4. BÖLÜM

1 1 0
                                    

20 NİSAN 2005

"Hava çok güzel değil mi?" diye sordu küçük Asel yanında oturan arkadaşına. Arkadaşı ona baktı, parlayan gözleriyle kafasını salladı. İki arkadaş akşam vakti Asellerin bahçesindeki salıncakta oturmuşlar gökyüzünü izliyorlardı. Asel kafasını küçük çocuğun omzuna yaslamış yatıyordu, gökyüzünü izliyorlardı.

"Biz taşınıyoruz." Dedi küçük çocuk. Asel arkadaşının omzundan kafasını çekip arkadaşına baktı. Kaşları çattı önce sonra gözleri dolmaya başladı.

"Ama daha yeni geldin. Üç gün oldu. Hem sen bana doğum günümde adını söyleyecektin." Dedi. Dudaklarını büzdü bu sefer. Asel çok üzülmüştü.


Korku hissini iliklerime kadar hissediyordum. Pamir'e baktığımda sert, dimdik bir şekilde durmuş arabayı sürüyordu. Bana bakmıyordu ya da bakamıyordu. Pamir telefonunun çalmasıyla hızlıca telefonu açıp konuştu.

"Hay sikeyim böyle işi." Diye bağırdı. Ona baktığımda terlemişti. Bütün korkumu bir kenara bırakıp koluna dokunup konuştum.

"Pamir sakin ol." Dedim.

Kafasını çevirip bana baktığında o sert bakışı dimdik duruşu ortadan kaybolmuştu.

"Mekâna gelin o zaman Ozan." Dedi ve telefonu kapattı. Kafasını bana çevirip hafif gülümsedi konuşmaya başladı.

"İlişkimizin birinci kuralı benim yanımdayken asla korkma." Dedi.

"Sen benim yanımdayken seni ve çevrendeki herkesi koruyabilirim." Dedi. Kendinden emindi, oldukça ciddiydi. Bende hafif gülümseyerek cevap verdim.

"Demek o kadar güçlüsün." Dedim. Bana şaşkın şekilde bakıp kafasını salladı. Şu an bu ortamda bu sohbeti yapmamız ne kadar doğruydu bilmiyorum ama eğlenceli gibiydi. Pamir bana baktığında bende ona baktım. Bakışları boş değildi. Dolu bakışlardı. Bakışlarında derin bir anlam vardı. Ama o anlamı çözemiyordum, henüz onu o kadar tanımıyordum.

"Neden takip ediliyoruz?" Dedim. Bakışlarını yola çevirip cevap verdi.

"Gerçekten sevgilim misin onu öğrenmek için." Dedi.

"Kim ki bunlar?" Dedim meraklı bir şekilde. Kafasını yoldan ayırıp tekrar bana baktı.

"Düşmanlarım." Dedi. Daha fazla konuşmadan yola baktım.

Bir süre sonra Zeus'un oraya gelmiştik. Bende pek hoş anılar bırakmayan bar. Pamir arabayı önünde durdurunca arabadan inecekken kolumdan tuttu.

"Sen ne yapıyorsun?" Dedi.

"Arabadan iniyorum." Dedim.

"Hayır Ozan gelince in. Takip ediliyoruz farkındaysan silahları olabilir." Dedi. Dediğinde haklı olabilirdi. Cevap vermeden bakışlarımı bana doğru gelen Ozan'a çevirdim.

"Sen Ozan'la beraber gir içeri benim biraz işim var halledip geleceğim." Dedi. Kafamı geri Pamir'e çevirdiğimde benden cevap beklediğini fark ettim.

"Tamam." Dedim. Ozan arabanın kapısını açınca arabadan indim ve Ozan kapıyı kapattı. Pamir hızlıca arabayla beraber gitti.

"Yenge nasılsın, iyi misin?" Dedi. Boyu uzun olduğun için kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Mavi gözleri fazlasıyla maviydi.

"İyiyim teşekkür ederim. Yenge demezsen daha iyi olabilirim." Dedim. Hafif gülerek cevap verdi.

"E ama yengemsin." Dedi. Bende yandan bir bakış atıp cevap verdim.

Günün SonundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin