8

109 15 22
                                    

Berk'in Ağzından ||

İşimizin başına geçmiştik. Yine sessiz bir gündü. Aybike ile sabah olanları düşünüyordum. Zarar görme ihtimali her aklıma geldiğinde keyfimi kaçırıyordu. Tolga'nın suçlu olduğundan o kadar emindim ki bunu kanıtlayamamak ve bu yüzden Aybike'nin de tehdit altında oluşu -en azından benim açımdan- sinirlerimi epey yıpratıyordu. Aybike ile bir kaç kez göz göze gelmemizin ardından sakince yerinden kalkıp yanıma gelmişti. Her gün bir önceki günden, her an bir önceki anından daha güzel olmayı nasıl başarabiliyordu? Elini elimin üzerinde hissedince ona baktım. Çok güzel ela gözleri vardı, büyülüyordu adeta insanı. Tüm bunların o şerefsiz Tolga'nın da mı ilgisini çekmiş olabileceği düşüncesi öfkemi yeniden tazelemişti.

"Bu kadar sinirlenmeni gerektirecek bir durum yok... Bana zarar vermedi, veremez de." Aybike'nin sözleri üzerine belli belirsiz onayladım onu. "Veremez tabii. Ama rahatsız da edemez. Aybike... Suçlu o. Bir cinayet işledi ve ben bunu hâlâ kanıtlayamadım. Ve şimdi onun başka birisine zarar vermesini istemiyorum." Özellikle de sana... Nedenini bilmiyorum ama Aybike'nin zarar görme ihtimali beni her şeyden çok korkutuyor. Bir iş arkadaşımın zarar görmesinden korkuyor olabilirim. Yakın çevremi koruyamazsam kendimi ve hayatımdakileri güvende hissedemem ki... Aybike kararlı bir şekilde gözlerime baktığında ben de ona baktım. Ne söylese ikna olacaktım o an.

"Bulacağız ama. Kimse zarar görmeyecek. Hem... Sen bir kere zarar gördün ikincisine izin verir mi bu ekip?" Başımı iki yana salladığımda o da gülümseyip rahatça yerine oturmuştu. Ve yine Sarp'ın imalı gülüşüyle karşılaşmıştık elbette. Aybike'ye baktığımda o gayet rahattı, belli ki Sarp'ın imalarının farkında değildi. Yoksa şimdi söyleniyor olurdu hanım efendi. Kendimi hızlıca toparlayıp işe odaklanmaya karar verdim. Karar verdim ama uygulayabildim mi? Hayır... Aklımın bir köşesinde hâlâ bu sabahki mevzu dolanıp duruyordu. Detayları düşünüp Tolga'nın açık verdiği anları bulmaya çalışıyordum. Çünkü biliyoruz ki hiçbir cinayet kusursuz değildir. Daima arkasında bir delil bırakır.

Sarp ve Aybike ise işine odaklanmış gözüküyordu. Ben de odaklanmak için çaba göstersem de omzumda hissettiğim ağrıyla beraber bunu yapamayacağımı kabullenip arkama yaslandım. Ağrı geçene kadar gözlerimi kapatıp dinlenmeyi bekledim. Ama omzumda hissettiğim ellerin narin dokunuşuyla huzura kavuşmuştum yeniden. Gözlerimi açıp Aybike'ye baktığımda derin bir gülümseme ile karşılamıştı beni. Onunla aramızın bozuk olmasını sevmediğimi hissettim o an... Ben ona bakarken o bir yandan önündeki işle ilgilenip bir yandan da bana yaptığı bu minik masaja devam ediyordu. Ben de kendimi toparlayıp işime odaklandım. O an sanki düşünceler özgürlüğe kavuşmuştu zihnimde.

"Tolga ve Cemile aynı evde yaşamıyor muydu? Zehirleme mevzusundan muhtemelen Tolga sorumlu. Henüz kanıtlayamamış olsam da bundan eminim. Aynı evde yaşayan birisine tehdit mektupları yollamazsın... Bu durumda bu mektuplar Tolga'nın bizi oyalamak için ortaya attığı birer yem olabilir." Sarp da Aybike de beni dikkatle dinlemişti. Önce Sarp girdi araya. "O zaman mektubun Tolga'nın bir oyunu olduğunu kanıtlarsak cinayeti de kanıtlamış oluyoruz." "Aybike haklı, bu mektubun peşinden gitmeliyiz. Ama yalan olduğunu kanıtlamak için." "Berk... Tolga yapmış olabilir ama suçlu olmayabilir de... Bir sonuca odaklanırsak ilerleyemeyiz. İkiniz de en başından Tolga'ya o kadar odaklandınız ki... Belki de başka detayları kaçırdık."

"Tamam... Sen varsın ama... Kaçırdığımız her detayı yakalayamaz mısın?" Aybike bana bakıp alayla karışık gülümsediğinde elini de omzundan çekmişti. "Güvenmiyordun hani bana..?" "Reflekslerin hayatımı kurtardıktan sonra güvenmemek olmazdı." Elini tutup yeniden omzuma koyduğumda gülüp ayağa kalkmış ve bu kez tüm ilgisini bana vermişti. Aybike ile olmak güvende hissettiriyordu. Sanki evime gelmiş, kendi odama sığınıp tüm kalıplardan kurtulmuş gibi hissediyordum. Belki de aynaya bakıp gerçek benliğimi izliyor gibi hissediyorum da diyebilirdim onunla geçen zamanı tanımlarken. Ama bunu hangi sözcüklerle tanımlarsam tanımlayayım hissettirdiği duygular hep olumlu yöndeydi.

Küçük Bi' AnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin