11. Bölüm Voleybol

56 8 28
                                    

Ertesi gün
Kızlarla anlaşıtığımız gibi saat 13.00'de buluşup voleybol sahasına geldik. Burası sporcuların rahat çalışabilmesi için yapılmış, spor salonuna benzeyen bir yerdi. Tek fark içerisinde dallarına göre basketbol futbol vs geniş sahalar da vardı. Heryer farklı renklerde dizayn edilmişti ve spor yapmak için arayabileceğiniz herşeyi barındırıyordu. Normalde sadece sporcu kimliği olanlar ve yakınları girebiliyordu. Biz de Aysima sayesinde giriyorduk buraya.

Sahaya geçtiğimizde takımlara ayrıldık. Takımlar Eylem Ben Asya Melike bir takım Aysima Elasu Duru bir takım. Aysima ve Duru önceden voleybol kursuna gittiği için onların takımı azdı.

Oynamaya başladıktan sonra bir erkek grubu bizi izlemeye başladı, takmadan devam ettik. Ara verdiğimizde yanımıza geldiler. Koyu kumral saçlı "Merhaba kızlar, tanışabilir miyiz?" Aney direkt "Hayır, gider misiniz?" dedi kovarcasına.

Diğer açık kumral erkek "Aaa ama ne dedik? Tanışalım konuşalım, belki anlaşırız." Elasu kaşlarını kaldırıp ona döndü "Biz ne dedik? Gidin, tanışmak anlaşmak istemiyoruz." Siyah saçlı "Aaa ama niye öyle diyorsun güzellik?" Heran üst kısımları iki kat fazla kirleniyor diyecekler diye korkuyorum.

Duru "Gidin kötü olucak." dedi. Diğer kehribar gözlü çocuk dediğini takmadan "Manşetle kutarışın güzeldi, ama senin kadar değil." dedi Duru'ya bakarak. "Sana fikrini sorduğumu hatırlamıyorum." dedi Duru'da cevap olarak.

Yeşil gözlü çocuk kolunu Eylem'in omuza atarak "İsminizi alabilir miyim? Belki instagramınızı da?" Eylem çocuğun elini döndürdü ve itti. "Sana günahımı bile vermem." sesini yükseltmişti.

Hepimiz iyice sinirlenmişken kendilerini beğenmiş tavırlarına devam ediyorlardı. Aynı çocuk "Ooo sakin asi prenses." dedi Eylem'e hitaben ve üstümüze yürümeye başladılar.

Tam o sırada Ege'ler geldi ve aramıza girdi. Nerden çıktı ki bunlar. Koza "Size istemiyoruz diyorlar, neyini anlamıyorsunuz? İlla sizi dövmemiz mi lazım? Ha eğer öyleyse de söyleyin, bilelim."

Elasu "Karışmanıza gerek yok, biz halledebiliriz." dedi. Koza Elasu'yu takmadan çocuklara bakmaya devam etti.

Safir gözlü çocuk "Sizi alakadar etmez kardeşim. Hatta kızın dediğine göre sizde şuan rahatsız ediyorsunuz." diye atar yaptı. Mert atara atar, gidere gider yapmadan sakince "Birincisi biz rahatsız etmiyoruz, ikincisi bizi alakadar eder çünkü arkadaşımız ve sizin böyle davranmanızdan rahatsız oluyorlar."

Sabrımızı sınıyordular. Aysima daha fazla dayanamamış olucakki "Yeter! Hepiniz susun siz" tanımadığımız erkek grubunu gösterdi, "defolun gidin, istemiyoruz lafından anlayın."

Pişkin pişkin gülüp, bizimle konuşma çabalarına devam edince, Boran dayanamayıp çocuğun üstüne atladı ve yumruklamaya başladı. Diğerleride ondan destek alarak kavga etmeye başladılar.

En sonunda onları ayırdığımızda, tanımadığız erkekler hızla sahadan uzaklaştılar. Aysima Egeler'e dönüp hafif bir sinirle "Ne yapıyorsunuz, size karışmayın dedik ve döverek çözebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Anlamıyorum." diye çıkıştı.

Mert "Niye karışmayalım? Sizi rahatsız ediyorlardı. Ve evet, döverek çözebileceğimizi düşündük ve çözdükte." dedi aneyin aksine sakince.

Elasu "Sizin korumanıza istiyacımız yok ve şiddet hiç birşeyin çözümü değildir." Koza "Biz öyle bir şey demedik zaten. Bizim korumamıza ihtiyacınız yok ama biz size yardım ettik. Çünkü bunlar dövemeden gitmeyeceklerdi."

14 Fevkâlbeşer [yarı texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin