66

20.6K 991 30
                                    

Abim ve Atamer'in bir görevde olduğunu biliyordum. Ama yine de belki gelmişlerdir diye karargaha doğru yürüdüm. Görevleri bugün buraya gelen birini korumaktı. Lakin adını sanını bana söylememişlerdi. Koridorlarda fazla gezmeden revire girdim. Revirin penceresi direkt karargaha giriş kısmına bakıyordu. Onu görebilmem için beni buraya vermiş olabilirler miydi?

Gözlerimi pencereden ayırmadan bakmaya devam ettim. Zaten revire gelen asker sayısı da bir elin beş parmağını geçmiyordu.

Karargahın bahçesinde gezinen gözlerim bir noktada takılıp kaldı. Kahretsin! Bu Atamer değil miydi? Ve yanındaki de bir çocuk!

Gözlerimi irice açarak karargahın arka bahçesine doğru ilerleyen ikiliye baktım. Çocuk en fazla dört yaşında olmalıydı. Bir kız çocuğuydu. Atamer'in etrafında koşuyor, dolanıyordu. Ama sonra birden koşarak Atamer'in bacağına sarıldı.

Gözlerimin dolduğunu hissettiğim an ise tam o andı.

Telefonumu çıkarıp hemen ikisinin fotoğrafını çektim. Bu adam çocukla bile karizmatik durmayı nasıl başarabiliyordu?

Fotoğraf gönderildi.

Siz: Sen çok güzel bir baba olacaksın, komutan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Siz: Sen çok güzel bir baba olacaksın, komutan.

Siz: 🖤

Siz: Yakışmış.

Mesajı yazdıktan sonra gözlerimi Atamer'e çevirdim. Ama o telefona bakmadı bile. Bildirimleri kapalı olabilir miydi? Ya da telefonunu karargahta bırakmış da olabilirdi. Sonuçta telsizi ona yetiyordu.

Onlara doğru yaklaşan kadını görünce kaşlarım otomatikman çatıldı. Bu da kimdi? Ve daha önemlisi neden Atamer'e doğru yürüyordu?

Bunun açıklamasını kim bana yapacaktı?

Kahretsin!

Hala ona doğru yürüyor. Ve küçük kız kadını görünce rotasını değiştirip kadına doğru koşmaya başladı. Tıpkı Atamer'in bacağına yapışması gibi kadının bacağına da yapıştı.

Damarlarımın içinden kan yerine başka bir şeyin aktığına şu an yüzde yüz emindim.

Küçük kız bir annesine bir de Atamer'e koşup sarılmaya başlayınca kendimi dünyanın en gereksiz insanı gibi hissettim. Atamer gülüyor muydu? Maskesi yine yüzündeydi kimse onu gözleri dışında görmüyordu ama bu onu daha da çekici yapıyordu. Bunu biliyor muydu?

Bilse takmazdı dedim içimden.

Dayanamayarak elime telefonu alıp mesaj yazmaya başladım. Mesajı görürse bana gelebilirdi. Ya da ne bileyim şu an o kadınla muhatap olmayabilirdi mesela.

Siz: Naber?

Siz: Hey!

Siz: Kime diyorum komutan?

Siz: Sahte komutan çok önemli bir şey olmak üzere.

Siz: Bak oldu demiyorum.

Siz: Olmak üzere diyorum.

Siz: Çünkü şu an seni gözetliyorum.

Siz: O yanındaki kadın da kim?

Siz: Güzelmiş bu arada inkar edemeyeceğim ama keşke onlardan uzak dursan.

Siz: Tamam anladık çocuk seviyorsun.

Siz: Ben yaparım sana çocuk.

Mesajlara bakmaması beni sinir hastası yapabilirdi.

Siz: Sana diyorum ya!

Siz: Bak artık şu telefona.

Siz: Bakmazsan yanına geleceğim.

Siz: Hem de o kadının yanında koluna gireceğim.

Siz: Diyeceğim ki bu adam benim.

Siz: Benim değil mi?

Siz: Sinirimi bozuyorsun şu an.

Siz: Sana öyle bir fotoğraf atacağım ki ayaklarının üzerinde duramayaksın.

Siz: Sen kaşındın komutan.

Siz: Direkt giyip geleceğim.

Siz: Atmak ve giymek arasında büyük fark var bilirsin.

Siz: Mesajlarıma bakmamanın cezası bu diyelim.

Siz: Kıpırdama bir yere.

Siz: Çocuk sevgisinden benim mesajlarıma bakmama neymiş sana göstereceğim.

Siz: Sahte komutan!

Siz: Pis komutan!

Sahte Komutan | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin