Araba patlatmak hep hayalimdi, nasıl bir duygu olduğunu merak ediyordum. Filmlerde gördüğüm zaman çok heyecanlanırdım küçükken. Her zaman yanan arabayı gerisinde bırakıp yürüyen insanların çok havalı olduğunu düşünürdüm.
Eh, en azından bunu deneyimleme fırsatını bana verdiği için Namjoon'a teşekkür edebilirdim. Bir işe yaramıştı.
Geldiğim sahil kenarındaki kulübeye doğru ilerlerken hala Namjoon'un aramalarını reddediyordum. Cevap vermezsem sürekli arayacaktı, bu yüzden telefonu uçak moduna aldım.
Kulübenin içine sessizce girerken duyduğum tuş sesleri ile burada olduğunu anladım. Dudaklarım yukarıya doğru kıvrılırken sesini duydum.
-İşin düştü değil mi yine?" Önüme düşen saçlarımı geriye doğru iteklerken telefonu hemen yanına koydum. "Bir numara bulman gerekiyor."
-Kim Namjoon'un haberi yok mu?" Cevap vermeyip arkasındaki koltuğa oturdum. Yanda duran kitaplardan birini alıp karıştırmaya başladım. "Cevap versene hergele herif."
-Jimin!" Ofladı. "Benimle düzgün konuş çocuk."
-Çocuk demeyi kes sen de." Telefonumu aldı. "Son mesaj atan mı?"
-Aynen.
Elimdeki kitabı karıştırmaya devam ederken ona zaman tanıdım. Bulması elbet biraz zaman alacaktı ama bulacaktı emindim. Şu ana kadar Jimin'in elinden bir şey kaçmamıştı. En azından ben böyle düşünüyordum.
-Bu adam da kim böyle?" Yaklaşık yarım saatin ardından ilk kez konuştu. "Hyung gel buraya hemen."
Yerimden kalkıp yanına giderken bilgisayardaki kodları anlamaya çalıştım. Bir şey anlamadığımı Jimin fark etmiş olacak ki açıklamaya başladı.
-Şu an senin telefonunun içindeki kodlar burada. Şurası da..." En alttaki kodu gösterdi. "Bu mesajı çeken elemanın kod numaraları. Bu kodlarla bulunduğu yeri tespit edebilirsin. Ama şöyle bir sıkıntı var..." Eliyle saçlarını karıştırırken ofladı. "Bu eleman bizimle dalga geçiyor. Kodları elediğim zaman karşımıza 'HOSEOK' yazılı bir mesaj çıkıyor."
-Yani..." Telefonu alıp uçak modundan çıkarttım. "O istemeden onu bulamayacağım."
-Hyung ben bu kodları biraz daha kurcalayacağım. İlla bir açığı olacaktır, bulduğum an sana mesaj atacağım." Başımı hafifçe sallarken pes etmek hoşuma gitmiyordu. Jimin'in ilk defa başarısız olduğunu görmek de canımı sıkmıştı.
Bu durum biraz da olsa karşımdakinin nasıl bir karakter olduğunu anlamama yardımcı olmuştu. Uçak modundan çıkardığım telefonuma bildirim sesi gelince güldüm.
-O mu?" Jimin'in sorduğu soruya cevap vermeden mesaj kutuma girdim.
Gönderen xxx:
Kulübeden çık, Namjoon'un yanına git. Yirmi dakikan var.
Dediği şeyle kaşlarım çatılırken sinirlenmeye başlamıştım. Jimin'e baktım, benden bir cevap bekliyordu.
-Gitmem lazım. Sonra konuşuruz." Jimin'in omzunu sıktım. "Bir ara yemek yiyelim."
Jimin başını sallarken hafifçe gülümsedi. Ne demek istediğimi anlamıştı.Hayatım tehlike içinde olduğundan Jimin'le bir anlaşmamız vardı. Herhangi bir durumda aramızdaki kod aracılığı ile birbirimize haber veriyorduk. Şu an o kodlardan birini söylemiştim ve anlamıştı.
Burdan ben çıkar çıkmaz sen de çık ve bir daha uğrama. İzleniyoruz.
Kulübeden çıktıktan sonra etrafıma göz gezdirdim. Herhangi bir şey gözükmüyordu ama elbette karşı parkta gazete okuduğunu zanneden adamı fark etmem birkaç saniyemi almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouvaille
FanficHayatı boyunca Kim Namjoon tarafından yönlendirilen Jung Hoseok; en çok aradığı kişinin o olduğunu bilmeden aşık olmuştu.