14. Bölüm İki arkadaşın arasında

40 5 74
                                    

2 gün sonra
Klasik hafta sonundan sonra okula gidiyordum. Çok stresliydim. Ödül töreni Çarşamba olucaktı. Bugün babam geliyordu. Konuştuğumuzda saat 2 gibi geleceğini söylemişti. Yani öğle teneffüsünde.

Hemen sınıfa çıktım. Sırama oturduğumda kitap ve kalemliğimi çıkardım. Önümdeki kitaba boş boş bakıyordum. Yanıma konan çantayla soluma baktım. Ege'yi görmemle tebessüm ettim. O da aynısını yaptı ve konuşmaya başladı "Günaydın" "Günaydın" dedim kısık sesle.

"Anlaşılan birileri uyanamamış." dedi. "Yok, uyandım da stresliyim." "Doğru, baban gelicekti. Sakin ol, birşey olmaz. Hem sen demedin mi müdür sizi savuncak diye? Sakin ol şimdi." Kafa sallamakla yetindim.

35 dakika sonra
Ders bitince aşağıya inip diğerleriyle buluştuk. Her masada başka takım ve onlara hayran hayran bakan kızlar -hepsi değil- vardı.

Ve bu bakan kişiler bizim masayada bakıyordu. Şeytan diyo yapıştır o kızlara. Neyse, masaya döndüğümde herkes arasında sohbet ediyordu.

Ege'ye baktığımda onun da bana baktığını gördüm. "Eee, şeyy" dedi. Konuşmayacağını anladığım için ben konuştum. "Eee, küçük hanım nasıl?"

"Küçük hanım?" diye sordu anlamazca. "İnci. Ben ona öyle diyorum. Aramızda hitap şekli, öyle anlaştık." "Heee, iyi sürekli seni soruyor ve sürekli sevgili olun diyor. Anlamıyorum ki bu kız niye bu kadar benim sevgili yapmama meraklı?" dedi.

Acaba ben neden olduğunu söylesem mi? Ya da boşver. Sen neden sordun dediğinde kalırım orada. Bilmem derecesinde dudak büzdüm. "Çok tatlı oldun." dedi aniden. Ve ben bana iltifat edilince mal gibi kaldığım için birşey diyemeyerek önüme döndüm.

İçim bi değişik oldu. Göz ucuyla Ege'ye baktığımda sırıtarak bana baktığını gördüm. Hemen önüme dönüp diğerlerini dinliyormuş gibi yapmaya başladım.

Kulağıma yaklaşıp "Utandın sanki?" Ona dönüp "Yooo" dedim. Çarpılcam şimdi. Benim tepkime gülerken zil çaldı. Kaçar gibi sınıfa çıktım. Sırama oturdum ve suyumu içtim.

Biraz sonra içeriye Ege girdi. Sıraya oturdu ve bana bakıp sırıtmaya başladı. Ona bakmayıp,önüme bakmaya çalışırken, nöbetçi öğrenci gelip dersin boş olduğunu ve kimsenin dersimize bakmayacağını söylemişti.

Ben hâlâ Ege'ye bakmazken kitap okumaya başladım. En sonunda beni izlemesine dayanamayıp ona döndüm. "Daha ne kadar beni izleyeceksin?" Bilmem dercesinde omuz silkti. Önüme dönüp kitabıma devam etmeye çalıştım ama onun bakışlarını hissederken odaklanamıyordum.

En sonunda konu açmaya karar verdim. "Ee Ege" "Ee Zeynep" dedi beni taklit ederek. "Off" diyerek kitaba geri döndüm.

"Ne okuyorsun sabahtan beri?" diye sordu. "0 Km" dedim. "Okumuştum, çok güzel kitap." dedi. "Bencede. 3391 Km'yide okudum çok tatlı bi kitap." dediğimde yanıt olarak başını salladı.

"Kitaptaki Ege'mde Ege'm" dedim. Aniden kaşları çatıldı. 'Karma yaşatalım' hayır tabii. Aniden elimden kitabı aldı. Anlamsız bakışlar atarken "Başka bişi oku." dedi. "Neden?" diye sordum tek kaşımı kaldırıp.

"Ben öyle istiyorum." dediğinde "Kitabı verir misin?" dedim. Olumsuz anlamda kafa salladı. Bende elinden almak için atak yaptığımda geri çekti. "Ege" "Efendim" "Kitabı verir misin?" "Hayır" konuştuğumuz sırada kitabı elinden almaya çalışıyordum.

Kuzey arkadan gelip Ege'nin elinden kitabı aldı. Ege beklemediği için şaşırarak arkasını döndü. Kuzey kitabı bana uzatırken "Ne oluyor burda. Niye kızın elinden kitabı alıp vermiyorsun?" dedi sert bir şekilde.

14 Fevkâlbeşer [yarı texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin