Fısıltılar.
Ama kötü fısıltılar.
Vücudu karıncalanmaya başladı.
Bir saatin "tik-tak...tik-tak" sesi çarpıyordu kulaklarına.
Ses gittikçe kendini arttırmaya başladı, kulaklarının patlayacağından korktu Lauretta.
Sonra bir yetimhanenin küçük odasında buldu kendini.Bir oğlan çocuğu, ne de tatlı öyle.
Yanında birisi daha vardı, lakin bulanıktı.
Çok bulanık."Ben deli değilim."
"...Delilerin gideceği bir yer değildir Tom."
Bulanık adamın sesi de bulanıktı. Güç bela duyabildi Lauretta.
Oğlan Lauretta'ya baktı. Lau hıçkırdı.
Oğlan ona doğru minik adımlar atmaya başlayınca Lau'da geri geri kaçmak istedi.
Nafile, oda küçücüktü. Olduğu yerde çivilendi.Oğlan öfkeyle Lau'yu itti.
Lau 'yine mi' diyerek sonsuz karanlık bir girdapta sürüklenmeye başladı.
Ağlıyordu ama bağıramıyordu.
Sessiz sedasız düşmeye devam etti.Sonra her şey birden ağır çekime dönüştü.
O kadar yavaş düşmeye başladı ki uykusu geldi.
Ama uyuyamazdı, tekrar bağırmaya çalıştı. Uyku felci mi geçiriyordu yoksa?Belki de Tanrı daha önceden yaptığı kötülükler sebebiyle cezasını veriyordu.
Belki şu an ölüyordu.Çat diye bir zemine yüz üztü çakıldı.
Ama canı yanmadı.
Yerdeki cam kırıkları eline batmıştı, keza bacaklarına da öyle.Sırt üstü döndüğünde bembeyaz suratlı çirkin bir adamla göz göze geldi.
İşte bu sefer sağlam bir çığlık basabilmişti. Tepeden bakan siyah giyimli yaratık Lau'ya doğru eğildi.İkisi de gözlerin en içine doğru bakıyordu.
Adam elinde tuttuğu asayı Lau'nun karnına sertçe bastırdı.
Tırnakları uzun ve pisti."Hainler hainliklerinin bedelini öderler."
"Ben hain değilim!"
Adam haykırmaya başladı.
"Avada-"×××××××××××××××××××××××××××××××××
İnsanlar ne kadar sıçrayabiliyorsa o kadar yerinden sıçrayarak uyandı Lauretta.
Astımı yoktu ama sanki şu an astım krizi geçiriyordu.
Fırlayarak tahta penceresini açtı.
Soğuk, hemen hassas cildini kızartmaya başlamıştı bile.
Gün aymıştı.
Sıcak bir banyonun bu gördüğü kabusun açtığı yaralara merhem olabileceğini düşündü.Soyunurken çok üşüdü.
Dişleri titremekten birbirine çarpıp 'tık-tık' sesini çıkarıyordu.
Küvete oturduğunda titremesi durmuştu.Ama başı hâlâ zonkluyordu.
On dakika kadar hareketsizce oturdu ve sabit bir noktaya baktı.
Düşünme yeteneğini kaybetmişti sanki."Ne ile sınanıyorum ben?"
O kadar sessiz söylemişti ki kendisi bile çok zor duydu.
Bu gördüğü kabus ilk kabustu.
Ama emin olduğu bir şey kesinlikle son olarak kalnayacağıydı.
Dumbledore nereye kadar dayanabilecek diye onu test mi ediyordu? Sokayım testine.Diye düşünerek düşünme yeteneğini geri kazandı ve giyinmeye başladı.
×××××××××××××××××××××××××××××××××
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘊𝘰𝘪𝘯𝘤𝘪𝘥𝘦𝘯𝘤𝘦-𝐖𝐫𝐨𝐧𝐠 𝐭𝐢𝐦𝐞'Tom Marvolo Riddle
FantasyTamamiyle tesadüfen bir kehanet küresine rastlayan Harry Potter ve arkadaşları, kürenin onlara söylediği şey üzerine Albus Dumbledore'dan yardım isterler. Küre, Karanlık Lord'un ölümünde son noktayı koyacak kişiyi şifreli olarak sunar. "Sarışın, nai...