Büyük salon.
İsmini hakediyordu. Şaşalı tavanı, herkesin arada bir gözünün kaydığı altın tabakta yanan mumlar, içeriye ayak basan tüm insanların büyülenmekten kendini alamadığı, öğrencilere 'iyi ki muggle dünyasında yaşamıyorum' dedirttiren, kahverengi ve altın renklerinin ağır bastığı büyük salon.Şu an çok kasvetliydi..
Kirli ve kapalı hava bütün enerjiyi emiyordu sanki.Gerçi,artık emilecek bir enerji bile kalmamıştı.
Lakin profesörler yine de pozitifliğini korumaya çalışıyorlardı.
Hiçbirinin içinde ekmek kırıntısı kadar umut yoktu, ama öğrencilere umut aşılamaya çalışıyorlardı. Ortamda tükenmişlik sendromu yuva yapmıştı.Dumbledore, zaten konuşmayan öğrencileri susturmak için elini havaya kaldırdı. Herkes umutsuzca profesöre bakmaya başladı.
"Girişte aramaya tabi tutuldunuz,nedenini bilmek hakkınız."
Derince bir nefes aldı. Yarım ay gözlüğünden kısaca öğrencilere göz gezdirdi."Bir zamanlar bu şatonun duvarları içinde tıpkı sizin gibi birisi yaşıyordu,bir öğrenci. Aynı sizin gibi burada yemek yiyor, bu şatonun koridorlarında geziyordu.
İsmi mi? Tom, Marvolo Riddle."Fısıltılar yükseldi. Sesler arttı. Ginny'nin hafifçe titremesi Harry'nin gözünden kaçmamıştı.
Dumbledore tekrar konuşmaya başlayınca herkes çenesini sıkıca kapattı."Fakat şu an tüm dünya onu farklı bir isimle tanıyor. Kötü güçler bu şatonun duvarlarının içine sızmaya çalışıyorlar, ve pes etmeyecekler. Ama şunu unutmayın, en büyük silahları sizlersiniz. Yatakhaneye marş marş!"
İyice canları sıkılan öğrenciler, ne kadar yapmak istemeseler de emir kulu oldukları için her biri yatakhaneye doğru yol aldılar.
"Yapmamalıydık."
"Neyden söz ediyorsun Hermione?"
Ron ikisine de yetişebilmek için koşar adımlar attı."Lauretta'ya mektup yazıp her şeyi anlatmamalıydık."
Birazdan ağlayacak gibi bir ses çıktı Hermione'den.Harry daha yavaş adımlar atmaya başladı. "Bence de. Yanlış yaptık."
×××××××××××××××××××××××××××××××××
Uyuyan güzeller güzeli sarışın kızdan bir mırıltı çıktı. Üzerinde beyaz ip askılıdan ve kalın eşofmandan başka bir şey yoktu. Yorgan da kasıklarına kadar çekiliydi. Yanan şömine küçük odayı epey ısıtıyordu zaten, kalın kazaklara veyahut battaniyelere gerek yoktu.
Tekrar mırıldanarak yüz üstü dönüp pozisyon değiştirdi.Kedisi Lilya, ona nazaran daha az uykucuydu. Küçük odada gezinecek yer arıyordu. Kendisi ile oynayacak birisini bulamadığı için bir hayli sıkılmıştı. Arada bir, kendince eğlence olsun diye bir sandalyeye bir de yatağa atlayıp duruyordu. Yapabileceği tek aktivitenin bu olması üzücüydü.
Kedi tam yataktan sandalyeye atlayacakken şömineden bir mektup fırladı, yatağın tam karşısına. Sonunda oynayabilecek başka bir şey bulmuştu Lilya! Hemen mektubun yanına gitti, bazı yerlerini kopardı yedi. Yere yatıp mektubu biraz da öyle parçaladı.
Lauretta hareketsizce yatmaya devam ediyordu. Anlaşılan bu gece ne kabus, ne de rüya görüyordu.
Lilya parçalanmış mektubu ağzına aldı.
Sonra bir sandalyeye bir yatağa atlama oyununa devam etti. Biraz daha atladıktan sonra sıkıldı, ve oyununa şöminen tepesini de kattı. Böylece sevimli oyununu biraz daha zorlaştırmıştı.Önce yataktan sandalyeye, sonra sandalyeden şömineye, oradan da tekrar yatağa atlıyordu. Bu birkaç tur böyle devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘊𝘰𝘪𝘯𝘤𝘪𝘥𝘦𝘯𝘤𝘦-𝐖𝐫𝐨𝐧𝐠 𝐭𝐢𝐦𝐞'Tom Marvolo Riddle
FantasyTamamiyle tesadüfen bir kehanet küresine rastlayan Harry Potter ve arkadaşları, kürenin onlara söylediği şey üzerine Albus Dumbledore'dan yardım isterler. Küre, Karanlık Lord'un ölümünde son noktayı koyacak kişiyi şifreli olarak sunar. "Sarışın, nai...