gözlemlenebilen dünyanın sonu

8 2 0
                                    

Gün ağarır yavaştan, güneş doğar yücelerden. Gecenin son dalını tek nefeste çekerim içime, çaresizliği doldururum ciğerlerime. Üç yürek vardır zihnimde, umutsuzlukla sıkışır sinem.
Sinem ki simsiyah olmuş yıllardır süren sefalet ile. Sinem ki paramparça olmuş gidişinle. Ve sinem ki parçalanan kabuğunun altından göz kırpar olmuş, ışıl ışıl, yarını gözler. Özgürlüğe hasret, kabuğundan sıyrılmaya can atar sinem.

Yollardan senin geçmeni beklerim. Soğuk balkonumun altına dikilip aşktan bahsetmeni beklerim, balkonumu aşkın aleviyle ısıtmanı beklerim. Sonra söylenirim balkonumun açıldığı sonsuzluğa; dönmeyecek, diye mırıldanırım. Ne kadar beklesem de, sayısız izmarit biriktirsem de dönmeyeceksin.
Gelmeyeceksin ulan bu evin kapısına. O türden bir cesaret yok kaypak yüreğinde.

Serin rüzgar okşar kızıl saçlarımı, tel tel dalgalanıp enseme çarparlar. Yumuşacık, renk dolu, süt kokulu saçlarım. Hayli uzamışlar gittiğinden beri. Derken ansızın düşüncelerimden koparır beni bir Nimbus; yağmur bulutu. Ne işi vardır bu uçsuz bucaksız diyarlarda? Başımı uzatır balkonumdan yukarı bakarım, bulutlar huysuz huysuz homurdanır. Islatırlar yanaklarımı, nafile, bu gece de ağlarım sensizliğe.

yue'nin kısalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin