Tarif edebilirim?"
"O-olmaz çok karanlık ve şarjım bitmek üzere"
"Ahh tamam geliyorum"
___
Soobin ne kadar belli etmesede telaşlanmıştı evi okuldan uzak olduğu için aceleyle babasının bir arabasını alıp okula doğru yol aldı.
Bu gün sadece öpüştüklerini görmemişti. Yeonjun'un o depodaki haykırışlarınıda görmüştü. Yine kollarının arasına almak istedi fakat öfkesi her zamanki gibi baskın geldi ve bütün gününü ondan nefret etmekle geçirdi taki yeonjun arayana kadar. Şimdi ise yine yeonjuna gidiyordu.Soobin okula geldiğinde hızlıca arabadan inerek spor salonunun arka kapısına koştu ve hızlıca içeri girdi.
Defalarca yeonjun'a seslendi. Hiç bir ses gelmeyince endişeyle telefonunun ışığını açıp etrafa bakındı. Kimseyi göremeyince soyunma odasına gitti. Nefes nefese kalmıştı gergindi. Köşeye kıvrılmış pembeliyi görene kadar.
Saçları dağılmış, dudakları yara bereyle dolu, ıslak ve ağlamaktan bitkindi. Soobin sonunda onu bulmasıyla rahatladı ardından narince ona yaklaştı ve üzerinde olan ince ceketi yavaşça ürkmüş çocuğun üstüne örttü."İyimisin?"
hâla o iğrenç geceleri düşünüyor kendini durduramıyordu.
O geceleri kafasından silmeyi ne kadar denesede becerememişti."B-ben onu öpmedim"
Gözleri ne kadar kan çanağına dönsede pembeli ağlamaya devam etti."Sana inanıyorum"
Siyahlı olan ise her ne kadar ona kızgın olsa bile küçüğün gözlerine bakmak ona yetmişti."Bu hayatta birinin bana inanmasına o kadar ihtiyacım var ki bunun bana her saniye zorbalık yapan birinin olmasına sevinecek kadar acizim"
Pembelinin bunu demesiyle hıçkırıklarla dolmuştu ağlaması. Siyahlı olan ise bunu duymasıyla bir burukça gülümsedi ve pembelinin kulağına yaklaşıp fısıldadı."O kadar acizim ki..
kendimden güçsüz ve
masum birine zorbalık yapıyorum"
------
Soobin yeonjun'u kendi evine getirmiş, ona kıyafet ve sakinleştirici verip ne kadar ısrar etse de yatağına yatmasını istemişti. O ise bir şartla kabul ediceğini belirtti. Yanında yatmasını istiyordu.Yeonjun yorgun düştüğü için kafasını koyar koymaz uyumuştu. Soobinse onun saçlarını okşuyor, gözlerini ayırmadan onu izliyordu.
Sanki büyülüydü ne kadar ondan uzak durmak istesede bir güç onu tekrar kendine çekiyor ve soobin kendini onda buluyordu.
Nefes alış verişlerini bile
bir şiir gibi ezberlemişti.
İlk başta derin bir nefes alıyor sonrasında titrekçe geri veriyordu.
Hangi cani bu narin tene kıyabilir diyordu kendince ama aklına kendi yaptığı şeyler geldiğinde bir saniyeliğine kendinden öyle nefret ettiki. Evde babasından yediği dayağı hazm edemeyip hıncını yeonjun'dan çıkarıyordu ne kadar iğrenç biriyim diye geçirdi içinden. Gözünden akan bir damla yaş durdurdu düşüncelerini. Ağlama soobin bir ezik gibi ağlama dedi kendince. Bunun sebebi ise babası ona her vurduğunda soobinin ağlamasıyla ona her zaman daha fazla vurur ve hakaretler savururdu ona her zaman 'ezikler gibi ağlayarak acındırma kendini' derdi. Soobin ise her gece her saniye tekrarladığı repliği tekrarladı.
'Eğer baba olursam asla babam gibi olmayacağım.'________
Yeonjun'dan
Sabah yüzüme vuran güneş ışığı ile uyanmıştım. Asla uyanmak istemediğim bir uykuydu doğruyu söylemek gerekirse çünkü yıllarca annemin kucağı hariç hiçbir uykuda bu kadar güzel uyumamıştım.
Tonlarca çeşit çeşit ilaçlara rağmen.
Uyanmamla bir karşımdaki güzel yüze takılı kaldım o kadar güzel görünüyor ki keşke hep beraber uyusak diye geçirdim içimden. Tabikide saçmalıyorum uyumak bir yana ben daha soobini çözemiyorum. Çözsem bile matematik problemleri gibi işlem doğru olsa bile cevap yanlış çıkıyor.Ben düşüncelere dalmışken soobin uyandı. Uyanır uyanmaz beni görmesiyle gülümsedi. TANRIM CENNETEYİM SANIRIM!!. Şiş dudakları, dağılmış saçları ve kısık gözleriyle o kadar güzel görünüyor ki en iyi ressam bile bu tabloya yıllarını verse çizemezdi.
"Günaydın" Yüce isa.. sesi kulaklarımda binlerce kez yankılandı o kadar güzeldi ki hafif pürüzlü biraz kalın ama uğruna dünya fetedilir yani. Ahh ne diyorum ben duyanda beni aşık oldum sanıcak
"Günaydınn"
Sonunda şoku atlatıp konuşabilmiştim"Eve gelen temizlikçi her sabah kahvaltı hazırlar bu gün iki kişilik hazırlamasını istedim hadi gel kahvaltı yapalım"
Doğruyu söylemek gerekirse çok acıktım ama soobin ile kahvaltı fikri beni daha fazla acıktırmıştı neden bilmiyorum. Şuan tek emin olduğum şey kıp kırmızı olmuştum.
En iyisi bir an önce yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkamaktı o yüzden soobini başımla onaylayıp hızlıca yataktan kalktım.
Yerini bilmediğim ama şans eseri bulduğum banyoya girip hemen aynadan kendime baktım. Ahh çok çirkin görünüyorum kim bilir neler düşünmüştur benim hakkımda. Dudaklarım hâla yara bere içinde olması ise çirkinliğime çirkinlik katmış.Ben suyla saçlarımın inat olmuş yerleriyle uğraşırken kapı çaldı.
"Yeonjun işin bitmedimi daha?
Dudakların için eczaneden krem aldırttım"
Yavaşça dışarı çıktığımda kocaman gülümseyen ve bana kremi uzatan soobini görmemle yine afalladım. Oysaki gülümsemesi ne kadar güzel ama ben onu hep somurtken görürdüm işte bu yüzden gülümsemesi beni bu kadar etkiledi.
"Çok teşekkür ederim gerek yoktu'
Bende gülümsedim.
"Dudakların bu hale gelene kadar ne yaptın bilmiyorum ama tabikide gerek vardı. Çok sızlıyor olmalı?"
Neydi şimdi bu? Benimi düşünüyor yani?"ahh yinede teşekkür ederim merak etme senin kıyafetlerini çıkarıp hemen gideceğim çok üzgünüm" nerden çıktı şimdi bu diyeceksiniz. Ama ben onun bana her yaptığı şeyin Kibarlık olsun diye değil bana acıdığı için olduğunu ezberledim. Lakin neden bilmem bir yanım gitme demesini bekledi..________
Biliyorum gidicem demiştim fakat şimdi karşılıklı oturmuş kahvaltı ediyorduk. Öyle bakmayın? Çok kararlı biri değilimdir. Aslında gidiyordum ki kahvaltı yapıp biraz konuşmak istedi. Tamam kabul ediyorum tam olarak 'gitme'de demedi fakat kast etti değilmi?. İşte bu yüzden burdayım. O kadar suskun bir ortamdı ki artık şuracıkta çığlık atıcaktım ama inat değilmi ilk onun konuyu başlatması bekliyecegim. sıkılmaktan yırtılsam bile.
"Onunla neden öpüştün?"
Ohh sonunda konuştu
Ama cevap vermedim. O değilmiydi sana inanıyorum diyen
"Üzgünüm haddime değil ama madem seni öpmesine izin verdin neden sonra ondan tiskinircesine dudaklarını yırttın?"
İşte burda konuşmam gerekiyordu
"Beni zorla öptü "
Üzgünüm ona sen nasıl böyle düşünürsün diye çıkışamazdım. Her zaman bir pısırığın tekiyimdir.
"Peki ya dudakların?""Üzgünüm ama bunun hakkında konuşmak istemiyorum."
Ona sadece bunu diyebilirdim çünkü herkesin bana dokunmasından nefret ederim ancak senin dokunmadan huzur duyuyorum deseydim burdan bir gözüm morarık çıkardım. Bundan eminim."Peki sorun değil istediğinde anlatırsın"
Duraksadı ve devam etti
"Bak çok özür dilerim mesajlarda yazdıklarım ve son günlerde yaptıklarım saçmaydı biliyorum. Üstelik senin bana güvenip özelini anlatmana rağmen."
Bayılmamak için kendimi zor tutuyorum. Çünkü soobinin ilk defa özür dilediğini duydum üstelik benden??Merhabaaaa mükemmel bir bölümle karşınızdayımmm
Umarım beğenirsiniz iyi okumalarOy verip yorum yapmaya ne dersiniz💖
Yine demeden atlamiyim yazım hatalarına dikkat etmiyorum rahatsız olanlar varsa üzgünüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Boy | Yeonbin
Teen FictionGece olmuş ve yeonjun uyumuştu. Soobin ise bu sefer onu izliyordu. Neden yaptığını bilmiyordu ama oğlandan ayıramıyordu gözlerini artık emindi ona acımıyordu. İşte iş burda karışıyordu ona karşı ne hissediyordu yada ne hissetmeliydi. Soobin ne sevi...