KÇ-19

11 1 0
                                    

Ertesi sabah erkenden kalkıp hazırlandık. Anıl, annesini aradı. Annesi direkt gelebileceğimizi söyledi. Evden eşyalarımızdan bazılarını alıp Anıl'ın evinin yolunu tuttuk. Eve girdiğimizde Anıl'ı herkes heyecanla karşıladı.

"Anıl bey hoşgeldiniz!" Tüm hizmetliler güler yüzüyle karşıladı onu. "Hoşbuldum."

Tüm ilgi alaka Anıl'ın arkasından giren beni görene kadardı. Herkesin yüz ifadesi değişmişti anında. "Siz de hoşgeldiniz."

"Hoşbuldum."

"Ben size odanızı göstereyim Anıl bey."

Hizmetlilerden genç olanı takip edip Anıl'ın odasına çıktık. Anıl odayı dikkatle inceledi. "Teşekkürler Filiz."

"Rica ederim Anıl bey."

Adının Filiz olduğunu öğrendiğim hizmetli odadan çıkacakken Anıl onu durdurdu. "Filiz, valizleri yerleştirir misiniz? Zaten az bir şey var."

"Peki Anıl bey."

Filiz Anıl'ın valizini odaya çekip benimkini çekmemişti. Tabii bu Anıl'ın dikkatinden kaçmamıştı. "Lila'nın valizini neden orada bıraktın? Bilmediğim bir durum mu var?"

Filiz hafif korkulu gözlerle bir Anıl'a bir de bana baktı. "Ee şey efendim, anneniz Lila hanıma misafir odasını hazırlattı."

Bakışlarım Anıl'a kaydığında gözlerindeki öfkeyi sezmiştim. "Ne demek oluyor bu? Annemi çağır, hemen!" Filiz, Anıl'ın bağırışından sıçrayıp başını eğerek çıktı odadan. Anıl da derin nefesler alıp vererek kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Anıl'ın annesi çok geçmeden odaya geldi. Gülümsedi. "Canım oğlum, beğendin mi odayı?"

Anıl ateş püskürüyordu. "Ne demek bu anne! Sen şaka mı yapıyorsun?"

"Ne oluyor oğlum?"

"Lila'ya misafir odasını ayarlatmak ne demek?"

Benim adımı duyar duymaz bana döndü ve baştan aşağı memnuniyetsizlikle süzdü beni. İtici bir kahkaha attı. "Sanırım yanlış anlaşıldım ama sizin tarafınızdan değil. Filiz ve Ferda yanlış anlamışlar sanırım."

Anıl'ın bakışları hala öfke doluydu. "Hiç kontrol de mi etmedin?"

"Ay nereden bileyim? Güvenip o işi verdim onlara işte."

Annesi odadan çıkacakken bana döndü. "Sen de hoşgeldin."

"Hoşbuldum."

"En kısa zamanda düzeltirim bu odayı. Siz merak etmeyin."

Anıl'ın annesi odadan çıkarken kapıyı kapattı ve çıktı. Anıl şuh bir kahkaha attı. "Neyse, şu bahçeye çıkalım canım biz."

Anıl'ı başımla onayladım ve onunla beraber bahçeye indik. Babası da bahçedeydi. Bize hafif tebessüm etti. Tabi bu tebessümün yalandan olduğu çok açıktı. Önündeki laptobu kapatıp yerinden kalktı. Anıl'a sarıldı. "Hoşgeldin oğlum, davetimizi kırmayacağınızdan emindim."

"Hoşbuldum baba."

Bana da elini uzattı. "Sen de hoşgeldin. O gün için kusurumuza bakma, biraz gerilmiştik. Normalde öyle değilizdir."

"Bundan eminim." Gülümsedim. "Bu arada tanışamadık, ben Lila."

"Memnun oldum kızım, ben de Haluk."

Eliyle bize karşısındaki koltuğu gösterdi. "Ayakta kalmayın buyrun."

Anıl ile yan yana oturduk. Biraz gergindim, Anıl da bunu fark etmiş olmalıydı. Elimi tuttu ve hafif kaş göz hareketiyle rahat olabileceğimi anlatmaya çalıştı. Anıl yanımda olduğundan her şey şimdilik yolundaydı.

KAYIP ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin