8. Bölüm Küçük Bir Aksilik

130 16 1
                                    

Boğazımı yakan derin bir acı nefes almakta zorlanan ciğerlerle yavaşça kendime gelmeye başladım. Ağzımda oluşan kuruluk dayanılmaz bir acıya dönüşürken gözlerimi yavaşça aralayıp nerede olduğumu anlama çabasındaydım.

"Uyandı... Uyandı..." 

Kulaklarımda çınlayan ve bana oldukça heyecanlı gelen sesin sahibini nerede ne halde olduğumu kavrayamayacak kadar berbat durumdaydım. Ellerim ürkekçe boynumu tutarken öksürmemeye acıma daha fazla acı katmamaya çalışıyordum.

"Parmağım..."

Tuhaf bir şekilde sarılmış elimi incelerken son yaşadığım şeyleri düşünüyor her bir detayı hatırlamaya çabalıyordum.

İnşaat... 

Kartal Bey Amca...

Havuz...

Zihnimde canlanan son görüntü titrememe neden oldu. Yaşananlar o kadar korkutucuydu ki soğuk su hala daha etrafımda gibi hissettiriyordu. Sanki tüm bedenim onunla sarılmış gibi. Nefes alamayacakmışım, kurtulamayacakmışım gibi...

"Küçük..." Yerimde doğrulma çabamı fark eden davetsiz misafirim öne doğru ilerledi.  "minik bir aksilik oldu." Yardımcı olmak adına görüş alanıma giren bulanık görüntü yavaşça netleşirken dudaklarım yaşanan şeyleri ufak bir aksilik olarak adlandıran adamın adını mırıldandı.

"Kartal Bey..."

"Amca..."  Aramızın açılmasını istemediğini söyledi. Sanki söz konusu aksilikten önce çok yakınmışız da aramıza ölüm tehlikem girmiş gibi sırtımı sıvazlıyor bir yerimin acıyıp acımadığını iyi olup olmadığımı soruyordu.

"Kilonu hesaplayamamışlar. " Odada olduğunu yeni fark ettiğim Dila Hanım'ın sesiyle yerimde sıçradım.  "Daha doğrusu rüzgarı..." 

Eliyle havada savruluş şeklimi resmeden Kartal Bey amca  gülümsedi. Elini bana uzatıp kolumu havaya kaldırdı. "Göründüğünden de zayıfmışsın..." Yaşanan aksiliğin nedeni olarak bana sundukları tek neden besinsiz bedenimdi. Tabi birde metoroloji tarafından kandırıldıklarını iddia eden Kartal Bey'in esen rüzgarı tayfun olarak adlandırması vardı.

"Hala daha şokta görünüyor..." Avcundaki fincanı masaya bırakan Dila Hanım yavaşça ayağa kalktı. Belki de doktoru çağırmak adına ayaklanışı çığlık atmamla sonuçlanırken Kartal Bey'in gözlerinde korku dilinde benimkini bastıran bir bağırış vardı.

Korkuşumla korkan adam damağını yukarı çekerken çıkışa yönelen kadın bedenini bana doğru çevirdi.

Sırtım geri geri sürüklediğim bedenim sayesinde başlığa değiyor bana kaçacak başka yerim olmadığını bağırıyordu. Ne ayağımda hissettiğim acının nedenini ne de aldığım hasarın büyüklüğünü bilmiyordum.

"Korkma bir tek parmağında kırık var. Diğerleri sadece incilme..."

Az önce benimle korku çığlıkları atan Kartal Bey yavaşça çarşafı kenara çekip bacağımdaki sargıları gösterdi. Beni rahatlatmak adına kurdukları cümleler odada mantıklı düşünebilen tek kişinin ben olduğumu düşündürmeye başladı.

"Ağrın varsa hemşireleri çağırabilirim... "

Gençliği tefecilerin elinde geçen genç bir kız olarak çok fazla manyak tanıdığımı söylemem mümkündü. Ama babacan tavırlarla karşımda dikilen rahatlamak istersem Dila Hanım'ın masaj yapabileceğini söyleyen  Kartal Bey'den hepsinden daha çok ürktüğümü söylemem mümkündü.

Zira ne zaman  ne yapacağı belli olmayan bir ruhla mücadele etmek istediği parayı vermediğinizde sizi balık yemi yapacağını söyleyen mafyaları atlatmaktan daha zor görünüyordu.

Aşk SakızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin