xXx
Sıcak bir yaz günüydü. Öyle ki Nico biraz daha bu dükkanda durursa kendinden geçerek yerlerde yuvarlanacaktı.
Neyse ki çok geçmeden annesi imdadına koştu.
"Nico listeyi hazırladım, bakkaldan eksikleri alıp gel."
Nico, hevesle annesinin elindeki listeyi kapıp bisikletine doğru koştu. Annesi hala bir çocuk kadar hareketli olan genç oğluna gülerek baktı.
Bakkal demek dondurma demekti. Dondurma demekse serinlemek demekti. Bu düşünce keyfini getirirken pedalı daha hızlı çevirdi.
Sokağın ortasında oynayan çocukları görünce selam vermek için zilini çevirdi birkaç kez. Hepsi zıplayarak ona selam vermişti. Bir ara hepsine gazoz ısmarlamayı aklının köşesine not etti.
Nihayet bakkalın önüne geldiğinde köşeye geçip bisikletini ağaca yasladı. Sepete koyduğu listeyi eline alıp göz gezdirdi. Neyse ki pek fazla bir şey yoktu.
Gözleri listedeyken bakkala giriyordu ki kafası sert bir şeye çarpınca duraksadı.
"Önüne bak, önüne." Bu gıcık ses tonunu duyunca vücudundaki tüm hücreler titredi.
Nico tepki vermeden sağdaki boşluktan içeri girecekti ki Atalay yana kayarak tekrar önüne geçmişti. Bu sefer sola doğru yöneldi fakat Atalay tekrar önüne geçmişti.
"Çekil önümden." dedi Nico sinirli sesiyle.
"Türkçe konuş."
Normalde kendisi de Türkçe konuşmaya dikkat etse de, bunu söyleyen kişi Atalay olunca hiç de konuşası gelmemişti. İnatla kendi dilinde konuşmaya devam etti.
"Konuşmayacağım."
Kollarını meydan okurcasına göğsünde birleştirip ona baktı.
Atalay kolunu kapı girişine yaslayıp tüm alanı kapattı. Gözleri yukarıdan başlayıp Nico'nun ayaklarına kadar indi.Nico bu bakışların sebebini biliyordu. Sabah çıkmadan önce gerçekten kısa bir şort giymişti. Yunanistan'da bu sıcaklarda erkeklerin şort giymesi normaldi fakat bu mahalledeki erkekler hala bileklerine kadar uzanan pantolonlarla geziyordu. Görünüşünün Atalay'a tuhaf geldiğini anlamıştı.
Yine de bakışları rahatsız edici olmaya başlamıştı. Kaşlarını çattı."Yukari bak." Atalay ise duyduğu sesle sanki derin bir transtan çıkmış gibi irkilerek kapıdaki kolunu indirdi. Nico Atalay'ın şaşkın ifadesinden faydalanıp kenardan geçti.
Arkasına dönüp baktığında neyse ki kapıda duran adamın da gidiyor olduğunu fark etti. Garip bir şekilde rahatlamıştı.
Bakkaldaki işini bir an önce bitirip kapının önünde duran seyyar dondurmacıdan da limonlu dondurmasını alıp keyifle bisiklete bindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürekten Çağırma Beni B×B
Romance1974 Türkiye'sinde Yunan bir aile olarak yaşamak çok zordu. Özellikle, kendilerinden nefret eden komşuları ve fanatik abisi arasında kalan Nico için hayat en zor seviyeye ulaşmıştı. Bunca nefretin içinde, naif bir duygu olan aşk hayat bulabilir miyd...