Veliaht Omega /Chanlix

¹⁷

Toplantı salonundan çıkar çıkmaz odama bir doktor çağırdım ve Chris ile birlikte odamda muayene oldum.

Doktor vücuduma alışık olmadığım kadar çok adrenalin yüklendiği için zorlandığımı ama iyi idare ettiğimi söyledip birkaç ilaç verdi ve dinlenmemi tavsiye etti.

Yemek yiyip ilaçları içtikten sonra gidip cenaze işlemlerini kontrol etmek ve yeni merkeze yapılacak olan köşkün planını hazırlamak istiyordum ama Chris yataktan çıkmama izin vermediği için şu anda o sırtını yatak başlığına yaslamış ben ise onun kucağında dinleniyordum.

Saçlarımı okşayan eller ve sert kahve kokusuyla iyice mayışmışken uyumamak için inat edip gözlerimin kapanmasına engel olmaya çalıştım.

"Hadi bebeğim uyu artık. Önümüzdeki birkaç haftamız yoğun geçecek bu yüzden iyi dinlenmelisin."

"Sende uyu."

Diyerek kucağından kalktım ve başımı yastığa koyup yorganın altına girdim. O da yanıma yattıktan sonra beni kendine çekti ve saçlarım arasına bir öpücük kondurdu.

Göğsüne yasladığım başımı kaldırıp dudaklarına uzandım. Ben küçük bir öpücük kondurup çekilecekken alfam elini yanağıma çıkarıp uzaklaşmama engel oldu ve uzun bir öpüşme başlattı.

Nefes nefese kaldığımızda alt dudağımı çekiştirerek geri çekildi. Dişleri arasındaki dudağımla küçük bir inilti verdim ona.

Vücudunu aşağı doğru kaydırıp başını boynuma gömdü ve sadece bir öpücük kondurdu. Ardından başını kaldırmadığı için boğuk çıkan sesiyle konuştu:

"Uyu minik omegam. Uyu yoksa alfam pençelerini çıkaracak."

Ne kadar o an alfamı her şeyden çok istesem de bunun için zamanımız yoktu. Eskisinden azda olsa hala titriyordum, dinlenmeliydim, dinlenmeliydik.

Bu yüzden sustum ve Chris'e sarılarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.

--------------------------~-----------------------------

Yavaşça gözlerimi açtım. Öğle uykusuna yattığımı hatırladım ve yanımda Chris'i aradım. En son boynuma sıcak nefesini veren alfam yatakta gittikçe aşağı kaymış, yüzünü göğsüme yaslamış ve kollarını sımsıkı bana sarmıştı.

Bir elimi saçlarına götürüp okşamaya başladım. Biraz sonra nefes alış verişleri derinleşti ve mırıltılar çıkarmaya başladı.

"Hmmm kokun burada çok yoğun."

Minik bir kıkırtı çıkarıp cevapladım onu.

"Normalde boyunda daha yoğun olmaz mıydı ?"

"Seninki burada ama~"

Sonunu uzatarak konuştu ve burnunu durmadan kokladığı, karnım ve göğsüm arasındaki boşluğa sürttü.

Kıkırdadığımda başını kaldırıp bana baktı. Vücudunu yukarıya doğru kaydırıp yüzüme yaklaştı ve dudaklarımı öptü.

Birlikte yataktan kalktık. O duş alırken ben üstümü değiştirip ona kıyafet hazırladım. Ardından masama oturdum. Birkaç kağıt ve kalem çıkarıp çizmeye başladım.

Ben çizerken odamdaki banyodan belindeki havluyu tutarak Chris çıktı. Islak saçlarıyka harika görünüyordu. Arkamdan yaklaşıp yanağımı öptü.

"Yatağın üstüne kıyafet koydum onları giyebilirsin."

"Bir gün çıplak kal diye yalvaracaksın."

"Yalvarmadığımı nereden çıkardın ? Üşütüp hasta olma diye söylüyorum."

"Hmmm yalvarıyorsun yani."