Tedirgin bir ifadeyle kapının önünde ileri geri yürüyordum. Ne yapmam gerekiyordu bilmiyorum. O gün Berk beni korumuştu. Belki refleks belki... başka bir sebeple... Ama onun sayesinde yaralanmamıştım. O ise kanlar içinde öylece karşımda durunca çok korkmuştum. Sonrasında her nasıl olduysa ekibe ve ambulansa hızlıca haber verip fazla kan kaybetmemesi için çabalamıştım. Neyse ki durumu ciddi değildi... Omzundan vurulmuş ve çok şükür ki herhangi bir hasar almadan kurtulmuştu. Sarp'ın hastaneye gelişiyle oradan da ayrılmıştım o gün. Ve Berk'i o andan sonra tekrar görmemiştim. Henüz... Dün iş çıkışı Sarp'ın telefon görüşmesinden duymuştum Berk'in eve çıktığını... Ve kendimi bir anda onun kapısında buluvermiştim.
Kapıyı çalıp çalmama konusunda tereddütlüydüm. Sonuçta arkadaş değildik ki biz ve açıkçası birbirimizden çok da hoşlandığımız söylenemezdi. İş için katlanıyorduk birbirimize. O beni küçük gören ukalanın tekiydi. Yine de... Sonuçta iş arkadaşımdı.. Ufak bir hasta ziyaretinin sorun olacağını sanmıyordum. En sonunda iş arkadaşımı ziyaret ettiğime kendimi ikna edip bu mantıklı fikirle kapıyı çalmıştım. Sadece geçmiş olsun dileyip gerçekten iyi olduğunu görecektim. Uzun sayılabilecek bir sürenin ardından kapıyı Berk açmıştı. Beni görünce yüzüne bir şaşkınlık yerleşmişti. Yorgun gözüküyordu. Onu böyle göreceğimi düşünmemiştim daha önce...
Kapıdaki bu gereksiz bakışmayı Berk bitirmişti. "Küçük hanım? Sizi görmek ne hoş sürpriz..." Alayla gülümseyip içeriye adımladığımda o da kapıyı kapatıp peşimden gelmişti. "Refleksleri sayesinde hayatımı kurtaran iş arkadaşıma geçmiş olsun demek istedim sadece." Berk'in yönlendirmesiyle oturma odasına geldiğimde gördüğüm dağınıklığa karşı şaşırmıştım. Berk ise peşimden gelip bir koltuğa yerleşmişti bile. Ceketimi çıkarırken ona baktım meraklı gözlerle. "Kimse yok mu seninle ilgilenen?" "Yalnız yaşıyorum ben Aybike hanım. Ama ilginizi çektiyse diye baştan söylüyorum ev arkadaşı aramıyorum." Gözlerimi devirip koltuğa yerleştim ben de. "Seninle ev arkadaşı olmak kabus gibi olurdu zaten." "Sana katılıyorum bu konuda."
"Kimsenin seninle ev arkadaşı olmaya tahammül edemeyeceği konusunda bana katılman güzel." Belli belirsiz gülmüştü. "Herkesten değil sadece sizden bahsediyordum küçük hanım." Bu konuyu daha fazla uzatmak istemedim. Ne de olsa bu bir hasta ziyaretiydi ve hasta ziyaretinin kısası iyidir. Özellikle hasta kızıl şeytanın biriyse... "Gerçekten iyisin değil mi?" "İyiyim Aybike... Gerçi senin dikkatin olmasa çok daha kötü şeyler olabilirdi ama..." "Sen de beni kurtarmış oldun. Ödeştik..." İkimizde de hafif bir tebessüm eşliğinde uzun bir sessizlik... Sanırım bu artık gitmem gerektiğini gösterir. Her ne kadar böyle düşünsem de hareketlerim aksi yönde olmuştu.
"Gerçekten iyi misin? Yani... Zaten tek kalıyormuşsun..." Ciddi ses tonuma karşılık alaycı bir cevap alırım sansam da o da en az benim kadar ciddiydi bu kez. "İyiyim. Tek olmak da sorun değil. Başımın çaresine bakıyorum yani. Hatta yakında işime de döneceğim. Ve umarım döndüğümde bu olayı çoktan çözmüş olursunuz." Gülümsedim ve onayladım. "Başımda sinirimi bozan bir kızıl şeytan olmadığı için çözmem an meselesi olacak." "Hmm... O kızıl şeytanın yokluğuna dayanamayıp kapısına dayanmasan buna ikna olabilirdim." Kaşlarım itiraz etmek için çatıldığında Berk gülmüştü. Bu da beni sinir ediyordu işte. "Çok gıcıksın biliyor musun?" "Sen de öylesin Aybik."
Yine sessizlik, ikimiz de boş gözlerle duvarları, halıyı inceleyip duruyorduk. Bu durumda yapılabilecek en mantıklı şey gitmek olurdu. Bunun için ayaklansam da yaptığım bambaşka bir şey oldu ve kendimi Berk'in hemen yanında buldum. Yarasına bakmaya çalıştığımı fark edince o da itiraz etmemişti neyse ki... "Pansuman yapabiliyor musun? Yalnızmışsın da zaten..." Gözlerine cevap bekler bir ifadeyle baktığımda belli belirsiz gülümsemişti. "Eh işte..." "Iııı... Şey o zaman buradayken yardımcı olayım. Hem bu ziyaretim bir işe yaramış olur." Ayaklandım ve gerekli malzemeleri bulmak için etrafa bakınırken içimi aniden saran o karmaşadan kurtulma isteğiyle evi üstün körü toparlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bi' An
FanfictionBeraber cinayet çözecek olan Aybike ve Berk küçük bir anın hayatlarını ne kadar değiştirebileceğinin henüz farkında değildi. hayat küçük anlardan ibaretti belki de ve bazen küçük bir an için ömür bile verilirdi.