59

24.1K 1.2K 96
                                    

" Dövmeli? " nefes nefese kalmış sesle birlikte gülümsedim. Koşarak gelmiş gibi duruyordu. İşte, yine karşımdaydı.

" Komutanım? " dedim bende aynı onun gibi sorgularcasına. " Daha bir şey yapmadık, neden nefes nefesesiniz? "

Sertçe yutkundu. " Koştum. " dedi gözleri dudaklarıma kaydığında.

" Koşu bandında mı? " Saçma sapan bir soru sordum ona. Gözlerini devirmek yerine dudakları iki yana kıvrıldı.

" Buralarda koşu bandı olmaz, engebeli koşu parkurları olur. " Göz kırptı. " Bil istedim. "

" Görmeden bilemem ki..."

" Göstermemi ister misin? " diye sordu her an kapıdan kaçacakmış gibi durarak.

" Engebeli koşu parkurunu mu? "

" Sen neyi görmek istiyorsun ki? "

" O parkurda seni koşarken görmeyi. " dedim kendimi tutamayarak. Vay canına! Dudaklarımdan ne kadar cüretkar kelimeler çıkıyordu öyle?

" Beni mi? "

" Hı hı. " başımı salladım. " Çıplak mı koşuyorsunuz? "

" Yok artık daha neler! "

" Yani üstsüz koşsan daha çok hoşuma giderdi. " dedim yanaklarımı içe doğru çekerek. " Baklava görmek beni heyecanlandırıyor da. "

" Biliyorum. "

" O zaman benim için üstsüz koşmaya ne dersin? " Göz kırptım.

Yüzünde yine maskesi vardı. Bu adam yüzünü kapatmaktan zevk falan mı alıyordu? Ya da kendini gizlemek miydi niyeti? Belki de rahatsız oluyordu gerçekten kendini görmekten. Olamaz mıydı?

Onun için en büyük sorun yüzündeki izdi.

Benim için ise en büyük sorun o izin kapatılmasıydı.

Bana bir cevap vermeyince ona doğru bir adım attım. Kapıyı kapattığında ona doğru adım atmamla birlikte bir adım geriye doğru çekildi ve sırtı kapıya dokundu. " Sorumu cevapsız bırakan bir komutan..."

" Sorun neydi ki? " yutkunuşunu adem elmasının hareketinden görebiliyordum. Dudaklarımı yalamamak için kendimi zor tuttum.

" Boşversene. " dedim dibinde durarak. Başını eğerek bana bakıyordu. Aramızdaki boy farkını galiba böyle anlatabilirdim. " Daha önemli bir şey var konuşmamız gereken. "

" Önemli? "

" Hı hı. "

" Abin mi öğrendi? " dedi telaşlı bir sesle.

" Neyi? " dedim başımı sağ omzuma doğru yatırarak. Onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu açıkçası. Abimden neden bu kadar çok çekiniyordu onu da anlamıyordum.

" Kapıda yaşanılanları..."

" Onları senin anlatacağını sanıyordum komutan? " Dudaklarımı öne doğru büzdüm.  " Hala anlatmadın mı? "

" Yok. " dedi dedin nefes alarak.

" Sebep? "

" Direkt Abine gidip anlatılacak bir şey mi sence? "

" Evet, bak çekil ben anlatıp geliyorum hemen. " kapının kolunu tutmuştum ki beni durdurmak için elini koluma koydu. Zaten şu an gidecek değildim. Sadece rol yapıyordum. Gideceğimi düşünmüş olması hataydı.

Sahte Komutan | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin