1. Bölüm Güçlerle Tanışma

148 18 82
                                    

Merhaba,
İlk bölümümüz hayırlı uğurlu olsun. İyi okumalar.

Yine can sıkıntısıyla instagramda dolaşıyorum. Keşfet kısmında bir kurgu sayfası gördüm ve kurguları hoşuma gidince takip ettim. Storysinde "grup kurmak istiyorum aktif olurum diyen varsa evete tıklasın" yazısını gördüm. Eğer grup sıkarsa ve hoşuma gitmezse çıkarım diyerek "evet"e tıkladım. Aradan 1 gece geçti ve gruba alınmıştım. Grupta benle 7 kişi vardı, 7 kız. Çok iyi anlaşmaya başlamıştık, hatta birbirimize lakap bile takmıştık. En büyüğümüz Aysima, namı diğer aney. Sürekli yanımızda olup,sevgisini hissettirdiği için ona "Aney" diyorduk. Grubu kuran kişi Melike, namı diğer çikilat. Melike'nin hal ve tavırlarına daha çok dikkat edip, diğrelerine kıyasla daha çok tepki verdiğimiz ve şakasına kızdığımız için dışlanmış gibi kalıyordu. Bu yüzden ona önceden "evlatlık" diyorduk. Ama o bundan hoşlanmadığını söyleyince artık "çiklat" demeye başladık. En küçüğümüz Eylem, namı diğer ismi korece olan kız. Nedeni ise k-pop dinliyor ve instagram ismi korece bir yazıydı -ama ben ona güzelim diyorum- ve biz onunla ikiziz çünkü ikide bir aynı şeyleri aynı anda yazıyoruz. Elasu, namı diğer sucuk. Çikilat'ın "Su"ya "-cuk" ekleyerek "sucuk" demesiyle adı öyle kaldı. Ama ben onla evliyim. Bir gün birbirimize iltifat ederken bir bakmışız grup bizi evlendirmiş. Duru, namı diğer duwu. İnstagram ismini böyle yaptığı için ona "duwu" diyoruz. Aynı ben ve sucuk gibi birbirlerine iltifat üzerine evlatlıkla evleniyorlar. Asya, namı diğer kırık yumurta. Aynı anda aynı şeyleri yazdıkları için evlatlıkla ikizler. Ve son olarak ben Zeynep, namı diğer kebap. Bir gece "cevap" yazmaya çalışırken "cebap" yazıyorum, bundan sonrada yazılışı "kebap"a benzettikleri için bana böyle diyorlar.

Elasu ve Aysima lise birdeler, aynı lisedeler ama daha önce hiç görüşmemiş veya denk gelmemişler. Eylem haricinde hepimiz 8. Sınıftık. Eylemde 7'ye gidiyordu. Aradan zaman geçtiyor ve sınav zamanı yaklaşıyordu. Tabii bu sırada biz sürekli konuşmaya devam ediyorduk. En sonunda sınav zamanı geldi. Melike, Duru, Asya ve ben LGS'ye girdik. Elasu ve Aysima'nın olduğu liseyi kazandık. Eylemden ayrı kalmıştık sadece,  onunlada sürekli görüşüyorduk. Sürekli konuşurken Eylem'in LGS zamanı da geldi. Oda bizimle aynı liseyi kazandı. Tabii -Aysima, Melike ve Elasu hariç- hepimiz yurtta kalıyorduk. Çok güzel bir arkadaşlığımız vardı. Arkadaştan öte kardeş gibiydik. Herşey normal ilerliyordu, ta ki o güne kadar.

23 Aralık Cuma
Her zamanki gibi derse geç kalmamak için erken den kalkıp hazırlanmaya başladım. Bir yandan yataktaki telefonumdan kızlarla yazışıyordum. Herşey normaldi. Ama Duru ses atınca kulaklıkla dinlemek zorunda kaldım, çünkü oda arkadaşım hastaydı ve okula gelmiyecekti. Onu uyandırmak istemiyordum. Etrafa bakındım, kulaklık masamın üzerindeydi. Elimi uzanıp almak için o tarafa yönelttiğim anda kulaklık elime geldi. Şok olmuş bir şekilde elime bakıyordum. Tekrar kitabımı almak için denedim ve yine oldu. Şok olmuştum ama derse yetişmem lazımdı. Geç kalmamak için hemen odadan çıktım. İlk teneffüste bunları kızlara anlatmam lazımdı.

Sucuk (Elasu) Anlatımı ile
Alarmın sesi ile uyandım. Ne güzel uyuyacaktım şimdi ne varki okula gidiyoruz, daha gün aymadı şafak operasyonuna mı gidiyoruz. Çantamı hazırladım, üstümi giyindim ve saçımı yapmak için aynanın karşısına geçtim. Yüzümdeki morlukları görünce "keşke görünmez olsamda insanlar bunları görmese bende saklamaya çalışmasam" diye düşündüm. Ve aynada bir anda kayboldum. Şok etkisiyle tarak elimden düştü ve gürültü oldu. Ses çıktığı an görünür oldum. Herhalde uykumu alamadım veya dün babam(!) fazla dövmüştü ve zihnim bana oyun oynuyor, yani inşallah. Saçımı yapıp yüzüme fondeten sürüp evden çıktım. Okula gidince bunu kızlara anlatıcaktım.

Aney (Aysima) Anlatımı ile
Sabah uyandım. Rutin işlerimi hallettim ve evden çıktım. Okula gitmek için otobüse binmem gerekiyordu. Durağa gittiğim anda otobüs geldi, bütün şansımı burada kullandım galiba. Akbilimi basıp boş bir yere oturdum. Bir durak sonra yaşlı bir teyze bindi otobüse. Etrafına bakındı, büyük ihtimalle boş yer arıyordu. Göz göze geldiğimiz anda zihnimde bir ses yükseldi "gençliğe bak bitmiş hiç kimse yer vermiyor". Bir dakika, deliriyordum galiba. Ayağı kaltım ve yer verdim. Teyze oturunca tekrar gözlerinin içine baktım. Ve yine aynı ses "heh sonunda aklı başında biri bana yer vermeyi akıl etti. Ay bu kız da deli midir gözlerime bakıyor." hemen gözlerimi kaçırdım ve yere bakmaya başladım. Okula gidince bunu kızlara anlatmalıydım.

Çikilat (Melike) Anlatımı ile
Allah kahretmesin niye bu alarm çalıyor. Zorla yataktan kalktım ve mutfağa indim. Birazdan teyzem de uyanırdı ve niye çayın altını yakmadın diye azarlardı. Çaydanlığa su koyup ocağa yerleştirdim. Daha düğmesine basmadan ocak yandı. Denemek için tekrar kapattım ve yine dokunmadan yaktım. Euzü billahi mineşşeytanirracim bismillahirrahmanirrahim. Noluyo ya. Biraz daha burda durursam geç kalacaktım. Hemen evden çıktım. Bu olanları kızlara anlatmayı da aklıma yazdım.

Duwu(Duru) anlatımı ile
Uyandım. İlk işim oda arkadaşımın çiçeklerini sulamak, çünkü arkadaşım 1 haftalığına evci izne gitmişti. Teyzesi vefat etmişti. "güzel çiçekler hadi artık açın, sizin o güzel renklerinizi görmek istiyorum" dediğim anda hepsi birden çiçek açmaya başladı. Sanki zaman çok daha hızlı akıyormuş gibiydi. Bir kaç adım geriledim. Daha fazla düşünmeden hemen odadan çıktım. Yolda giderken daha açmamış bir çiçek gördüm. Aynı şeyi onda da denedim ve yine oldu. Ne oluyodu böyle, okula gidip hemen kızlara anlatmalıydım.

Kırık yumurta (Asya)
Sabah uyandım. Üstümü giyindim. Yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçalarken formama su döküldü. Geçmiyeceğini bile bile parmağımı oranın üstünde gezdirdim. Su parmağımda toplanmıştı. Formada gram su kalmamıştı. Bu sefer fazlasıyla koluma döktüm ve elimi üstünde gezdirdim. Bütün su elimde birikti. Noluyo ya. Yurt odasından çıkıp okula yürümeye başladım. Bir yandan da olanları düşünüyordum. Okula gidince kesinlikle bunları kızlara anlatmalıydım.

İsmi korece kız (Eylem)
Oda arkadaşım çok sesli müzik dinliyordu ve bu beni rahatsız etmişti. İçimden "keşke daha sessiz dinlesende insanları rahatsız etmesen" diye geçirdim. Tam o sırada bana bakıp sesi kıstı. Anlam verememiştim normalde her sabah buna katlanırdım. Yolda kaldırımın ortasından giden yaşlı bir amca vardı. Çok yavaş yürüyordu. İçimden "Amcacım çekilsende ben mi geçsem" diye geçirince amca bana dönüp "yavrum özür dilerim, geç sen haklısın, yavaş yürüyorum" dedi. Ne oluyo anlamıyorum. Benim içimden geçirdiğim şeyler nasıl başkası duyabiliyor. Acaba ben mi sesli söylüyorum. Okula gidince kızlarla da denemem lazım.

Umarım beğenmişsinizdir.
Not: zey sözü tutuldu.

14 Fevkâlbeşer [yarı texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin