'' Bana ne kadar zaman sonra böyle sarılırsın, merak ediyorum. ''
Söylediği şeylere artık şaşırmıyordum, çok kısa sürede olsa alışmıştım artık, nedenini anlamıyordum soruyordum ama cevap alamıyordum boş vermişlik vardı üstümde.
Karşılık verdiğim zamanlar bile oluyordu, nasılsa karşımdaki kişi fazla zekiydi kendini olmayan bir şeyin etkisine kaptırmaz veya kırılmazdı o yüzden rahattım.
'' Ne zaman bilmem ama uzun bir zaman.''
'' Beklemekle bir problemim yok.''
'' Teşekkür ederim çok naziksin.''
'' O zaman bana biraz zaman ayır kahve içelim.''
'' Çok isterdim ama gördüğün gibi işim var.''
'' İşini halledebilirim.''
''Kendi ağzınla söylüyorsun. Benim işim, benim, yapmam gerekiyor. ''
Benim kelimesini ikinci dile getirişimde biraz vurgulamıştım. Anlamadığından değildi, sadece bazen inatçı oluyordu.
O sırada çoktan masanın başında duran, dizüstü bilgisayarımı alıp benden iki metre uzakta olan uzun adama yönelmiştim.
'' Şimdi izin verirseniz, odama geçip beni bekleyen dosya yığınına bir selam vereceğim.''
İş hakkında konuştuğum zaman ona siz diye hitap etmeye çalışıyordum, arada bir bunu unutuyordum ama yapıyordum.
Son zamanlarda çok sık karşılaşıyorduk, bu yüzden artık ona siz diye hitap etmek benim için zorlaşmıştı.
İş konusunda kesinlikle katı bir imajı vardı, sadece imaj değil gerçekten katıydı.
Bu ayrımı yapmam hoşuna gidiyordu ve bunu belli etmekten çekinmiyordu.
Ne zamandan beri benim hakkımdaki düşünceleri umurumda oldu, hatırlamıyorum ama kesinlikle hareketlerimin ve kelimelerimin daha fazla bilincindeydim.
Yanından çok hızlı olmayacak şekilde geçtim ve toplantı odasının kapısına yöneldim.
'' Odana kadar sana eşlik edeceğim.''
Emir, bu kesinlikle uyulması gereken bir emir.
Alışmıştım artık, önceleri bende inatlaşır ve zıtlaşırdım. Kesinlikle kazanamayacağımı bildiğim bir tartışmaya girer ve ne isterse onu yerine getirmiş olurduk. Hoşnut olmadığım istekleri, kesin bir dille reddetmekten geri durmazdım ama çoğunlukla o ne isterse o oluyordu.
Hiç karşı çıkmadan hafifçe gülümsedim ve onaylamak için elimle kapıyı işaret ettim.
Kapıya benden daha hızlı yaklaşıp benim için açtı ve geçmemi bekledi, odadan çıktığımda sol yanımda durması için boşluk bıraktım ve yanıma gelmesini bekledim.
Tamamen hizaya dizildiğimiz zaman, küçük ama çok yavaş olmayan adımlar atmaya başladım.
Uzun ve geniş koridorda ilerlerken, yeni çalışanların ne işleri varsa bırakıp selam verdikleri küçük bir gösteri oldu.
Bu durumdan hazzetmiyordum, birçok kez uyarmıştım çok önemli bir durum olmadığı sürece beni görmezden gelip, işlerine devam etmeleri gerekirdi.
Emirlerimi kusursuzca yerine getiriyorlar ve işlerinde hiç aksaklık olmuyordu, tabi bu sadece görünürde.
Esnetecekleri bir durum buldukları gibi kafalarına göre davranıyorlar, kişisel ihtiyaç ve istekleri görmezden geliyorlar, yararlanabilecekleri bütün imkanları elde etmeye çalışıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He's Mine (o Benim johnlock)
FanficTamamen kendi arzularıma dayalı bir hayran kurgu çalışmasıdır. Kişilerde hafif duygusal ve zihinsel değişiklikler mevcuttur. Karakterlerin olabildiğinde kişiliklerini değiştirmemeye çalıştım, umarım düzgün yansıtabilmişimdir. Kısa bir kesit. Nasıl b...