"Son duanı et!" dediği anda Başımdan kaynar sular akmış gibi irkildim"Sedat ne olur dur! Demir uyansın, önce nolur dur."
"Sen kes sesini!" diye mırıldandı nefret kokan sesiyle
"Lütfen." diye yalvardım
"Yalvarma şuna Lale! Bırak yapsın yapacağını!" Dedi abim dik dik Sedata bakmaya devam ederken. Abim böyle söyleyince daha çok korkmaya başladım. Sedat zaten sinirli ve benden daha doğrusu bizden nefret ediyordu bir bi bile düşünmeden abimin başına sıkabilirdi
"Lütfen dur Sedat!" gözleri Bana Değdi
"Önce...Demir uyansın. Lütfen bir şey yapma!" Sert bir soluk verdi yutkunurken. Kendi içinde cebelleşiyor gibi bir kaç saniye baktı
"Eğer abim uyanamazsa önce abin ve ablanı sonra da seni öldürürüm. Bir an bile düşünmem." Dedi acımasızca, kalbim korkuyla kasım kasım kasıldı sonra abimi bıraktı Ve elindeki silahı beline koydu.
Abimin elindeki silahı da aldı. Onu da beline koydu
"Abim uyanana kadar bu evden dışarıya adımınızı atmayacaksınız." dedi gözü bir benim bir de abimin üzerindeyken. Gözlerim ablama ilişti.
Ablam trans'a girmiş gibi dakikalardır aynı koltukta oturmuş gözleri kucağındaki ellerinde öyle bakıyordu.
Sedat yanımızdan geçip giderken ben hemen Ablamın yanına koşup oturdum ve elini tuttum.
"Abla...abla iyi misin?" Cevap vermedi
"Abla kendini bırakma." Abiminde gelip yanımıza oturduğunu göz ucuyla gördüm
"Çok ağır geliyor lale..." diye fısıldadı ablam. Acıyla dudaklarımı ısırdım.
"Biliyorum... ama bir şey olmayacak. Demir güçlü, atlatacak, uyanacak ve sizi bırakacak." ablam gözündeki yaşı sildi.
"Ya sen? bizi bırakacak ama seni...." hıçkırıklarla ağlamaya başladı
"Biz sen olmadan nasıl Hayatımıza devam edeceğiz lale! Görüyorum.... ortamı gördüm, o adamı gördüm, dışarıdakileri görüyorum..." başını salladı inanamıyormuş gibi
"Eve girenler... Saite silah dayayan o adamı... hepsini gördüm." Göğsüm ağırlaşmis gibi nefes alamadım
"Hayatımızdan tamamen çıkmış gibisin, biz buna nasıl dayanacağız? Nasıl yaşayacağız?" boğazımdan yükselen hıçkıra hıçkıra Ağlama isteğini bastırmaya çalıştım. Ama gözünden akan yaşa engel olamadım, gülümsemeye çalıştım
"En azından yaşayacağız. Siz yaşayacaksınız, iyi olacaksınız. Ne olur abla kendini bırakma."
"Ben seni bırakmam!" Dedi abim başını sallarken
"Elin orospu çocuğu canı istedi diye seni alıkoyamaz. Sen bizim kardeşimizsin. Senin yerin bizim yanımız." Yutkunurken başımı salladım
"Bana kötü davranmıyor. Hatta fazla iyi davranıyor." Diye yalan söyledim içleri rahat etsin diye
"Evet kötü biri, silahlı, Zorba ama bana kötü davranmıyor, ben gerçekten iyiyim."
"Saçma sapan konuşma lale!" diye kızdı abim
"Iyi davranıyormuş. Ne kadar iyi olabilirsin ki! iyi bile olsa bu seni zorla alıkoyduğu gerçeğini değiştirmez!"
"Abi ne olur Sen de artık sakinleş." Başımı salladım
"Hem Demir'e silah çekip vurmak ne demek görmedin mi! Bizi bu evden çıkarırlar mı sağ bırakırlar mı?'
"Korkarak mı yaşayacağız yani! sen başka şehirde Biz başka şehirde!" Başımı ellerimin arasına aldım Her şey bu kadar zor olmak zorunda mıydı!
"Sadece bekleyelim olur mu? Belki ben onun için bir hevestim hayatını kurtaran biriydim. Benden karşılık alamayınca bırakır belki. Nolur sizde sakin olun ve hayatınıza devam edin." Dedim bunun ne kadar acı verdiğini bilsemde.
"Belki de öleceğiz hepimiz." Diye mırıldandı ablam parmaklarına işkence ederken
"O adam belkide uyanmayacak ve bizi öldürecekler." Bu gerçek yüzüme tokat gibi çarptı.
"Hayır." Diye fısıldadım. Sanki gerçekten bunu hissediyordum. Demire bir şey olmayacaktı.
"Bir şey olmayacak ona. Demir çok güçlü." Yerimden kalktım ve merdivenleri kullanıp yukarıya çıktım. Tam o anda odasından gelen adamlar çıktı.
"Durumu nasıl?" Diye sordum hemen önlerine geçip.
"Gayet iyi kurşun organlarına zarar vermemis bir kaç saate uyanır." Dedi içlerinden biri. Sonra yanımdan geçip giderken yüzümde sahici bir gülümseme belirdi. İçime bilmediğim bi duygu düştü. Rahatlamanin verdiği gibiydi ama emin değildim.
Yerimden hareketlenip tam Demirin odasına gireceğim zaman kapı koluna uzanan elim havada kaldı çünkü kapı içeriden açılmıştı. Sedat, Kaan, Ali ve Saffet odadan çıkınca Kaan ve Ali hariç ikisi bana nefretle baktı.
"Nereye?" Diye sordu Sedat başını sallarken
"Şey...ben Demiri görecektim-"
"Sebep?"
"İyi mi diye görmek istedim."
"Eserinizi merak ettin yani?" Boğazıma büyük bir yumru oturdu
"Bunun tek suçlusu biz değiliz. O benim abim. Beni korumak istemesi gayet normal. Sen öz bile olmayan abin için az önce abimi öldürecektin-" Saffet parmağını kaldırdı
"Biz öz kardeşi gibiyiz onun. Kan bağına gerek yok. Ayrıca kimse sana bu evde işkence etmiyor zorbalamiyor. Ankaranın en iyi okulunda okuyorsun en iyi evde oturuyorsun yediğin önünde yemediğin arkanda. Nankörlük etme!" Ona inanamıyormuşcasina baktım.
"Ben hiç birini istemedim. Ne nankörlüğünden bahsediyorsun sen!"
"Kavga edilecek zaman değil. Bırakın görsün Demir abiyi." Diye araya girdi Kaan. Sedat ve Saffet ona ters bir bakış attı
"Demir abi uyanınca konuşuruz olanları biz aşağıya inelim oda görsün." Dedi Ali kaana destek olurken. Saffet ve Sedat önce dik dik bana baksada susup aşağıya indiler. Herkes gidince rahat bir nefes alıp Demirin odasına girdim. Kapıyı arkamdan kapatıp yatakta uzanmış bir kolunda serum takılı olan Demirin yanına adimlayip yatağın boş tarafına oturdum.
Onu bu halde görünce kalbim bin parçaya bölünmüş gibi hissettim. Dişlerimi birbirine bastirirken neden ağladığımı anlamadım.
İçimdeki dürtüye engel olamadım ve Demirin elini tuttum. Kalbim o an o kadar hızlı çarptı ki kendimden korktum. Hemen elimi çektim.
Hayır! Ona kapılıyor olamazdım...
.
Selammm💋
Vote ve yorumları unutmayalım sizi seviyorum 💋❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O KIZ BENİM +18
Ficção Adolescente"Bana büyü mü yaptınız!" . Hayatını kurtardığı adam tarafından kaçırılan Lale. Hayatını kurtaran genç kıza takıntılı aşık olan Demir. . "Cehennemin dibine de gitsen gelir seni bulurum!" .