♤8♤

28 5 6
                                    

Kim Taehyung, maskesini bir kenara fırlatırken yatağın üstüne attığı çantaya yöneldi.

-Patronun selamı var. Sana mesaj atamadığı için çok üzgün." Çıkardığı telefondaki yazıyı bana gösterdi.

Yanına gelemediğim için çok üzgünüm, bir gün bunu telafi edeceğim. Şimdilik Taehyungla iyi eğlenceler!

-Kim olduğunu biliyorsun yani?" Sorduğum soruya belli belirsiz gülerken elindeki şırıngaya bir şeyler dolduruyordu. "Ağzımdan laf alamazsın."

-Kimliğini açığa çıkarttın farkındasın değil mi?

-Biliyorum, zaten artık işim burada bitti." Kolu sertçe tuttu. "Jungkook'la da işim bitti."

Dediği şeyle beynimde fırtınalar koparken ayaklarımla ona vurmaya çalıştım. "Oww, sakin ol koca oğlan." Geri çekildi. "Tek bir görevim kaldı, bitirmeme izin ver."

Koluma elindeki şırıngayı sertçe sokarken, ağzımdan acı dolu bir inilti çıkmıştı. "Patron, biraz eğlenceli halini görmek istiyor. İyilik yapıyor da farkında değilsin."

Şırınganın içinde ne olduğunu bilmiyordum. Jungkook'a yaptığı gibi bana da uyuşturucu vermiş olabilirdi.

-Korkma, uyuşturucu değil." Saçlarımı tutup geriye doğru çekti, yüzüme yaklaştı. "Birazdan anlayacaksın."

-Kim Seokjin değil mi bana o mesajları atan?" Sorduğum soruya sadece güldü. Cevap vermedi, hiçbir şekilde bir cümle dahi kurmadı.

Sağ elime bir anahtar verdi. Verme amacını söylemedi.

Yüzüne maskeyi tekrar takıp çantayı sırtına aldı. Eliyle selam verip odadan çıkarken gözlerim onu izledi.

Ne verdiğini ve nasıl bir etkisi olacağını bilmiyordum. Ve bu beni bir tık endişelendiriyordu.

Verdiği kilitle ellerimi çözerken durdum.

Bekleyecektim. Beklemekten başka çarem yoktu.

Çünkü şu an...

Sarhoş gibi hissediyordum. Ve başım felaket ötesi dönüyordu.

...

Kim Namjoon, Jungkook'u eski evinin orada bulmuştu. Ağlıyordu. Odasına getirene kadar da ağlamaya devam etmişti.

Ne için bu kadar ağladığını anlamamıştı, birkaç kez sormayı denemişti ama cevap alamamıştı. Her ihtimale karşı doktor getirtmiş, onu tamamen bir check-uptan geçirmesini istemişti.

3 yıl önceki olayın tekrarlanması demek, Hoseok'un onu affetme şansının tamamen bitmesi demekti.

Kendisinin suçu çoktu. Kim Taehyung'a güvenmesi, Seokjin'in de o partiye gelmesine sebep olmuştu.

Son 2 senede Kim Taehyung'u affetmiş gibi yapmıştı, Kim Seokjin'e daha da yakınlaşmak için...

Yaptıklarının sebepleri vardı ve eğer yolunda giderse her şekilde galibiyetle ayrılacaktı.

Hoseok'tan bunu gizlemeyi tercih etmişti, her şeyi çözünce anlatacaktı ama bu mesaj işi olayları karıştırmıştı.

Bir de üstüne Jungkook tam zamanında Taehyungla dışarı çıkmış, Hoseok'u odada kilitlemek zorunda kalmıştı.

Jungkook'un iyi olduğundan emin olunca yukarı kata doğru çıktı. Hoseok'a bakması gerekiyordu. Ona güzel haber vereceği için mutluydu. Hoseok için Jungkook çok değerliydi.

Odaya çıkarken gördüğü manzara karşısında şok geçirdi. Kapının önündeki iki adamı da yerde yatıyordu.

Yaşayıp yaşamadıklarını bile kontrol etmeden içeri girdi.

TrouvailleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin