9. BÖLÜM

2 0 0
                                    

Yıl 2019. Zaman vermek istemiyorum. Bir önemi yok.

Sevgili günlük;

Üniversitem için Amerika'ya ilk geldiğimde kendimi çok yalnız hissetmiştim. 18 yaşımda buraya adım atmıştım. Yeni insanlar, yeni bir yer ve yeni hisler... Şu an 19 yaşındayım ve bir sene olmuştu Amerika'ya geleli. Buraya alışmam da ki en büyük yardımcım Mia'ydı, 27 yaşında ve Türk'tü ismini değiştirdiğini söylemişti. Üniversitede hocamdı aynı zamanda. Barda tanışmıştık. Beni ağlarken görmüştü ve yanıma gelmişti. Zaman geçtikçe ona karşı daha açık olup her şeyi anlatmıştım. Onu kendime çok yakın hissetmiştim. O da bana kendi hayat hikayesini anlatmıştı. Hayatı boyunca bir şeyler için savaşıp, birilerinden kaçmak zorunda olduğunu söylemişti. Kendimi pek iyi hissetmiyorum... Bugünlük yeter. Ne dersin?

İyiyim... Demiştim ama halimden de anlaşılacağı üzere iyi bir halde değildim. Karşımdaki toprak gözlü adamın da iyi olmadığını bilecek kadar onu tanıyorum. Ayakta dimdik durmuş bana bakıyordu. Sadece bakıyordu. Ben kendimi kötü hissettiğim için ona bakmakta zorlanıyordum.

"İyisin demek." Dedi. Bana doğru eğildi ve konuştu.

"Ama geride bıraktıkların pek iyi değil." Dedi. Geride bıraktıklarımdan kastı o adam mıydı? Yoksa kendisi mi?

"Pamir sen beni nasıl buldun?" Diye sordum. Zar zor konuşuyordum. Kafam yerinde değildi.

"Burcu aradı." Dedi. Kafamı sallayıp gülümsedim.

"Sarhoşsun ve bana gülümsüyorsun." Dedi.

"Neden ben sana normalde de gülümsüyorum ki." Dedim. Ne dediğimin farkında değildim, kelimelerimi seçmekte zorlanıyordum.

"Ama öfkeliydin bana en son. Çekip gitmiştin ya ve bir aydır görüşmüyoruz." Dedi. O da bu durumdan rahatsızdı ve üzgündü.

"Sana olan öfkem seni görünce geçiyor ki." Dedim ve tekrar konuştum.

"Sana olan öfkem seni görünceye kadar Pamir Altuner." Dedim. Pamir birden yanıma oturdu.

"Ben o zaman hep beni görebileceğin yerde olayım öfkelenme bana." Dedi ve güldü. Kafamın yerinde olmadığının farkındaydı ve dalga geçiyordu.

"Bende seni aradım yıllarca ama bulamadım. Seni bulmak için bir sürü şey yaptım çünkü çocukta olsam sana hissettiğim o duygular gerçekti." Dedim ve gülümsedim.

"Ama şimdi sen bir anda çıktın ve bana yıllardır benden haberin olduğunu söylüyorsun. Neden gelmedin yanıma. Benim sana kaç kere ihtiyacım oldu. Kaç kere seni bulmayı diledim. Kaç kere kafamı gökyüzüne kaldırıp baktım ama sen hiçbirinde gelmedin." Dedim. Söylediklerim bağırmama sebep olmuştu.

"Neredeydin Pamir?" Dedim ve gözlerine baktım. Onun da gözleri dolmuştu ama o gözlerindeki yaş akmıyordu. Akmaması için savaş veriyordu.

"Benim seni koruyabilmek için güçlü olmam lazımdı. Kaç kere gelmek istedim karşına çıkmak istedim ama yapamadım." Dedi.

"Benim korunmaya ihtiyacım yok." Dedim.

"Ben sen yokken, annemi kaybettiğimde yeterince güçlü durmayı öğrendim zaten." Dedim ve kafamı öne eğip akan göz yaşımı elimle sildim.

"Ne yani güçlü olmak için mafya mı oldun şimdi?" Dedim ve güldüm. Issız yerde gülüşüm yankı yapmıştı.

"Bunları ayık olduğunda konuşuruz." Dedi.

"Ben zaten ayığım." Dedim ve yüzüne baktığımda yüzü kızarmaya başlamıştı. Manolyaya alerjisi vardı. Yanıma oturmuştu. Elimi yüzüne götürüp okşadım. Sakalları elime batıyordu ama bir önemi yoktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Günün SonundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin