9. Bölüm Geçmişin izleri

48 9 24
                                    

Merhabaaaa,
Umarım iyisinizdir. Uzun zamandır atamıyorum bölüm kusura bakmayın.  Şimdi bölüme geçelim. İyi okumalar

Fulya anlatımıyla (18 yıl önce)
Bu gün Caner'e açılacaktım. Fazlasıyla heyecanlıydım. Aynada son kez kendime bakıp, odadan çıktım. Kafeteryaya indim. Caner arkadaşlarıyla oturuyordu. Çağırmak için yanına gittim. Yalnız konuşmak istiyordum.

"Caner bir gelebilir misin? Sana bir şey dicem". Caner göz devirerek onayladı. Alışmıştım bana soğuk davranmasına, çok takmıyordum.

Beraber bahçeye çıktığımızda derin bir nefes aldım. "Caner, nasıl söyliyeceğimi bilmiyorum ama..." aldığım derin nefesi verdim "Ben senden hoşlanıyorum".

Caner bana baktı ve aşağalayıcı bir gülümseme takındı. "Çok komiksin. Hadi ne diyeceksen de, arkadaşlarım beni bekliyor. Senin şakalarınla uğraşamayacağım". Moralim düşmüştü. Bakışlarımı yere çevirip, kısık bir sesle "Ben şaka yapmıyorum" dedim.

Gözlerini büyüttü ve sesini biraz yükselterek "Fulya, sen delirdin mi? Benim gibi uçabilen biri, niye senin gibi hiç bir vasfı olmayan biriyle sevgili olsun? Hem ben Lara'dan hoşlanıyorum. Şimdi git, bir daha da benimle konuşma" dedi.

Gözlerim dolmuştu. Koşarak bahçeden çıktım ve Alaz'ın odasına doğru gittim. Koşarken ağlıyordum da. Alaz'ın odasına geldiğimde bir anda içeri girdim.

Beni ağlarken gördüğünde "Ne oldu sana?" dedi ayağa kalkarken. Yanına gidip, yatağına oturdum. O da yanıma oturdu. Alaz'a sarılarak ağlamaya başladım.

"Caner beni sevmiyormuş. Lara'yı seviyormuş. Ama haklı niye onun gibi uçabilen biri benim gibi vasıfsız küçük birini sevsin ki? Zaten herkes Lara'yı sevsin. Onun gücü var, o benden daha güzel. Haklı, sizde en çok onu seviyorsunuz" bunları söylerken ağlamamam şiddetlenmişti.

Alaz, saçımı okşerken konuştu "Kim dedi bunları?" "Caner" dedim başımı boynuna iyice gömerek.

Derin bir soluk çekti içine "Hayır sen de çok güzelsin ve vasıfsız değilsin. Sen aramızda en büyük yüreğe, sevgiye sahip olan kişisin. Hem ben senide onuda eşit seviyorum, tamam mı? Sakın bir daha böyle düşünme. Hem ne olmuş onun gücü varsa? Seninde kocaman kalbin var. Tamam mı?".

Burnumu çektim ve kafa salladım. Alaz bana sarılmayı bırakmadan, ikimizi de yatağa uzandırdı. En son hatırladığım saçımı sevmesiydi.

Alaz'ın anlatımı ile

O herif hem kız kardeşim dediğim insanı üzüp kendini vasıfsız görmesini sağlıyor, hem de aşık olduğum kızdan hoşlanıyor.

Fulya biraz ağlamış, en sonunda göğsümde uyuyakalmıştı. O uyuyana kadar saçını sevdim, uyuduktan sonra da onu odada bırakıp çıktım.

Caner her zamanki gibi arkadaşlarıyla kafeteryada oturuyordu. İçeri girdiğim gibi "CANER" diye bağırdım. Şaşkınca bana döndü. Elimle gel anlamında işaret yaptım. Bana doğru gelmeye başladı. Sallana sallana gelmeye başlayınca kaşlarım dahada çatıldı. "HIZLAN" diye bağırdığımda koşmaya başladı.

Yanıma geldiğinde, kolundan tutarak onun odasına çekiştirdim. Ulu orta yerde dövemezdim, ne hocalar ne de bizimkiler izin vermezlerdi.

Odasına geldiğimizde kapıyı açıp, onu içeriye fırllattım. Bende girince kapıyı kilitledim.

"Alaz ne oluyor, niye bağırdın?" "Hiiç, sadece ufak bir oyun oynayacağız da, ondan dolayı" dedim.

Bana anlamamış gibi bakışlar atıyordu. Daha fazla dayanamayıp yüzüne yumruğu indirdim. O saniyesinde yere düşerken, bende üstüne çıkıp vurmaya devam ettim.

Vurarken bir yandan da söyleniyordum. "Bu kardeşimi ağlattığın için... bu benim sevdiğim kişiden hoşlandığın için... sen kimsin de kardeşime değersiz hissetiriyorsun?".

Caner'in kaşı da dudağı gibi patladığında, kapıyı çoktan çalmaya başlamışlardı. Umursamayarak dövmeye devam ediyordum.

İçim bir türlü soğumuyordu.

En sonunda kapıyı kırarak odaya girdiklerinde, Önder hoca bana sakinleştirici yaptı. Çünkü beni başka türlü durduramazlardı, hepsi bunun farkındaydı.

Vücudum uyuşmaya başlarken, beni Caner'in üstünden kaldırdılar. Yine ceza alıcaktım ama umrumda değildi. Bir daha olsa bir daha yapardım.

1 hafta sonra

Bugün, Caner hastaneden, ben de depodan çıkmıştık. Caner tesise dönmüştü ama hâlâ kötü görünüyordu. Benden ve grubumdan köşe bucak kaçıyordu.

Fulya hariç.

Bana ceza olarak 1 hafta depoda aç bırakmışlardı. Bu sürede ne Okan, ne Emre, ne Derya, ne de kardeşim gibi olan Fulya, bir kere bile yanıma uğramadılar. Lara, Aşkın ve Burak ise tam tersi, hiç yalnız bırakmadılar beni.

Caner getirilmeden 10 dakika kadar önce çıkmıştım. O gelir gelmez Fulya yanına gittimişti. Ne yapacağını merak ederek onları izlemiştim.

Fulya beni şaşırtarak Caner'in kolunu omzuna alıp ve yürümesine yardım etmişti. Onu odasına çıkartırken öylece arkalarından izlemiştim.

Bir süre sonra Fulya bahçeye inmiş ve bir banka oturmuştu. Birkaç dakika ona baktıktan sonra yanına gitmiştim. "Fulya neden o çocuğun yanına gidip, ona yardım ettin?" "Sanane?". Bu tepkisi daha çok şaşırmama sebep olmuştu. Niye durduk yere beni terslemişti ki?

"Fulya, kardeşim. İyi misin, ne oldu da bir anda soğuk davranıyorsun? Kalbini mi kırdım? Söyle de çözelim." "Ya sen nasıl olurda Caner'i döversin? Onu sevdiğimi bile bile, niye döversin? Gerçekten anlamıyorum." Şaka mı yapıyordu bu kız?

"O sana değersiz hissettirdi, nasıl onu sevmeye devam edebilirsin? Lara'yı kıskanmana sebep oldu. Cidden iyi misin?" "Evet hâlâ seviyorum ve bu seni hiç ilgilendirmez." Diğer söylediklerimi es geçip sadece 'hâlâ seviyorum' demişti.

Bu kez şaşırmaktan ziyade sinirlenmiştim. Gözlerimi yumup, derin bir nefes alımış aynı anda da dudaklarımı ısırmıştım. Yinede ses tonuma dikkat ederek "Eğer o çocuğu sevmeye devam edersen, beni unut." demiştim.

Gözleri büyümüştü. Kocaman yutkunup "Peki, buraya kadarmış o zaman. Kendine iyi bak." diyip ve arkasını dönüp gitmişti.

Olduğum yere mıhlanmış gibi duruyordum. Bir süre ardından bakmaya devam etmiştim. Birkaç dakikanın ardından kendime gelmiş ama hâlâ şaşkınlığımı atamamıştım. Kardeşim dediğim kişi beni terk etmişti. Hem de onu üzen birisi için.

Bir gün, bu yaptığını affeder miyim bilmem, ama asla unutmayacaktım.

Evet bölüm bu kadardı. Biraz eskiyi öğrenelim istedim. Fulya üzümlü kekim Caner yüzünden oldu hepsi. Alaz peki... neyseee umarım bölümü beğenmişsinizdir. Lütfen oy atın bölüm okumalarıyla oyların sayısı çok alakasız. Kendinize dikkat edin Allah'a emanetsiniz.
Not: Zey sözü tutuldu:))

14 Fevkâlbeşer [yarı texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin