9

98 11 6
                                    

Neler olduğunu idrak edemeden ekip gelip beni Tolga'nın üzerinden almıştı adeta. Ona olan öfkem asla dinmiyordu. Bıraksalar burada her şeyi itiraf ettirip cezasını da keserdim. Polis aracına doğru baktığımda olayları izleyen Aybike'yi gördüm. Panikle izliyordu ama gözlerinden anlamıştım. O haber vermişti... Ona baktığımı görünce yanıma doğru adımlamaya başladı. Kısa sürede yanıma geldi. Konuşmadım. O da sessizdi. Bir süre sonra bakışları Tolga'ya kaydı. Oraya panikle ilerleyip ona bir şeyler söylemeye başladığında kendimi hiç hissetmediğim kadar kötü hissettim. İçim sızladı, parçalandı, yandı, söndü. Öfke sardı kalbimi. Polis aracına doğru ilerletilirken son kez dönüp baktım o eve. Aybike onun yaralarına ilgiyle bakarken...

...

"Berk bizim görevimiz kendi adaletimizi sağlamak değil!.. Başına buyruk davranamazsın. Aybike arayıp haber vermese ne olacaktı?" Komiserin olay sonrası azarlarını işitiyordum işte... Karakola geldikten sonra herkes ifade vermişti. Elbette Tolga benden şikayetçi olmuştu. O ise çiçekleri yolladığını reddetmişti. Aybike de olay öncesi beni çıldırtan o çiçeklerin sahibi olmadığını onaylamıştı. Ben onun için delirmiştim... Onu korumak için çıkmıştım aceleyle oradan. Bıkkınlıkla bir nefes verdim. "Her şeyi itiraf ettirecektim. Kapanacaktı bu dosya." Sinirle elini masaya vurduğunda gözlerine baktım. Hata yaptığımı düşünmüyordum. Yine olsa yine yapardım.

"Bireysel hırslarımız işimizin önüne geçmemeli Berk. Bu konuda daha önce uyarı almıştın. Aybike vaktinde bize haber vermese ya da Tolga'nın olayı daha da büyütmemesi için onu ikna etmese işinden olabilirdin. Farkında mısın bunun?" Cevap vermedim bu kez. Karar neyse öğrenip ona göre devam etmek istedim. Dedikleri gibi benden şikayetçi olmamıştı. Bu nedenle işime devam etmemde bir sakınca yoktu. "Her ne kadar davalık olmamış olsanız da bunun bir yaptırımı olmak zorunda biliyorsun. Bu senin ilk hatan da değil..." Başımla onayladım. "Bu dosya kapanana kadar uzaklaştırılıyorsun. Aklını toparlaman için iyi bir fırsat. Toparla kendini Berk. Sen iyi bir polissin. Kafanı topla ve aramıza dön."

Onaylayıp çıktım oradan. Sinirliydim. Sarp da durumu öğrenmiş merak edip gelmişti. Bana bakınca bıkkınca bir nefes verdi. "Yine başını belaya soktun..." "Aybike haber vermiş. Ekip geldi birden. Yoksa uzamazdı bu konu." Sarp da sinirle uzakta duran Aybike'ye bakmıştı. Aybike gergin ve düşünceliydi. Bir süre sonra yavaş adımlarla yanımıza geldi. Ona bakmadım. Daha doğrusu bunun için çabaladım. "Berk... İyisin değil mi? Sorun olmadı..." Ona bakıp alaycı bir tavırla gülümsediğimde Sarp girmişti araya. "Zaman kaybetmeden arayıp ekibi başına toplamasan sorun olmayacaktı. Tolga'cığını korumak için Berk'in başına bela açıp sonra böyle yalandan sorular sorma. Anladık biz senin ne olduğunu..." Aybike'nin yüzü de öfkeyle gerildiğinde Sarp'ın gözlerine baktı.

"Ne diyorsun sen be?! Tolga ile ilgisi yok olayın. Ben Berk'in öfkesini kontrol edememesinden korktum hepsi bu. Olanlara bakılırsa haksız da değilmişim..." Aybike'ye baktığımda hissetmiş gibi o da bana bakmıştı hemen. "Uzaklaştırma aldım. Bu aptal dosya kapatılana kadar... Sen de o katil sevgilini sonsuza kadar koruyabilirsin artık." Aybike önce benim uzaklaştırıldığımı duyunca yüzü düşse de sonra kaşları çatıldı hemen öfkeyle. "O adam benim sevgilim ya da herhangi bir şeyim değil... Niye anlamak istemiyorsunuz bunu?!" Umursamaz bir tavırla Sarp'a döndüm. "Akşam konuşuruz kardeşim." "Dikkat et kendine." Oradan uzaklaştım. Bahçeye çıktığımda kolumu kavrayan ellerin varlığıyla durdum.

Aybike bana bakıyordu sorgularcasına. "Beraber güzel bir zaman geçirdik, her şey güzeldi. Şimdi bir anda ne bu tavırlar?" Aybike'ye bakıp sinirle güldüm. "Beni ihbar ettin. Yetmedi o çiçek mevzusunu yalanladın. Aybike sana o şerefsizle mutluluklar dilerim. Ben seni korumaya çalışırken çok yanlış bir şey yapıyormuşum... Çıkma bir daha karşıma, kırıcı olurum." Aybike'yi orada bırakıp uzaklaştım. Kırgındım ona. Dediği gibi güzel bir gün geçirmiştik. Ben onu öpmüştüm... Kalbim delicesine çarpmıştı resmen. Ama o beni satmıştı... İlk fırsatta ben onu korumaya çalışırken yalanlarıyla ihanet etmişti bana. Artık konuşmaya da gerek yoktu. Başlamadan bitmişti bu saçma yol.

Küçük Bi' AnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin