"Onunla bu oyunu oynadığımda özellikle kazanacağımı bildiğim için Junghwan'ı seçtim."
Sunucu karşılıklı oturmamız için yanındaki 2 sandalyeyi gösterdi. Doyoung hemen kalkıp oturduğunda ben hâlâ olduğum yerdeydim.
-Doyoung: Hadi gelsene!!
Doyoung'un karşısına oturdum ve oyunun başlatılmasını bekledim. Doyoung masadaki tabağın üstündeki peperoyu alıp önce kendi sonra da benim dudaklarımın arasına yerleştirdi.
Gözlerimi kapattım ama Doyoung'un yavaş yavaş dudaklarıma yaklaşışını hissettim. Üyelerin her biri şaşkın bir tepki verirken artık durmasını istiyordum. Gözlerimi açtığımda burun burunaydık. Biraz daha yaklaşırsa dudaklarımız birbirine değebilirdi.Doyoung sanki diğer üyelerin oyunu kazanmasını istemiyormuş gibi bana daha da yaklaşıyordu. Ama artık durması için tepki koymak zorundaydım çünkü bir kere daha ısırıp yaklaşırsa gerçekten dudaklarımız birleşecekti.
Dişlerimin arasından uyarırcasına küçük küçük bağırmaya başladım. Doyoung pes etmiyordu. Peperoyu koparıp oyunu bitirmek yerine mesafeyi koruyup bana bakıyordu. Öylece durması beni cesaretlendirdi. Peperoyu ısırıp oyunu ben bitirdim.-Yoshi: İzlerken ölücektim.
-Jaehyuk: Nefessiz kaldık.
Sunucu bana doğru yürüdü ve yüzüme yaklaştı. "Senin yüzün mü kızardı?" Herkes kahkaha atarken sadece gülümsemeyi tercih ettim. Yüzüm kızardı mı bilmiyorum ama alevler içindeydim. Kalbim çıkacak gibiydi. Ve galiba ondan etkilenmiştim.
Sunucu serçe parmağımdan daha da kısa olan peperoyu eline aldı. "Millet bence onlarla rakip bile olmayın çünkü onlar çoktan kazandı bile!!!" Junkyu bir anda ağzını araladı. "Biz bir kez Haruto ile denesek mi?" Aniden alkış koptu ve ikisi de karşılıklı oturdular. Peperoyu dudaklarının arasına yerleştirdiler. Junkyu kendisinin başlamasını istedi ve söylediği an hemen peperoyu ısırmaya başlamıştı bile. Doyoung'a baktığımda morali yerindeydi. Kendisi bir şeyler hissetmiyor olabilirdi ama o böyle yapınca ben kendimi daha fazla tutamayacaktım.
Junkyu Haruto'ya o kadar istekli yaklaşıyordu ki onların beraber olduğunu anlamak pek zor olmazdı. O kadar yakınındaydı ki bizim yaptığımız rekoru bile geçmiş olmalıydılar. Junkyu peperoyu ısırdı ve oyunu bitirdi. Sunucu 2 peperoyu karşılaştırdığında gerçekten Junkyu ve Haruto'nun peperosu daha da kısaydı. Sunucu Doyoung ve bana döndü. "Artık bir dahakinde yaparsınız." Yalandan gülümsedim. Çünkü bir daha bu yaşanmayacaktı.
Program bittiğinde dışarıda bizi bekleyen arabaya bindim. Üyelerden daha erken çıkmıştım ordan çünkü uykuya ihtiyacım vardı. Ben arabaya bindiğim an arkamdan Doyoung geldi. "Dün yaşanan şeyi unuttum sanma sakın!" Hiç cevap vermeden camdan dışarı bakıyordum.
"Bugün dışarıya çıkalım mı?" Kafamı Doyoung'a döndürdüm. "Gerek yok." Yüzüme yaklaştı. "Yaptığın şeyin farkında mısın? Beni dün gece dudaklarımdan öptün?!" Doyoung bunu dediği an kapının önünde öylece durup şaşkın bir ifadeyle bakan Jaehyuk'a gözüm kaydı. Jaehyuk içeri girdi ve tam ortamıza oturdu."Dur şimdi demin duyduğum şey riyal mi amina koyayim?" Şimdi hapı yutmuştuk. Jaehyuk bunu Hyunsuk veya Jihoon'a söylerse her şey daha da kötü olabilirdi.
Doyoung topu bana atarcasına yüzüme baktı. Jaehyuk artık dayanamadı. "Bir açıklama bekliyorum konuşsanıza!! Üyeler gelicek şimdi." Doyoung bana bakmaya devam ediyordu. "Açıkla hadi Junghwan neden beni öptün?" Doyoung gerçekten çok şerefsiz bir insandı. Orada ne diyeceğimi bilememiş bir şekilde kalakalmıştım.
Üyeler arabadan içeri girdiğinde Jaehyuk bizden hâlâ bir açıklama bekliyordu. Jeongwoo yanımıza oturmak isterken Jaehyuk parmağıyla öndeki araba koltuğunu gösterdi. "Götümüze mi gireceksin?" Jeongwoo önümüzdeki koltuğa oturduğunda Jaehyuk bana bakıyordu. Fısıldar bir şekilde "Bizim yurdun önündeki Cafe'de buluşalım."
Cafe
Jaehyuk, ben ve Doyoung üçlü bir masa bulduğumuz gibi oturduk. Kimliğimiz farkedilmesin diye de iyice giyinmiştik. Sıcaktan ölücek gibiydim.
-Jaehyuk: Anlat Junghwan sendeyiz.
-Junghwan: Haruto'nun kuzeniyle otelde kalmayı düşünüyordu. Ben de onları basmak için oraya gittim.
-Jaehyuk: Eee devam etsene amk
Doyoung bana öyle bir bakıyordu ki odaklanamıyordum.
-Junghwan: Her neyse işte beni dolaba sakladı.
-Jaehyuk: Hay kodumun malı çocuğu kıza yakalanmamak için dolaba mı sakladın?
-Doyoung: Gelmeseydi o zaman.
-Junghwan: Ben dolapta sıcaktan uyuyakalmıştım ve aniden Doyoung beni uyandırdı.
-Jaehyuk: Evet devam et artık öpüşmeye gel.
-Junghwan: Benim oradan çıkmamı istiyordu ve kim bilir kızla gece gece neler yapacaktı?
Doyoung gözlerini açtı ve anlık ayağa kalktı.
-Doyoung: Lan oğlum ne diyosun sen?
Tekrar yerine oturup beni dinlemeye devam etti.
-Junghwan: Ben de dudağını öptüm ki belki o şaşkınlıkla kendisini durdurur diye.
-Jaehyuk: Bence bu yüzden öpmedin sen.
-Doyoung: Buna kim inanır Junghwan?? Söyle hadi benden hoşlanıyorsun değil mi? Hadi söyle!!
-Junghwan: Hoşlanmıyorum Doyoung.
-Doyoung: Kim öylesine birini öper ki? Hem de hetero birini? Bundan rahatsız olacağımı anlayamadın mı? Ben onunla hayal kuruyorum seninle değil. Sen benim sadece arkadaşımsın.
Donakalmıştım. Doyoung laflarını hiç düşünmeden yapıştırıyordu. Gözlerim dolmaya başlayınca kafamı eğdim.
-Jaehyuk: Doyoung sakin ol birileri duyacak.
-Doyoung: Nasıl bir insansın sen? Arkadaşından hoşlanacak hatta öpecek kadar düştün mü?
Kafam yere doğru eğilmiş ağlıyordum. Göz yaşlarımın yere teker teker düşmesi beni daha da üzüyordu.
-Junghwan: Özür dilerim.
-Doyoung: Neye özür diliyorsun? Her şey geçtikten sonra özür dilemek kolay tabii-
-Jaehyuk: Doyoung tüm bunları
benimle burada buluşmanıza kadar nasıl sakladın içinde amk.-Junghwan: Böyle olsun istemezdim.
-Doyoung: Yapmasaydın o zaman. Bunların olacağını bilseydin keşke. Bir de gelmişsin bunların olmasını istemezdim falan diyorsun.
Kafamı kaldırdığımda ağlamaktan kıpkırmızı olan yüzümü görünce duraksadı. Yüzü düştü. Tam ağzını açıyorken
ayağa kalktım ve Cafe'nin
kapısına yöneldim.-Junghwan: İğrençsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden lovers || DOHWAN
Randomdoyoung: kanka bi baksana junghwan: ne var doyoung: tiktokta dohwan videomuz 1milyon begeni almisti ya hani junghwan: eee nolmus doyoung: yorumlara baktın mı junghwan: bakma gereksinimi duymadım