktan kaldırdı ve korkar bir ifade gösterdi bana. "Ses nereden geldi?" İşte şimdi yanmıştım ve yalan uydurmak zorunda kaldım.
"Heeji biz idoller iki tane telefon kullanıyoruz bir tanesi normal telefonumuz bir tanesi ise şirketten gelen önemli mesajların atıldığı telefonumuz." Heeji dediğimi duyunca duraksadı. Umarım salladığım yalana inanmıştı. Dikkatlice diyeceği şeyi beklerken dayanamayıp konuyu kapatmaya çalıştım. "Heeji bana soğuk kahve yapmak ister misin? Senin ellerinden içmek istiyorum." Utandı ve kafasını döndürerek kıkırdadı. "İyi fikirmiş hem ikimiz de açılmış oluruz ve bu gece daha fazla vakit geçiririz."
Kafamı sallayıp ona onay verdiğimde yataktan kalktı ve mutfağa doğru ilerledi.Bunun bir fırsat olduğunu düşünüp odadan Heeji'ye "Önemli bir konuşma yapacağım 5 dakika odaya girme olur mu?" diye söyledim. Heeji hiç beklemeden "Tamamdır sen konuşman bitince bana söylersin." diyerek onayladı.
Dolaba doğru yürüdüm bu sıcakta Junghwan orada nasıl dayandı çok merak etmiştim.Dolabın kapağını açtığımda Junghwan'ın uyuduğunu gördüm. İlk önce hemen telefonunu alıp bildirim sesini kapattım. Sonra ise Junghwan'ı uyandırmak için ona iki kez dokundum. O kadar terlemişti ki sanki biraz daha beklese oracıkta eriyecekti. İki kez dokunmama rağmen uyanmayınca endişelendim. Nefesini kontrol etmek için kulağımı burnuna yaklaştırdım. Nefes alıyordu ve galiba derin bir uykudaydı. Ağzı açık bir şekilde uyuması da çok komikti. Yüzüne defalarca bakıp gülümsedim. Ama artık onu gerçekten uyandırma vaktinin geldiğini düşünüp kulağına yaklaştım ve "Junghwan uyanman gerek!" diyerek onu defalarca dürttüm.
Gözlerini açtı ve suratıma baktı. Olayın farkına varamamıştı. "Junghwan acele et Heeji bizi bu şekilde görmesin!!!" ciddi şekilde bunu ona söyleyince bir şeylerin farkına varıp dolabın içinden çıktı."Doyoung bu geceyi onunla mı geçireceksin?" deyince cevap vermek istemedim. Bunu ilk kez yapıyordum fakat yanlış anlamasını da istemiyordum. "Junghwan bir şey olmayacak endişelenmene gerek yok, şuan bunu düşünmemizin zamanı değil." Uykulu gözlerle kafasını başka yöne döndürdü ve hâlâ çıkmak için çaba sarfetmiyordu. "Doyoung" dedi ve bana yaklaştı. Söyleyeceği şeyi söyletmeden "Ben onu mutfakta oyalarken sen dışarıya çıkacaksın!" dedim.
"Çıkacağım ama ondan önce kızın senden derhal ayrılması için sana bir iz bırakacağım" Ne olduğunu anlamadım ve yüzümde sinirli bir ifade vardı. Yumruğumu sıkarak ona doğru daha da yaklaştım. "Çık git şuradan!! o tuvaletteki videoyu hâlâ silmedim haberin olsun!" Umursamamış haliyle yüzüme baktı ve gülümsedi.
"Doyoung ben sana verdiğim o sözü daha fazla tutamayacağım özür dilerim" diyerek dudağıma öpücük kondurdu. Gözlerimi hayalet görmüşcesine kocaman açarak omuzlarını itiklemeye çalıştım. Ellerini saçlarımdan tutarak beni zorla öpüyordu. Öpücüklerine devam etmesine dayanamıyordum. Neden bunu yapmıştı anlam veremeden özel bölgesine tekmeyi bastım. Şaşırdı ve acıyla geri çekildi. Dudaklarımı kolumla sildim. Yüzüme bakarak acı çeken ifadesine aldırmadım.
"Junghwan bugün Heeji var ama yarın programdan sonra seni öldüreceğim" deyip işaret parmağımı onu tehdit edermiş gibi sallıyordum.
Mutfaktan "Doyoung içeri giriyorum!" sesi yükseldiğinde Junghwan kalkıp dolabın içine tekrar girdi.Heeji kapıyı açınca hiç bir şey olmamış gibi elindeki tepsiyi aldım. Suratımda hâlâ şaşırmış bir ifade vardı.
__________________________________
____________________________________________________________________
hapi yuttun doyoung
junghwan sen de az degilsin amk
neyse arkadaslar bu bolumu kisa kestim benim yaraticilik bugunluk bu kadar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden lovers || DOHWAN
Randomdoyoung: kanka bi baksana junghwan: ne var doyoung: tiktokta dohwan videomuz 1milyon begeni almisti ya hani junghwan: eee nolmus doyoung: yorumlara baktın mı junghwan: bakma gereksinimi duymadım