Gözlerimi açtığımda huzurla yüzüme vuran güneşin tadını çıkardım. Zihnim olanları yeni yeni idrak ederken hemen yanımda hazırlanmakta olan Aybike'ye baktım. Telaşla toparlanmakla meşguldü, beni görmüyordu bile. "Aybike?" Durup bana kısa bir an bakmıştı sadece. Sonra saçlarını düzeltti yeniden. "İşe gitmem gerek... Geç kaldım. Rahatsız olma sen." Biraz doğrulup ona baktığımda bıkkınca bir nefes verdi. "Gereksiz bir durumun içine girdik farkındayım. Ama dert etme aramızda kalacak. Hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğim hayatıma." "Aybike..." Beni dinlemek yerine hızla hazırlanıp odadan çıkmak için ayaklandı. "Aybike bekle beş dakika konuşalım!.."
"Tamam... Bekliyorum, acele et ama." Huysuzca odadan çıktığında üstüme hızlıca bir şeyler giyip onun yanına ilerledim ben de. "İyisin değil mi?" Aybike beni başıyla onayladı sadece. Yanına oturup ona döndüm tamamen... "Dün olanları hatırlıyorsun değil mi?.. Biraz sarhoştun..." "Bunu dün düşünmen gerekmez miydi acaba?" O da bana döndüğünde güzel yüzünü izleyip burukça gülümsedim. "Haklısın..." "Hatırlıyorum o kadar sarhoş değildim. Birbirimizi öptüğümüzü... Sonra kendimizi durduramadığımızı... Her şeyi hatırlıyorum. Ve seni de anlıyorum Berk. Ama bana karşı herhangi bir mahcubiyet beslemene gerek yok. Herhangi bir beklentim de yok senden... Yeniden benden nefret ettiğin hayatına dönebilirsin. Şimdi gitmem gerek işime gecikiyorum."
Benden bir cevap bile beklemeyip gidecekken bileğinden yakalayıp durdurdum onu. "Ben bırakırım seni..." "Gerek yok..." "Aybike lütfen..." Bu kez itiraz etmedi ve onayladı beni. "Bekliyorum dışarıda. Fazla bekletirsen giderim haberin olsun." Dışarıya doğru ilerlediğinde arkasından baktım bir süre. Çok güzeldi ve ne yapmış olursa olsun ona kızgın kalamıyordum işte. Dün geceden sonra bu iyice imkansız bir hal almıştı. Orada öylece kaldığımı fark edince kendimi toparladım ve hızlıca hazırlanmak üzere odaya ilerledim. Ne kadar çabuk hazırlanmaya çalışsam da olanları düşündükçe bu süreç de istemsizce uzuyordu tabii...
...
Öğle saati geldiğinde Aybike'nin ara vermesini bekliyordum. Kısa bir süre sonra nihayet o küçük arşiv odasından çıkmıştı. Beni gördüğünde bıkkın bir ifadeyle bakmıştı sadece. Aldırmadım, yanına gittim. Ela gözleri beni bulduğunda gülümsedim. "Öğle arasında yanında olayım istedim. Bir şeyler de aldım ikimiz için... Oturacak güzel bir alan buls..." "Berk... Gerek yok bunlara. İyiyim ben." Yüzümdeki gülümseme silinse de gözlerine bakmayı sürdürdüm. "Lütfen..." Kısa bir süre düşündü sonra onayladı. "Güzel, sakin bir bank biliyorum. Konuşalım seninle." Etrafı kontrol ettikten sonra elimden tutup yönlendirmişti beni. Ben de sessizce takip ettim onu. Sakin bir yerde güzel bir banka oturduk. Yorgun gözüküyordu. Özellikle gözleri yorgun bakıyordu etrafa.
Onun için aldığım sandviçi uzattığımda gülümsemişti nihayet. Ardından yorgunca başını omzuma yasladı. Kokusunu hissetmek bile beni heyecanlandırıyordu. "Bütün gün mesaj atmaya devam edecek misin?" Sorduğu soruyla kendi kendime gülümsedim. Dünden sonra onu epey merak ediyordum. Ağrısı var mı, yorgun mu, aramızda yaşananlardan dolayı nasıl hissediyor? Gün içerisinde neredeyse her an nasıl olduğunu sorup durmuştum. Bazen cevapsız kalsa da bazen iyi olduğuna dair yanıt alabilmiştim ondan. "Merak ediyorum... Rahatsız ettiysem..." "Hayır Berk... Rahatsız olduğumdan değil..." Sıkıntıyla bir nefes verip başını omzundan çektiğinde vücudunu bana doğru döndürerek oturmuştu. Ciddi bir konuşma olacaktı belli ki...
Ben de ona döndüm ve gözlerine baktım. "Berk... Dün doğum günümdü benim. İlk kez tanıdığım sevdiğim herkesten tamamen uzaktım. Babam... Yani yıllardır hayatımda yoktu o. Olmasını da istemezdim ama işte bir anda varlığını hissettirmeye başladı. Kimsem yoktu sana geldim..." Saçlarından bir tutamı sevdiğimde belli belirsiz gülümsemişti. "Sen gelmesen de ben geliyordum zaten... Ne olursa olsun biz... Arkadaştık... Doğum gününü kutlamadan günü bitirmek istemedim." "Teşekkür ederim..." Bir süre sessiz kaldık. Sonra Aybike devam etti sözlerine. "Seninle konuşmak iyi geldi biraz ama duygusal bir andı işte... Kendimizi durdurmalıydık belki de... Ama yaşandı Berk. İkimiz de o anın içindeydik." Onu başımla onayladım.
"Ama yaşandı bitti Berk. Bana karşı sorumluluk hissetme. İstemiyorum bunu. Normal devam edelim hayata. Böyle sen her an benimle ilgilenince kendimi kötü hissediyorum." Bir süre sessizce yüzünü izledim. Ardından onayladım onu. "Kendini kötü hissetmeni istemiyorum. Öyle önemsiz, değersiz bir andı bitti diye düşünme. Aybike... Özür dilerim yani... Değersiz hissetmeni istemiyorum, ondan bu telaşım, endişem... Keşke böyle bir ana hiç girmeseydik ama..." Aybike'nin bakışlarını görünce duraksadım. "Yani... Pişman olduğumdan değil tam olarak. Aybike ben ne desem olmuyor galiba ya..."
Minik bir kahkaha atmıştı, benim de yüzüm güldü onu böyle görünce. "O zaman ben ek atıyorum mevzuya. Dinle beni Özkaya." Kocaman gülümsedim ve başımla onayladım. "Dinliyorum Aybike hanım." "Dün gece hiç yaşanmamış gibi devam ediyoruz. Unutuyoruz. Ve normal hayatımıza devam ediyoruz. İyi misin soruları yok, sırf o andan dolayı hiçbir şeye zorunda hissetmek de yok. Hala huysuz huysuz yüzüme bakmadığın günlere dönmek istiyorsan dönebilirsin. Yeter ki böyle saçma bir durumun içinde sıkışıp kalmayalım." "Tamamdır... Anlaştık o zaman. İkimiz de dün gece yaşanmamış gibi hayatımıza devam ediyoruz. Ve bu akşam beraber doğum gününü kutluyoruz."
Beklentiyle ona baktığımda gülümseyip onaylamıştı. "Tamam, madem öyle istiyorsun olur. Nerede buluşuruz?" "Ben alırım seni." Aybike huysuzca başını iki yana sallarken onun bu hallerine gülümsedim. "Olmaz..." "Olur olur çok da güzel olur hatta." Biz ikimiz keyifli zaman geçirirken bu anları bozmaya yemin etmiş gibi katil adayı Tolga'cık belirivermişti yanımızda. Aybike bana baktığında bir şey demeden uzaklaştım oradan. Yoksa esas katil ben olacaktım. Hâlâ onunla nasıl görüşmeye devam edebilir yani bunun hiçbir mantıklı tarafı yok. Ben sinirle kendi kendime söylenip ilerlerken Sarp'ın seslenmesiyle durdum. Tüm neşesiyle yanıma gelmişti. "Yine ne bu sinir böyle acaba?" Sıkıntıyla bir nefes verdim.
"Tolga şerefsizi... Aybike'yle..." "Hâlâ konuşuyor değil mi onlar? Gerçekten saçmalık. Aybike'nin onunla olan bu ilişkisine asla anlam veremiyorum..." Sarp hâlâ oldukça sinirliydi tabii Aybike'ye. Ben de öyle olduğumu düşünüyordu muhtemelen... Dün geceden haberi yoktu tabii doğal olarak... "Boş ver takılma artık Aybike'ye. Dünden beri sesin çıkmıyor gel konuşalım biraz." "Yok ya yorgunum ben. Uyuyamadım doğru düzgün." Sarp bana baktığında belli belirsiz gülmüştü. "E niye geldin oğlum o zaman? Dinlenseydin ya..." Gerçekleri söyleyip uzun uzun anlatmak be nasihatler dinlemek istemedim. "İfadeyle ilgili bir şeyler varmış onun için uğradım işte." "Neyse sonra konuşuruz o zaman...." Onu onayladım ve uzaklaştım.
Aybike'nin Ağzından ||
Bugün eve erkenden döndüm. Berk'in bu akşam beraber doğum günü kutlama fikri beni heyecanlandırmıştı nedensizce... Özenmek istiyordum. Güzel hissetmek... Dolabımı açıp ne var ne yok bakınmaya başladım. Berk ile aramızdaki iletişim tuhaftı. Bazen nefret ediyor gibi uzaktı benden bazense... Derin bir nefes alıp gülümsedim istemsizce. Öpmüştü beni... Daha önce de öpmüştü ama dün gece... Bana dokunuşu, öpüşü, sözleri öylesine özeldi ki... Ne kadar unutalım desem de benim zihnimde yaşayacaktı belli ki... Benden nefret ettiğini düşünürken her şey tam tersine dönmüştü işte. Nefret etmiyordu... Benimle zaman geçirmek istiyordu. Ve bu asla bir zorunluluktan kaynaklanmıyordu.
Aynadaki yansımama baktım. Yüzüm gülüyordu işte... Mutluydum. Düşüncelerimin ardından kendimi toparladım ve saate baktım. Hazırlansam iyi olurdu. Berk birazdan gelirdi sonuçta. Güzel bir duş aldım önce. Üzerimdeki yorgunluğu atmama yardım etmişti bu biraz. Ardından bir elbise giydim. İçinde hem rahat hem güzel hissedebileceğim bir şeyler seçmeye özen gösterdim. Makyajımı yaparken Berk de evden çıkacağına dair bir mesaj atmıştı. Heyecanla hazırlığımı tamamladım. Artık geriye sadece beklemek kalmıştı. Ama bu beklemek sandığımdan çok çok çok daha uzun sürmüştü.
Herkese merhaba ✨️👑
Bu kez çok uzun bir bölüm olmadı belki ama daha fazla bekletmek istemedim 🙃
Umarım sevmişsinizdir. Önerilere daima açığım ve favori sahnelerinizi bekliyorum ❤️
Destek olan herkese kocaman öpücükler 🍀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bi' An
FanfictionBeraber cinayet çözecek olan Aybike ve Berk küçük bir anın hayatlarını ne kadar değiştirebileceğinin henüz farkında değildi. hayat küçük anlardan ibaretti belki de ve bazen küçük bir an için ömür bile verilirdi.