Şuğra ve Arda film bittikten sonra kalktılar ve Arda'nın odasına gittiler.Şuğra yanağı kızararak:
-Seninle beraber uyuyabilir miyim?
Arda utanarak:
-Şey...tabi,gel.
Arda Şuğra'ya kendi gri pijama takımını getirdi.Şuğra lavaboda giyindi ve geldi.Arda,Şuğra'yı görür görmez gülmeye başladı:
-Hahaha.Sana çok büyük olmuş bunlar.
Şuğra:
-Yaa,gülmesenee.
Şuğra lambayı kapattı ve Arda'nın yanına yattı.Sabah olduğunda Şuğra gözünü açtı.Yanında Arda yoktu.Lavaboya girip çıktıktan sonra mutfağa gitti.Arda kahvaltı hazırlıyordu.Tam o sırada Şuğra'nın telefonu çaldı.Annesi arıyordu.Dün gece annesine haber vermemişti.Kendisine kızıp telefonu açtı:
-Alo?Anne?
Nuray Teyze:
-Alo?Nerdesin sen??!Niye aramadın beni??
Şuğra:
-Anne.Çok özür dilerim.Dün akşam yorulduk ve direkt eve geldik.
Nuray Teyze:
-Ne diyorsun sen?Kimin evi?
Şuğra:
-Kimin olacak anne.Aylin'in evi tabiki de.
Bunu dediği anda Ardayla göz göze gelip sessizce gülüştüler.
Nuray Teyze:
-Tamam kızım.Kahvaltını yap da hemen eve gel.
Şuğra:
-Tamam annecim.Görüşürüz.Kahvaltılarını bitirdikten sonra Arda,Şuğra'yı yolcu etti.Şuğra otobüs durağına geldi ve Aylin'i aradı:
-Günaydın.
Aylin:
-Günaydın canım.Napıyorsun?
Şuğra:
-Şimdi Arda'nın evinden çıktım,otobüs bekliyorum.Sen napıyorsun?
Aylin:
-Anladım.Bende kahvaltı yaptım, televizyon izliyordum.
Şuğra:
-Otobüsüm geldi.Görüşürüz.Bora dün hapishaneye geldiğinden beri başında çok kötü bir ağrı vardı.Hâlâ geçmemişti.Hücrede kendisinden başka 3 kişi daha vardı.Hücreye girdiğinden beri iğrenç bakışlara maruz kalmıştı.Gece de ne olur ne olmaz diye uyumamıştı ama hücre arkadaşları direkt uykuya dalıp horlaya horlaya uyumuşlardı.Sabah olduğunda gardiyan
4 tepsi yemeği kapının önüne bıraktı.Sessizce yemeklerini yerken kaslı olan Bora'ya doğru yürüdü ve cebindeki bıçağı hafifçe çıkararak gösterdi.Bora içinden güldü.Dün gece horlaya horlaya uyuyan adamın,onu ertesi gün bir bıçak yüzünden korkutacağını zannetmesi çok komikti.Öğlen vakti geldiğinde tüm hapishane ortak bahçeye spor yapmak için çıkmıştı.
Bora köşede tek başına takılırken dövmeli ve tüm hapishanenin başkanıymış gibi görünen bir adam Bora'nın yanına geldi:
-Hey,çocuk.Yalnız mısın?
Bora adama baktı ama cevap vermedi.
Adam:
-Cevap ver lan!
Bora sakince ayağa kalktı:
-Evet yalnızım.Ne istiyorsun?
Adam,arkadasındaki çetesini göstererek:
-Bize katılmak ister misin?
Bora diğer adamlara da baktı.Hepsi çok güçlü görünüyordu.Bora:
-Düşünmeme izin var mı?
Adam:
-Yarın yine burda cevabını ver.
Bora başını salladı.Adam ve çetesi uzaklaşırken Bora'nın hücre arkadaşı olan Emre yanına geldi.Emre:
-O adamlardan uzak durmalısın.Çok tehlikeliler.Geçen sene yine senin gibi bir çocuk bu adamlara katıldı ve gizemli bir şekilde çamaşırhanede ölü bulundu.
Bora:
-Katılmayı reddedersem?
Emre:
-Orasını bilemiyorum.Belki de reddedersen daha kötü şeyler olur.
Bora'nın kafası iyice karışmıştı.Bu hapishane hayatına nasıl alışacağını bilmiyordu.Bu adamların yanında olmayı mı seçse?Yoksa bu teklifi reddetse?Onun için daha mı iyi olurdu?Gardiyan"Herkes hücresine!"diye bağırdığında Bora kapıya doğru yürüdü.Yanına gelen adamın ismi Faruk'tu.Faruk Bora'ya kapıdan geçerlerken göz kırptı ve iğrenç bir şekilde gülümsedi.İkisi beraber hücrelerine girdiklerinde Bora bu gece de uyumamayı tercih etti fakat beyni ve gözleri buna izin vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞUĞDA
General FictionArda,stadyumda maç yaparken gözleri tribünde oturan Şuğra'ya kayar.