calabria'nın girdabından sicilya'nın ise kırmızısından kaçamazsın

38 6 0
                                    

Bana verilen görevi başarıyla tamamladıktan sonra kendimi yurda nasıl attım hiç bilmiyorum. Öyle bir uyumuşum ki sonraki gün öğleden sonra dörtte uyandım. Benim için kahvaltı sayılan akşam yemeğimi yerken de bir yandan bilmem kaç kere baştan izlediğim Sherlock Holmes'a tekrardan başlama kararı almıştım. En sonunda merakım ağır basıp bizimkileri aramaya karar verdiğimde ikisi benden önce davranmış ve yurt odasına girmişlerdi. Lobideki kapı sesini duymamla hemen laf dalaşına girmem de bir oldu.

"Bir an hiç gelmeyeceksiniz zannettim. Zahmet oldu size."

"Geldik işte. Pizza da aldık. Hem de en sevdiğinden."

"Aynenn. Dondurma da aldık." dedi Kai'de banyonun kapısını açarken.

"Yalnız azıcık erimiş olabilir. Yurda sokmak biraz zor oldu da.. Bazı yeni yöntemler denememiz gerekti. Ama sen o kısımları sorgulama. Boşver."

Soobin şirin çıkmaya zorladığı bir ses tonu kullanıp üstüne Hueningkai'de gergin bir gülüş bıraktığı an benim algılar bir şeylerin ters gittiğini hemen anladı zaten.

"Soobin ya kimle kavga ettiğini buraya gelip adam gibi anlatırsın ya da ben hiç hoşuna gitmeyecek yöntemlerle öğrenmesini bilirim." dedim duygu barındırmayan bir ses tonuyla.

Konuşmamla poşet sesi durmuş ve kapanan banyo kapısıyla ikilinin yavaş adımlarla buraya gelmesi bir olmuştu. Hint dizilerini aratmayacak kadar uzun süreli bir bakışmadan sonra Soobin, ancak kendine gelebilmişti.

"..ne?"

Yaşadığı şokla hiçbir şey anlamadığını belli eden Soobin'in suratına bakarken bıkkınlıkla nefes verdim.

"Şöyle ki Soobincim, benim öğrenmememi istediğiniz bir şey yaptığınızda, ki geçmiş yıllardaki tecrübelerime dayanacak olursam bu genellikle kavgaya girip adam dövmek oluyor, benden saklanıyorsunuz çünkü küçükken özellikle karıştığın kavgalar olmak üzere, yaptığın her şeyi annene ispiyonluyordum. İspiyonlamamam için ise bana günahını bile vermeyen Soobin tatlı tatlı yağcılık yapar, normalde keloğlan gibi gülen Kai ise komik bir gülüş yerine gergin bir kahkaha bırakırdı. Listeyi fullediğimize göre birileriyle kavga ettiğinize eminiz. Peki neden kavga ettiniz?"

Bacak bacak üstüne atıp beni izleyen ikiliden cevap beklemeye başladım. Ama sadece onları izlemekle yetinebildim. Yanıt alamadığıma da şaşırmadım çünkü daha önce de dediğim gibi. Küçükken Soobin ne zaman birileriyle kavga etse annesinin muhteşem bir tarifle yapılan tarçınlı-havuçlu kekleri karşılığında olayları yetiştirdiğimden, onca yıl geçmesine rağmen bu konularda hâlâ daha bana güvenmiyorlardı.

"Madem siz anlatmıyorsunuz o zaman ben açıklama getireyim." dedim arkama iyice yaslanırken.

"Normalde bugün antrenmanınız yok ama çantanızdan ve hala terli olduğu belli olan vücudunuzdan anlaşıldığı gibi antrenmandan geliyorsunuz. Bu da demek oluyor ki takımdakilerden biriyle kavga etmiş olma olasılığınız fazlasıyla yüksek. Genel hasarı sol elmacık kemiğinden aldığını göz önünde bulundurursak solak birinden yumruk yemişsin Soobincim. Ve gözlemlediğim kadarıyla bizim takımımızda solak sadece iki kişi var. Taehyun ve Riki. Yaranın oluşma açısı birazcık daha aşağıya doğru. Niki ile neredeyse aynı boyda olduğunu göz önünde bulundurursak eğer sana yumruk atsaydı boy eşitliğinden dolayı düz veya daha yukarı bir açıyla gelirdi. Ama dediğim gibi seninki daha aşağı bir açıdan geliyor. Geriye kalan son seçenek olan Taehyun'un da bir basketbolcuya göre kısa kalan boyunun 179 olduğunu varsayarsak, Taehyun piçinden dayak yeme cesaretini gösterdiğin için seni bir turda benim döveceğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Haksız mıyım?"

hayat kısa rahipler uçuyor, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin